Uygarlık sendromu yeni salgın hastalık

Metabolik sendrom yaşadığımız yüzyıla damgasını vuran sağlık sorunlarından biridir. Uzmanlar, bu sendromun damar sertliği yaratabilme potansiyeli bakımından kolesterol sorunu yüksekliği kadar önemli olduğunu düşünüyor.

Kilo fazlalığı ve obezite sorunu yaygınlaştıkça bu sorunun öneminin daha da artacağı belirtiliyor.

METABOLİK sendrom yaşam biçimi yanlışlarının tetiklediği sağlık sorunlarının iyi bir örneği kabul ediliyor. Bilinçsiz tüketilen kaloriler artıp, bedensel aktivite azaldıkça metabolik sendroma yakalananların sayısı çoğalıyor. Bir bakıma aslında bu bir "uygarlık sendromu"dur. Daha çok kalori tüketip daha az enerji harcamanın hediyesidir. Sendromun ana özellikleri şunlardır:

Göbeklilik: Karın çevresinde aşırı yağ birikimi, bel çevresinin kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm den fazla hale gelmesi. Bel/kalça oranının kadınlarda 0,80 'den, erkeklerde 0,95'den daha çok çıkması.

Kan yağ dengesinde bozulma: Yararlı HDL Kolesterolde azalma, Trigliserid ve bazen de zararlı LDL Kolesterolde artmanın saptanması.

Kan basıncı yüksekliği: Kan basıncının 135/85 mm Hg’nin üzerinde kalması, özellikle 140/90 mm Hg değerini aşması.

İnsülin direnci: Kan insülin seviyesinde azalma , şeker hastalığına yol aabilecek düzeyde bir insülin cevapsızlığı ve tokluk kan şekerinde artış, bazen de açlık şekerinin üst hudutları zorlaması. Yüzde 110 mg seviyelerinde dolaşması.

Pıhtılaşma eğilimi: Kanın pıhtılaşma eğilimi göstermesi, damar sertleştirici ve tıkayıcı plakaların oluşumunun kolaylaşması.

Damarlarda yangısal süreçlerin hızlanması: Damar sertliği sürecini başlatan ve hızlandıran yangısal süreçlerin hız kazanması ve sürekli hale gelmesi, kolaylaşması.

NASIL TEŞHİS EDİLİYOR

Metabolik sendrom tanısının nasıl konulacağı, kimlerin metabolik sendromlu kabul edileceği konusunda tam bir fikir birliği yok. Uluslarası Diyabet Federasyonu, Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Kolesterol Eğitim Programlarının tanı koydurucu tanımlamaları birbirinden farklılık gösterebiliyor. Genel kanı göbeklilik haline ilaveten, bozulmuş bir şeker toleransı, kan basıncı artışı ve trigliserid yüksekliği, faydalı kolesterol azlığı unsurlarından ikisinin varlığı halinde tanı için yeterli sayılıyor.

Metabolik sendrom her yaşta görülebiliyorsa da orta yaşlarda yoğunlaşıyor. Kilo-fazlalığı şişmanlık sorunu varsa, gençlerde, hatta çocuklarda bile saptanabiliyor.

Sendromun en sık görülen belirtisi, karın çevresinde yağ birikimidir. Hipertansiyon ve iyi kolesterol düşüklüğüne de sık rastlanıyor. Trigliserid fazlalığı da sık görülen bir bulgu.

Karaciğerde yağlanmaya, alkolle ilişkili olmayan bir yağlı karaciğer iltihabına ve karaciğer enzimlerinde artmaya (SGOT,SGPT-GGT), özellikle erkek metabolik sendromlularda rastlanıyor. Bazı metabolik sendromlularda kanda ürik asid seviyelerinde artış eğilimi de var.

NASIL ÖNLENİR

Metabolik sendromun bir çığ gibi yayılması, hipertansiyonlu, koroner kalp hastalıklı, beyin damarları problemli hastaların artması anlamına geliyor. Uygarlık yaygın hale gelip refah seviyesi yükseldikçe metabolik sendromluların sayısı hızla yükseliyor. Nedeni, uygarlığın aşırı kalori tüketimini ve hareketi az, tembelliği bol bir yaşam tarzını körüklemesi. Bu yönüyle sendroma bir yaşam tarzı hastalığı gibi de bakabilirsiniz. Özellikle genetik miras olarak orta yaş diyabeti, hipertansiyon, erken yaşlarda inme-felç, kalp krizi geçirmiş yakın akraba sayısı fazla ise bu sendrom hakkında bilgi edinin.Metabolik sendrom önlenebilir sağlık sorunlarının en önemlilerindendir. Ona siz de önem verin!

Hemoroid kremlerini gözünüze sürmeyin

Hemoroid kremlerinin göz altı şişliklerine iyi geldiğine yönelik "şehir efsanelerine"ne itibar etmeyin. Bu kremlerin göz çevresine kullananların yararlı olabileceğini gösteren tıbbi kanıtlar güvenli değil. Güvenilir herhangi bir tıbbi araştırma yok. Bu kremlerin tahriş edici etkileri ile göz çevrenizde ciddi zararlar oluşturabilir, kaş yapayım derken göz çıkarabilirsiniz.

Gözaltı şişliğini azaltabilirsiniz

Gözaltı şişlikleri, sık karşılaşılan bir sorundur. Genellikle tekrarlayan, çoğu kez geçici bir kozmetik sorundur. Nadiren ciddi tıbbi problemlerin habercisi de olabilir: Böbrek hastalıkları, kalp ve karaciğer yetmezlikleri, tiroid bezi tembellikleri ve bazı alerjik sorunlar, gözaltı şişlikleri ile ortaya çıkan, sadece gözaltında değil, gözün tüm çevresini ilgilendiren bir şişlik sorununuz varsa işi şansa ve zamana bırakmadan tıbbi yardım almalısınız. Sorunun öncellikle alerjik kökenli olabileceğini hatırlamalısınız. Eğer şişlik çok belirgin, inatçı, kalıcı ve/veya vücudunuzun diğer kısımlardaki şişliklerle beraberse tıbbi yardım almakta geç kalmamalısınız. Gözaltı şişlikleri çoğu kez geçici bir kozmetik sorundur. Sabah ve akşam saatleri, uzun yolculuklar, ciddi yorgunluklar, uzun süreli okumalar, uykusuz geçen geceler sonrasında daha sık görülür ya da belirginleşir.

Geçici şişlikler için şunları yapabilirsiniz:

Sabah kalkınca göz altı bölgenize soğuk su veya buzlu kompres uygulayın.

Soğutulmuş bir jel-maske kullanabilirsiniz.

Yeşil çay süzüntüsü veya soğutulmuş, sıcak yeşil çay poşetini torbaların üzerine tatbik edebilirsiniz.

Aynı uygulamayı dilimlenmiş soğuk salatalık halkaları ile de yapabilirsiniz.

Geceleri yatağınızın baş kısmını yükseltmeyi deneyebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları