Uçakta maç izleme keyfi

Uzun Los Angeles uçuşu sırasında THY’nin ücretsiz wi-fi ve canlı TV uygulamasını test etme fırsatım oldu...

Haberin Devamı

Uçak 10 bin metrenin üzerine çıktıktan sonra wi-fi hizmeti devreye giriyor.

İsteyen yolcular da cep telefonu, tablet veya bilgisayarlarından internete bağlanıyor...

Mail’lerine bak, Twitter’da lafla, Facebook’ta takıl, WhatsApp’ta yazış...

Böyle 13 saat gibi uzun uçuşlarda can sıkıntısına bire bir...

Hayattan kopmuyorsunuz, uçağın içinde zaman çok daha çabuk geçiyor.

Ancak canlı TV uygulaması henüz yaygınlaşmamış.

Sadece BBC ve Euronews yayını vardı bizim uçuşta.

“Türk kanalları eklenmedi daha” dediler...

Ama iPad üzerinden Türk kanallarına ulaşmak mümkün.

Biz Star TV’nin uygulamasını indirip 10 bin metre yukarıda Fenerbahçe maçını izledik mesela...

Güner Abla...

“NTV ve Star’ın yayın yönetmeni” Ömer Özgüner annesini kaybetti.

Şimdi zannedeceksiniz ki başındaki sıfatlar için konu ettim ben bunu...

Ama bilmezsiniz ki, “NTV ve Star’ın yayın yönetmeni Ömer Özgüner”in annesi bizim için Güner Abla’ydı...

Sadece Ömer değil, hepimiz oğluyduk onun.

Okuldan döndüğümüzde önümüze yemeğimizi koyar...

Haytalık yaptığımızda kulağımızı çeker...

Hastalandığımızda en iyi tedavi yöntemlerini o bilirdi...

Hepimiz için en az Ömer kadar endişelenirdi.

Yazılarımın da, televizyon programlarımın da Kartal’daki sevgili komşularıyla beraber en büyük eleştirmeniydi.

Beğendiğini de, beğenmediğini telefon açıp söylerdi.

En güzel aşureyi de o yapardı...

İşte biz o Güner Abla’yı yitirdik...

Biz, bizi bugünlere getiren en büyük insanlardan birini daha kaybettik.

Başımız sağ olsun kardeşim...

Haberin Devamı

Dizi sayısı fazla değil

Bizde diziler fazla deniyor, her sene yapılan 70-80 dizinin çok olduğu söyleniyor ya...

Amerika’da her yer dizi...

Los Angeles zaten bu işin merkezi, sokaklar, billboard’lar, gazeteler, otobüslerin üzerleri dizi ilanlarından geçilmiyor.

Kanalların bu iş için özel stüdyoları var...

New York’ta da özellikle sezon başlarında aynı görüntüler oluşuyor. Orada da dizi ilanları otobüslerden duvarlara her yeri kaplıyor.

Amerika’da da dizilerin bir kısmı çok iş yapıyor (bunlar bizde de gösteriliyor), çoğu orta şeker gidiyor, bizdeki kadar çok olmasa da bazıları da 5-6 bölüm sonra kaldırılıyor.

Elbette Amerikan TV ekonomisiyle bizimki bir değil ama oranladığımızda, bizdeki dizi sirkülasyonunun çok olmadığı ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

İsmi Neşet

Bizim bir arkadaşımız var, yıllar önce Neşet Ertaş’a hayranlığı nedeniyle adını Neşet olarak değiştirdi...

Şaka değil söylediğim...

Gerçek adı Ali İlhan. Hadi tam ifşa edeyim; Temmuz Film’in sahibi, tiyatro ve müzik organizasyonları yapıyor.

Biz Ali İlhan’ı tanıdığımızda, yani 16-17 yaşlarındayken, hep Neşet dedirtirdi kendisine...

Neden böyle yaptığını sorduğumuzda, Neşet Ertaş’ın bozlaklarını anlatır, hayranlıkla türkülerinden bahseder, çıkarır bir kasetini hediye ederdi.

Neşet Ertaş geceleri düzenlerdi bize...

Biz de onun sayesinde büyük ustayı tanıdık, sevdik...

Hâlâ da hiçbirimiz Ali İlhan demez ona, Neşet aşağı Neşet yukarı...

Telefonumda bile adı Neşet diye kanıtlı.

Neden anlattın derseniz bunu, söyleyeyim;

Kaybettiğimiz Neşet Ertaş’ın, hayranlarına isim değiştirtecek kadar büyük bir ozan olduğunu anlatmak için...

Haberin Devamı


Ödüller gişeye mi?

Hülya Avşar, Altın Portakal jüri başkanı olarak tavrını koydu ve “Ben gişesi olan filmlere oy veririm” dedi...

Yıllardır Antalya’da “gişe filmleri mi, sanat filmleri mi ödüllendirilmeli” diye tartışıldı durdu...

Hiç değilse Avşar’ın jüri başkanlığı bu tartışmayı noktalayacak.

Popüler kültürden gelen bir isim olarak popüler kültür filmlerini destekleyecek Avşar.

Başkan’ın iki oy hakkı var...

Diğer jüri üyeleri de Avşar gibi düşünürse, gişesi az sanat filmleri Antalya’dan bu sene eli boş dönecek demektir...


 

Yazarın Tüm Yazıları