Yalçın Bayer: Hiper'den 100 gram peynir alamam ki...

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

ADNAN Akgünel'in, Flaş TV'de esnafın sorunlarını dile getiren programında Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, çarpıcı konulara değindi.

Hipermarketler, bakkalları ezerek, yok ederek nereye gidiyor?

Belediye başkanlarından uzun süreden beri tepki alıyoruz.

Esnaf Kefalet Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Suat Yalkın diyor ki:

‘‘Sayın Bakan, bir yerde açılan hipermarket 54 çeşit esnafı yok ediyor. Durdurun bunu.’’

Esnaf aylardır haykırıyor: ‘‘Eridik, bittik. Artık ekmek ve gazete satmak bizi kurtarmıyor.’’

Tanrıkulu, Akgünel'in programında, bakkal-hipermarket çekişmesine bir nokta koyuyor:

‘‘İmkánım olsa, elimden gelse, şu anda bir genelgeyle süper ve hipermarketleri hemen yasaklarım. Zaten bunun hukuki altyapısını hazırladık. Zırhımızı giydik, yasasını çıkartacağız.’’

Tanrıkulu, ‘‘54 çeşit esnafın yok edilmesine kimse razı gelemez’’ diyor.

Okurlarımız bir süredir ‘‘Bakkallarımız yok olmasın' diye haykırıyorlar.

İstanbul, Ankara ve İzmir'de bazı belediyeler, yeşil alanları hipermarketlere veriyor.

Diyarbakır, İzmir, Eskişehir ve Yozgat'ta hipermarketlerde satılanların kaçta kaçı bölgenin üretimini kapsıyor.

Buna hiçbir marketçi yanıt veremiyor:

‘‘Bölgemizde yetişen hiçbir bakliyat, sebze ve meyve satılmıyor.’’

BAKKAL AMCA HALKBANK'A TALİP

Flaş TV'de dikkat çeken bu sorunlar üzerine Güngören Bakkallar Odası Başkanı İdris Keskinci ile konuşuyoruz.

Keskinci, sıkıntıyı en sıcak yaşayan esnaf liderlerinden biri... Aracılığımızla hükümete önemli bir mesaj veriyor:

‘‘Her gün dükkánını açıp kapatan esnafımızın yaşadığı sıkıntıları hükümetimizin, bankaların durumu kadar ciddiyetle ele alması gerekiyor.’’

- Esnafın kredi sorunu ne oluyor?

- Halkbank'ın verdiği krediler 5 milyara yükseldi, ancak bunu alabilmek ömür törpüsü. Aldığında da Bağ-Kur, vergi borcunun bir miktarını ödeyebiliyor, bir iki çekini ödeyebiliyor. Sürekli sıkıntısını çözemiyor, erteliyor. Bu nedenle Halkbank'ın esnafa verilmesi gerekiyor.

- Peki, Halkbank'ı almaya ne kadar hazırsınız?

- Hazırız ama zorluklar var. AB'nin esnaf ve sanatkárlara uyum için hibe niteliğinde fonları var. AB'nin Sosyal ve Ekonomik Sosyal Başkanı Anatolia Pezzini geldi, 'Bankanız olursa bu fonları aktarabiliriz' dedi. Hükümet 4 milyon esnafı düşünüyorsa, derhal Halkbank'ın çoğunluk hisselerini Türkiye Esnaf Kefalet Kooperatifleri Merkez Birliği'ne devretmeli... Bizler, bankayı hortumlamak için değil içini doldurup esnafımızı güçlendirmek için istiyoruz. Kişilerin bankası var, 4 milyon esnafın yok. Devlet gücümüzün TOBB kadar olduğunu duymalı, anlamalıdır artık.

TURŞU GÖNDERMEK YETMİYOR

- Market ve hipermarketlere karşı ne yapıyorsunuz?

- Büyükler o hale geldi ki, sokak aralarına kadar girdiler. Bazıları gelip bakkalı, çalıştığı yerde işçi yapıyor. Raflar, ipotek karşılığı bazı ürünlere kiralanıyor. Sorarım size, yabancı sermayeli bu firmalar geldiği zaman Türkiye'ye ne getirdi? Hiçbir şey; teşvikler aldılar. Bunlar milli sermayeyi çok güç duruma soktular; özellikle de Anadolu sermayesini. Sonra ürünleri üreticiden 3-4 ay vadeli alıp, indirim yaparak peşin satıyorlar. Sonra da bu paraları repoya yatırıyorlar. Ama faizler düşünce şimdi zora düştüler, bu nedenle sokak aralarına kadar indiler. Sıcak parayı bakkalın kasasından çekmeye başladılar. Personel çıkarmaya başlayınca hizmet kaliteleri de düştü. 8 yaşındaki çocukları potansiyel suçlu saymaya başladılar. Bakkal ise bu çocuğu sever, okul durumunu sorar, parasının üstünü düşürmesin diye avucunu sıkı sıkı kapatır.

- Bunlar ihracat yapıyor mu?

- 25 bin paket turşu gönderdim dese ne yazar. Dışarıya götürdükleri para önemli.

- Siz neden birleşip bir güç olmuyorsunuz?

- Olmaya başladık. İstanbul Esnaf Odaları Birliği'nin önderliğinde, Bakkal Odaları, Kefalet Kooperatifleri ve Tekel Çalışanları Vakfı'nın katılımıyla GÜNBAK AŞ'yi kurduk. Güngören Stadyumu'ndaki bir tribünün altını 20 bin metrekarelik tedarik merkezi yaptık. Üreticiden toptan alıp, bakkalımıza vadeli mal vermeye başladık. Bir yanda bakkalımız kazanırken, rekabet gücünü artırdık. İstanbul'da günde 2100 dükkána ulaşıyoruz. Ayda 8 trilyon ciro yapıyoruz. Bu olayımız enflasyonun düşürülmesinde önemli bir katkıdır.

- Nasıl?

- Hipermarketler, bundan sonra kentlerin dışına; örneğin Fransa'da olduğu gibi 50 km uzağa kurulmalıdır. Zaten bu durum 8. beş yıllık planına da hedef olarak konuldu. Uygulamaya şimdiden geçilmelidir.

Esnaf uyanıyor; büyükler artık zorlanıyor.

Kimse farkında değil ama bu savaş hükümeti doğrulara sevk etmek zorunda kalacak.

Çünkü, bu kavga Batı'da yaşandı, mahalle bakkalları ayakta kaldı.

İşte size kaynak

ÜLKEMİZİN içinde bulunduğu ekonomik durum herkesi etkilemektedir. Özellikle sıcak para akışının sağlanması en önemli konudur. Askeri harcamaların ülkemiz ekonomisindeki payı da bütçede önemli bir yer tutmaktadır. Her geçen gün yeni bir ihalenin açılması ve en az milyar dolarlardan bahsedilmesi, ekonomisi iyi olmayan bir ülke için fazla değil midir?

Bedelli askerlik uygulamasının tekrar uygulamaya konulması ile büyük miktarda para elde edileceği biliniyor. Bu uygulama neden bir daha yapılmıyor? Ekonomiyi büyük ölçüde rahatlatacak bedelli askerlik uygulaması ülkemizin yararınadır. Avrupa'ya entegre olmaya çalışan ülkemizde, bir insanın en verimli çağında hem de 18 ay askerlik yapması çelişki değil de nedir?

Erdem GÜZ

Mesaj

HAVA kirleniyor... Atmosfer ısınıyor, sellere davetiye çıkarılıyor. Yerküre mahvolma tehlikesiyle karşı karşıya. 'Gözlüklü Martı' öneriyor:

Bilenler bilmeyenlere haber versin!

Ayrıntılı yazı www.aribilgi.com.tr sitesinde.

MEVDUAT Sigorta Fonu'nun 22 Aralık 1999 tarihinde bankalara el koymasının ardından bir yıl geride kaldı. Bizler Yurtbank, Egebank ve Sümerbank'ta off-shore hesaba yönlendirilmiş 5000 hesap sahibi mudiler olarak sorunlarımıza, hükümet yetkililerinin açıklamalarına rağmen hiçbir çare bulamamaktayız. Bize daha fazla acılar yaşatmayın. Bu sorunların çözümü için intiharlar mı gerekiyor?

Erdoğan UCA-İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları