Vücudunuzu toksin çöplüğü yapmayın

Detoks ihtiyacını belirlemeden önce toksinlerin neden ve nasıl oluştuklarını bilmek gerekiyor.

Vücudun bu toksinlerden arınma yollarını öğrenmekte de fayda var. İnsan vücudu sürekli olarak çalışan, üreten, trilyonlarca hücrenin müthiş bir iş birliği içinde görev yaptığı mükemmel bir varlıktır. Bu olağanüstü varlık yiyeceklerle aldığı kaloriyi enerjiye çevirmek, ihtiyaçlarını sürekli olarak yenilemek, üretmek ve tüketmek üzere kurgulanmıştır. Bu sistem ihtiyaç duyduğu havayı, suyu ve besin maddelerini doğadan temin ettiği sürece "tık" bile demeden size sabırla ve sadakatle hizmet eder. Bu süreçte bir takım atık maddelerinin oluşması yani zararlı bazı toksinlerin meydana gelmesi normaldir. Bu toksinler solunum yoluyla (karbondioksit gibi), böbreklerle (ürik asit, keton cisimleri, üre gibi), cilt yoluyla (bazı mineraller ve paslandırıcı atıklar) veya karaciğer-safra sistemi yoluyla vücudunuzdan uzaklaştırılır.

DOĞAL DETOKS SİSTEMİNİZE İYİ BAKIN

Yukarıda anlatılanların özeti insan vücudunun zaten başarılı bir "detoksifikasyon" sistemi ile toksinlerden arındırma yöntemleri ile donatıldığıdır. Gerçekten de şanslı ve mükemmel üretimleriz. Mükemmel doğal detoks sistemlerine sahibiz. Ama bu sistemlerin iyi işlemesi için bazı önlemler ve biraz kişisel dikkat gerekiyor. Eğer sisteminize detoks organlarınızın gücünden daha fazla toksin yüklerseniz, toksin üreten yiyecek-içecekleri, toksin yüklü besinleri vücudunuza dahil ederseniz veya detoks organlarınızdan birinin görevini yapamaz hale getirirseniz, vücudunuz kısa sürede bir "toksin çöplüğü"ne dönecektir.

Sayısız toksin var

Yiyecek-içeceklerle vücudumuza dahil ettiğimiz toksinlerin pek çok çeşidi var:

l Alkol

l Sigara

l Fazla miktarda kafein

l Besinlere eklenen boyalar, renk maddeleri ve diğer kimyasallar

l Besinlere bulaşan cıva, kurşun gibi ağır metaller, hormonlar, antibiyotikler, böcek zehirleri

l Çamaşır-bulaşık deterjanlarının artıkları

l Egzoz gazları, sigara dumanları ve diğer endüstriyel kaynaklı gazlar, güneş ışınlarının fazlası

l Parfümler, kalitesiz kremler

l Gereksiz yere kullanılan ağrı kesici, antibiyotik, antidepresanlar gibi ilaçlar, bitkisel bazı ürünler

l Ateşte yakılmış ızgaralar, barbeküde pişirilmiş etler

l Çoğu fast food ürünler

l Derin tavalarda kızartılarak hem lezzeti hem de toksin miktarı artırılan yiyecekler

l Kötü üretilmiş pasta, bisküvi, kurabiyeler ve bütün cipsler


Bu son saydığımız ürünlerin bazılarında bulunan kanserojen maddelerin "nitrozaminler"in ve "trans yağlar"ın da ciddi birer toksin olduklarına kuşku duyulmuyor. Siz bu listeyi daha da uzatabilirsiniz. Listedekileri genişlettikçe bedeninizin nasıl olup da bu kadar çok toksinle başa çıktığına gerçekten şaşırabilirsiniz.

Hızlı zayıflatan diyetler hastalandırıyor

Hızlı zayıflatan diyetler asla kalıcı bir zayıflama sağlamazlar. Bu diyetlerin uygulanabilmesi için çok fazla kalori kısıtlaması gerektiğinden, vücudunuz için gerekli olan pek çok maddeden mahrum kalırsınız. Diğer taraftan biyoritmine aykırı bir süreç başladığından metabolizmanızı da bozarsınız. Hızlı zayıflatan diyetler ile verdiğiniz kiloları en kısa zamanda geri alırsınız. Kilolarınızı geri almakla kalmaz, başladığınız noktaya göre daha da fazla şişmanlarsınız. Bu diyetlerin kansızlığa, saç dökülmesine, baş ağrısına, aşırı yorgunluğa, adet düzensizliklerine, cinsel güç kaybına, cilt döküntülerine ve depresyon benzeri ruhsal sorunlara yol açabileceği de biliniyor.

Size önerilen diyet listesiyle haftada yarım ila 1 kg’dan fazla kilo kaybı yapabileceği iddia ediliyorsa o programı asla uygulamayın. Eğer kısa zamanda hızla zayıflamak istiyorsanız yapacağınız en doğru şey makul düzeydeki kalori kısıtlamasını aktivite ile sağlayacağınız kalori harcaması ile desteklemelidir. Unutmayın eğer gereğinden hızlı zayıflarsanız, hasta ve sağlıksız biri olabilirsiniz.

Sadece yüzünüze değil ellerinize de özen gösterin

Çoğu kadın pek farkına varmaz ama yaşlarının en kolay belirlendiği yer elleridir. Elleri yaşlanma sürecinden korumak neredeyse yüzü korumaktan daha güçtür. Eğer cilt yaşlanmasına karşı korunma arzuluyorsanız ellerinize de özen gösterin. El sırtı ve bilek bölgesini koruyan, nemlendiren, yenileyen ürünlerden istifade edin. Bu ürünlerde en çok etkili olan kimyasal maddeler Glikolik asid, Azelaic asid, Salisilik asid, Kojik asid, Koenzim Q10’dur. Glikolik asit muhteşem bir cilt yenileme ajanıdır. Kırışıklık ve çizgilerin iyileşmesini, yumuşaklığın geri dönmesini sağlar. Azelaic asid güneş ışınlarına bağlı olsun olmasın, kahverengi lekeleri azaltabilen bir kimyasaldır. Ayrıca cilde esneklik de kazandırabilir. Kojik asit de güçlü bir pigment hafifleticisi olarak kahverengi lekeleri yok etme becerisindedir. Bazı ürünlerde pigment azaltıcı olarak kojik asit yerine hidrokinon ürünleri kullanılır. KoenzimQ10 güçlü bir antioksidan olarak el losyonlarının ve kremlerinin çoğunda yer alır.

Oynak kan basıncı yüksekliği nedir

Kan basıncının geçici ama sık yükselmesi rahatsız edici bir durumdur. Tıp dilinde "labil hipertansiyon" adıyla tanınan bu durum çoğu kez bir süre sonra kalıcı hale gelecek olan bir hipertansiyon sorununa işaret eder. Yani, labil hipertansiyon ileride ortaya çıkabilecek kalıcı bir hipertansiyonun işaret fişekleri olabilir.

Bu deyim kan basıncındaki ufak tefek oynamalardan çok büyük oranda yükselmeleri ifade etmekte kullanır. Kan basıncında strese, çevre sıcaklığına, yoğun aktiviteye, vücudun duruş bozukluğuna bağlı geçici oynamalarda bu teşhis kullanılmamalıdır. İnatçı kan basıncı oynamaları belirlendiğinde, kan basıncının 24 saatlik takibi yapılmalı kuşkulu durumlarda başta böbrek hastalıkları olmak üzere hazırlayıcı diğer faktörler araştırılmalıdır. ealtinel@yasasinhayat.org

Kaşıntı ciddi sorunların habercisi olabilir

Bahar aylarıyla beraber çoğu kişide bir "kaşınma" hali baş gösterir. Ancak bu rahatsızlık verici durumun bir alerjiden mi, böcek sokmasından mı yoksa altta yatan daha ciddi bir sorundan mı kaynaklandığını kestirmek çoğu zaman güç olur. Eğer siz de kaşıntıdan şikayetçiyseniz, kaşıntılı alanı kazımaktan kaçının ve tırnaklarınızı kısa kesin. Kaşıntılı bölgeye soğuk kompres uygulayın ve aşırı sıcaktan kaçının. Hafif, bol ve cildinizi tahriş etmeyecek türden giysiler tercih edin. Kaşıntınız çok şiddetliyse bir cilt uzmanıyla görüşmeniz olası rahatsızlıkları önlemeniz açısından önem taşır. Bu nedenle bir doktor desteği almak en doğru çözüm yoludur.

ehattat@yasasinhayat.org

Zayıflatan yaz

Yazın daha çok sebze ağırlıklı besleniyorum. Bu sistem bana hep kilo verdirir. Ayrıca sıcaklar nedeni ile iştahım da azalıyor. Ancak kilo kaybım kalıcı olmuyor. Hangi besinleri daha fazla tüketmeliyim?

Havaların ısınması ile birlikte hepimizde doğal bir zayıflama süreci başlamış olabilir. Aslında birçok kişinin de zayıflama işini yaza saklamasının önemli nedenlerinden biridir iştahdaki azalmalar. İştah azalmasını fırsat olarak değerlendirip sadece meyve ve sebze ağırlıklı beslenme vücutta yağdan çok sıvı kaybına neden olarak tartıda sizi mutlu edebilir. Özellikle egzersiz yapmayanlar için bu sıvı kaybı eylülden itibaren vücut yağ oranlarında artmalara neden olabilir. Bu nedenle sebze ve meyve ağırlıklı bu beslenme planında proteinli yiyecekleri de ihmal etmeyin. Meyveli yoğurt, ton balıklı salata, mercimekli semizotu, sebzeli omlet de tüketebilirsiniz. İşte size bir tarif;


Nohutlu yaz salatası (250 kalori)

4 yemek kaşığı haşlanmış nohut, 1 adet taze soğan, 1 adet salatalık, 1 adet domates, 2 dal maydanoz, 1 dal nane, yarım demet roka, 1 diş sarmısak, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı limon suyu, 1 çay kaşığı sirke, tuz, kekik, kırmızıbiber.

Hazırlanışı:

Domatesi ve salatalığı dilimleyin. Rokayı temizleyin. Soğan ve sarmısağı temizleyip ayrı ayrı kıyın. Üzerlerine kıyılmış sarmısağı serpiştirin. Nohut, roka, soğan ve salatalığı ilave edin. Üzerine domates dilimlerini dizip nane ve maydanoz yapraklarıyla süsleyin. Zeytinyağı, limon suyu, sirke, tuz, kekik ve kırmızıbiberi karıştırıp salatanın üzerine gezdirerek dökün. Servis yapın.
Yazarın Tüm Yazıları