Üstüme gelmeyin yakarım

DUMANSIZ Hava Sahası uygulamasının ardından beklediğim türde haberler tek tük de olsa patlıyor.

Kahve basan tiryaki, tesisi olduğu gibi çatıya taşıyan girişimci lokantacı!

Haberin Devamı

Yaratıcılık konusunda bütün adaylar henüz belli olmasa da, bahçe sulama hortumuyla sigara içmeyi akıl eden arkadaşa benden bir ödül gider.

Uzun menzilli nargile hesabı...

Borunun dışarıdaki ucunda tek dal cıgara tütmekte.

Öteki uçta ise nefes çekmek için ciğeri düğümlenen tiryaki var. Tabii ki içeride...

Ah benim güzel ağbim, değer mi yahu!

* * *

Sigara yasağının estetik darbeleri de sürmekte.

Dünyanın en ucuza mal edilmiş reklam kampanyası gibi duran ve kusura bakmasınlar hakikaten ucuz olan filmlerin ve afişlerin ardından bu kez yasak tabelası indirdi şaplağı.

Sigara yasağını duyuran, lacivert/kırmızı/siyah/beyaz renklerin hakim olduğu “Sigara Yasaktır. İçersen paranı alıyoruz güzelim” temalı afiş bir grafik katliamı.

Renk, font, dizayn... Berbat!

Haberin Devamı

İşin fena yanı, bu uyarının bu afişle yapılmasının zorunlu olması.

Yıllardır gittiğim kahvede uyarı afişinin çirkinliği dikkatimi çekince “Yahu aynı metni bilgisayarda yazın, kendi dizaynınızı asın, bu ne çirkin şey!” dedim.

Elemanlar “Bunu asmak zorundaymışız. Zabıta geldi 20 TL bayılıp almak zorunda kaldık” şeklinde cevap verdi.

Aynı gün kitapçıda fotokopi olarak aynı afişi gördüm.

Onlar da kapıya gelen bir satıcıdan 2 TL’ye kopyasını alıp asmışlar.

* * *

Sigara yasağını anladık, yasak!

İçmiyoruz biz de, çıkıp kapı önünde içiyoruz.

Fakat şu çirkin afişi zorunlu kılmayın bari!

Söz, içmeyeceğiz, içersek de cezamıza razı olacağız.

Üstümüze fazla gelmeyin, yakarız vallahi!

Ayşe ve Ruhat Hanım, ayrılın artık

AYŞE Arman ve Ruhat Mengi arasındaki köşe savaşı, tahrip gücü yüksek cümleler eşliğinde devam ediyor.

Böyle bir konuya dalmak üzereyken eğer bir tarafsanız bunu belirtmek gerekir.

Ortada benim taraftarlığımı veya hadddim olmasa da hakemliğimi gerektiren bir tartışma başlığı yok ama Ayşe var.

Ayşe benim eski arkadaşım.

Hiç üzülsün, kırılsın istemem.

Ruhat Mengi de üzülüp kırılmasın tabii.

Polemikte araya giren de kavga ayıran bahtsız misali darbeye maruz kalabilir.

Fakat birinin çıkıp “Yeter artık, ayrılın” demesi gerekiyor.

Niye mi?

Çünkü tartıştıkları belli bir konu başlığı yok.

Haberin Devamı

Yazılar şahsi boyutta hakaretimsilerle dolu.

Anladık, birbirinizden hoşlanmıyorsunuz.

Ama bir yerde durmanız gerekiyor.

İşinize karışmak gibi bir niyet beslemiyorum.

Fakat dışarıdan bakınca iki tarafa da fayda sağlamayan hatta iki tarafı da yıpratan ve hoş hisler uyandırmayan bir ağız dalaşına döndü iş.

Benden küçük bir uyarı.

“Ayşe, Ruhat Hanım!.. Sarılıp öpüşün, barışın gayrı!” noktasına kadar ilerlemeyeceğim.

Ama bence durmalarının zamanı geldi.

İkisi için de böylesi daha iyi olur.

Okuyucuda “yanında yetişkinler kavga ederken utanan, sıkılan çocuk” efekti yaratma riski var.

Yani hiç kimseye yaramıyor bu polemik.

Elçiye zeval olmaz diyerek sıyrılabilecek miyim bakalım?..

Bu da benim derdim olsun!

Yazarın Tüm Yazıları