Yalçın Bayer: Yeter! Söz milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Yeni ihale yasasına dikkat

BAYINDIRLIK ve İskán Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile birlikte yeni bir ihale yasa tasarısını Meclis'e sunmaya hazırlanmaktadır. Mevcut 2886 sayılı yasanın yetersizliği göz önüne alındığında, yeni bir yasanın hazırlanmasını olumlu buluyoruz. Ancak kaygımız odur ki, taslak ilgili meslek odaları ve kamuoyunda yeterince tartışılmadığından eksik çıkacaktır.

Tasarıda, ödeneği olmayan işlerin ihaleye çıkarılmayacağının belirtilmesi, birim fiyat teklifi ve anahtar teslim ihale modellerinin benimsenmesi, büyük projeler dışındaki ihalelerin uygulama projeleriyle yapılması gibi noktaların yer alması olumludur.

Bu olumlu yaklaşım, yetersiz tanımlar ve araya sokulmuş maddelerle bozulmaktadır. Her şeyden önce inşaat ve tesisat müteahhitliğinin bir tanımının yapılmamış olması, yasanın geleceği açısından kaygı yaratmaktadır. Geçmişte olduğu gibi, ‘‘müteahhitlik karnesi’’ pazarlaması öne çıkacak, müteahhitlikle ilgisi bulunmayanlar ‘‘karne satın alarak’’ kara para aklamak için ortada kol gezecek, kabzımallıkla inşaatçılık birbirine karışacaktır.

Benzer şekilde proje müelliflerinin de tanımı yetersizdir. Devlet soygundan kendini koruyacak ise, büyük-küçük proje demeden uygulama projesiyle ve ayrıntılı bir keşifle ihaleye çıkılmalı, kamuyu zarara uğratacak proje değişikliklerinden kaçınmalıdır.

Tasarının siyasi baskılara en açık yanı ise ihaleye katılımlarda bakanlara ‘‘olur’’ hakkının tanınmasıdır. ‘‘Bakan oluru’’ adı altında, birçok yetersiz müteahhit ihalelere katılmakta ve kamuyu zarara uğratmaktadır. Buna karşılık, ihalelerde şeffaflığı sağlamak amacıyla, ihale şartnamesi ve sözleşmelerinin hazırlanmasında, ilgili meslek odalarının görüşleri de alınmalı, odalar, önemli ihalelerden haberdar edilmelidir. Ayrıca müteahhitleri ve yüklendikleri işleri izlemek amacıyla, her türlü siyasi baskıdan arınmış, İnşaat Mühendisleri Odası gibi meslek odalarını içine alan izleme komisyonları kurulmalıdır.

Son bir noktayı daha vurgulamakta yarar görüyoruz. ‘‘İhale yasa taslağı AB'ye takıldı’’ şeklindeki haberler, İnşaat Mühendisleri Odası'nı son derece rahatsız etmektedir. Türkiye kendi kendine karar veremeyecek bir ülke midir ki, yasalarımızı başkalarına onaylatıyoruz? Benzer şekilde, ‘‘Türkiye'de gerçekleştirilecek olan işler, anlaşma hükümlerinde özel ihale esas ve usullerinin öngörülmesi halinde özel kanun, kararname ve anlaşma hükümlerine göre yürütülür’’ maddesi de yabancılara tavizden başka ne anlama gelmektedir? Kamuoyunu ve milletvekillerini, bu konuda dikkatli olmaya, ülkemizin eğemenlik haklarını çiğnetilmemesi için hassasiyet göstermeye çağırıyoruz.

Muzaffer TUNÇAĞ

İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı

Kongre öyküsü

ANAP Ankara İl Başkanı Erol Akgün, ‘‘Garip bir kongre’’ (8.5.2001) yazısında eleştiri yönelten, ismi saklı bir delegenin söylediklerinin yorumunu ‘‘son derece taraflı ve gerçek dışı bulduğunu’’ söyledi.

‘‘Her şeyden önce Genel Başkanımız Sayın Mesut Yılmaz'ın kongre öncesinde ilçe başkanları ile yaptığı toplantıda Sayın Erol Akgün'e (kendisine) destek istediği savı gerçek dışıdır. Aksine 24 ilçe başkanı deklarasyon vererek genel başkanımıza Sayın Erol Akgün'ü (kendisine) desteklediklerini söylemişlerdir. Genel Başkanımız da bunun üzerine sadece Sayın Erol Akgün'le (kendisiyle) çalışmaktan keyif duyduğunu belirtmiştir.

Sayın Mehmet Demirel'in -diğer aday- baskı gördüğü iddiasının nasıl belirlendiği de ayrı bir husustur. Bırakın baskı görmeyi, neredeyse adaylık için teşvik edilmiştir. Çünkü gerçekten de ANAP'ın birinci ilkesi demokratlıktır. Biz bunu genel başkanımızın karşısında aday çıkan Işın Çelebi kongresi örneğinde de son derece açık şekilde göstermişizdir.

‘‘ANAP'lı delege’’nin yanlış saptadığı diğer bir konu da, daha önce genel merkezde hiç kongrenin yapılmadığını söylemesidir. Geçmişte de, hem Çankaya hem diğer ilçelerin kongreleri, Nejat Arseven ile Gökhan Maraş'ın il başkanı seçildiği kongreler de genel merkezde yapılmıştır.’’

Dile getirilen, savların yanlış olduğunu doğurmamaktadır. Erol Akgün’e destek istediği de açıkça ortadadır. Mehmet Demirel'in kim tarafından adaylığa zorlandığı da parti içi meselesidir.

Bir gül bir imza

CHP MYK üyesi ve Kadın Kolları Genel Başkanı Güldal Okuducu, Anneler Günü nedeniyle kamuoyuna bir öneride bulunuyor:

‘‘Bir kampanya başlatıyoruz. Kamu bankalarından bir milyon doların üzerinde borç alıp da ödemeyenlerin açıklanmasını istiyoruz. Bir yurttaş olarak kimlerin borcunu ödediğimizi bilmek hakkını kullanmak istiyoruz.

Geleceğimizi kim çaldı? Utanmayın açıklayın! Kimler aldı, ödemedi? Devalüasyondan önce kimlere dolar satıldı. Halkı kim soydu, kim?

Bizleri kimlerin dolandırdığını öğrenmek istiyoruz. Onları tanımak istiyoruz. Utanmayın açıklayın.

Yurttaşlarımızı yolsuzluğa ve yoksulluğa duvar örmeye çağırıyoruz.

Haydi; açık, şeffaf, dürüst, erdemli bir yönetim için soygunculardan hesap sor. ‘Bir gül bir imza' kampanyasına katıl.’’

Oh ne kıyak askerlik

SAĞLIK Bakanlığı'nda çalışan bir grup personel, ‘‘yeğenini vatan için dinci teröristlere şehit veren’’ bir bakan olarak Osman Durmuş'a soruyor:

Melih Gökçek'in 'yakını' olarak FP'nin basın danışmanlığında bulunan Ebubekir Akkaymak bir yıldır yanınızdan ayrılmadı. Meğer bu arada 8 aylık askerliğini Ağrı'da ‘‘gizlice’’ yapıvermiş. Akkaymak'a siz mi, Gökçek mi torpil yaptı? Askerlik bir kamu kuruluşunda yapılıyor mu? Yoksa hep raporlu muydu? Asker olduğu için mi yurtdışı gezilerinize katılamadı. Kadrosunu askerlikten sonra verdiğinize göre, askerlik süresince ‘‘maaşını’’ hangi bütçeden sağladınız.

Olmadı Seydaoğlu

PARLAMENTO'dan bir milletvekili aradı, ‘‘İsmimi yazma. Parlamento çatısı altında dostluklar oluştuğu için kendisine söyleyemedim’’ dedi. Anlatacağı olayı, Amerikan Büyükelçiliği'nin arkasında Paris Caddesi'ndeki bir apartmanın kapıcısından dinlemiş. Dediği şu: ‘‘ANAP Diyarbakır Milletvekili Sebgatullah Seydaoğlu, bu sokakta büro olarak kullandığı bir dairede işlerini takip ediyor, seçmenlerini kabul ediyormuş. Bazen de güzel hanımlar gelip gidiyor ve sazlı sözlü álemler yapılıyormuş. Zaman zaman bir ambulans da midesi bozulanları veya tansiyonu çıkanları hastaneye götürüp getiriyormuş. Tek sıralı yola çektiği arabası trafiği tıkayınca aşağıdan korna çalanları bir güzel dövüyor veya dövdürtüyormuş. Zaten geçenlerde Meclis'teki lojmanında da yetiştirdiği güvercinlerden komşularının rahatsız olduğunu TV'lerde izlediğimiz Seydaoğlu'ndan çevresini rahatsız etmemesini ve bir kent yaşamına uygun yaşamasını istiyorlarmış. Bin de size iletiyorum.’’

Kaymakamdan 'baz' emri

KADIKÖY'den Altan Dinçer, Caddebostan'da 10 katlı bir binanın 10. katında oturmaktadır. Baz istasyonlarının ilgili kamu kuruluşlarından gerekli izin alınmadan kurulması ve tesis edilmesinin toplum sağlığına verdiği zararın kanıtlanmış olduğunu bilmektedir. O güne kadar kamu görevlilerinin, görevlerini hassasiyetle yaptıklarına inanıyordu. Komşu çatıdaki Türkcell'in baz istasyonu, oturduğu daireye 8-10 metre uzaklıktadır. Kadıköy Kaymakamı Hüseyin Eker'e, 12.1.2001'de bir yazı yazarak baz istasyonunun kaldırılmasını ister. Kaymakam, ‘‘Ulaştırma Bakanlığı'nca çıkarılan yönetmelik gereği bu konuda görevlendirilen kuruluşlara baz istasyonunun ölçümü yaptırılacak, Ulaştırma Bakanlığı'na iletilecek ve normal değerler üzerinde bir ölçüm tespit edilirse, bakanlığın talebi üzerine baz istasyonu kaymakamlığımızca kaldırılacaktır’’ der.

Aradan üç ay geçtikten sonra bir işlem yapılmadığını gören Altan Dinçer, 11.4.2001'de Kaymakamı bir kez daha uyarır. Kaymakam Eker'in 16.1.2001'deki yanıtı hayli ilginçtir:

‘‘... dilekçenizde komşu apartman çatısına kurulan baz istasyonundan şikayetiniz ile ilgili olarak, kurulan baz istasyonu ölçümünün tarafınızdan yaptırılarak, sonucun işlem yapılmak üzere Kaymakamlığımıza bildirilmesini rica ederim.’’

Bakın Dinçer bize ne diyor:

‘‘Sayın Kaymakam, mevcudiyetinin bilincinden uzak icraatı içinde topluma hizmeti şahsımdan beklemektedir. Lütfen köşenizden Kaymakamı göreve davet edin.’’

İnsafınız kurusun

GARANTİ Bankası Bebek şubesine 50 milyonluk kendi çekimi tahsile gittim, 5 milyon lira kestiler. Çekin kendi şube çekleri olduğunu neden provizyon kestiklerini sordum; ‘‘emir böyle’’' dediler. Her çekten %10 kesilse dünyanın parasını toplarlar. 50 milyon liraya 5 milyon lira kesilmesi nerede görülmüştür? Bu da bir vatandaşın parasını hortumlama olayı değil midir? Bu tür uygulamalardan bıktık artık. Başaran TÜRK-İSTANBUL

%55 yalanı

HALK Bankası'ndan tedavim için esnaf sanatkár kredisi aldım. Önce faizi yükselttiler; eylemler olunca 'düşürdük' dediler. Devlet büyüklerimiz kriz nedeniyle yürüyen esnafa faizleri sabitlediklerini söylediler. Hani faizler %55 geri çekilmişti? Bu ülkeyi ailemle beraber terk etsem vatan haini derler. Ne yapayım 3 çocuğumla bankanın önünde oturma eylemi mi yapayım, yoksa kendimi mi yakayım? H.CAN-İSTANBUL

Canavara dikkat

OKURUMUZ S. Ergün, 'Yeter söz trafikzedelerin' diyerek güvenli bir trafik için öneriler sunuyor: Sen sen ol, sakın canavar olma! Hangi köye gidersen git, yeter ki 'Tahtalıköy'e gitme. Azrail'in en acımasızı, önce alkol içen, sonra da direksiyon başına geçendir. Trafikle tanışmak, onunla yarışmaktan her zaman daha güvenli ve daha neşelidir. Trafikte tek yaşam sigortan, sevgin, bilgin, sabrın ve hoşgörünle, yine sensin. Her trafiğe girişin bir yaşamak ve yaşatmak sınavıdır.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Ben dünyayı sevmeye geldim.’’

(Yaşar Kemal)

MESAJ

UĞUR Mumcu Mahallesi- Üsküdar hattında görev yapan İETT ve Özel Halk Otöbüsleri belirtilen saatlere uymuyorlar. Kafalarına göre keyfi davranarak insanları zor durumda bırakıyorlar, kısacası düzenli çalışmıyorlar. İlgili makamlara -Emsal Gençalp'e- defalarca dilekçe vermemize rağmen hiçbir sonuç alamadık. Acaba İETT'nin bu duyarsızlığı mahallemizin adının 'Uğur Mumcu' olmasından mı kaynaklanıyor?

Velİ YILMAZ-İSTANBUL

TÜRKİYE'nin ilk gezici kuaför salonu Wella TIR, Anadolu'ya çıkmadan önce yarınki 'Anneler Günün'de Taksim Meydanı'nda konuşlanacak ücretsiz hizmet verecek.

Yazarın Tüm Yazıları