Üç harekát sırasında dört cephenin durumu

TÜRKİYE-İran-Kuzey Irak bölgesinde neler oluyor?Bu operasyonlar sırasında perde arkasında neler yaşandı?

Türkiye ile İran arasında gizli bir anlaşma mı var?

Geçen hafta biraz bu konuları araştırdım.

Ankara’da konuyla direkt ilgisi bulunan bazı kişilerle konuştum.

Ortaya ilginç bir siyasi thriller çıktı.

Bugün değişik bir şey yapacağım.

Aldığım bilgileri, herhangi bir senaryo içine yerleştirmeden alt alta yazacağım.

İsteyen isteği senaryoyu kurabilir.

Bir de ayrıntı.

Bu bilgileri, en yetkili kişilerden dinledim.

Ama ikinci kaynaktan teyit ettirme imkánım yoktu.

BİR GÜN ÖNCE ORADA KİM VARDI

İlk hava operasyonunun başladığı günün bir önceki gününe dönelim.

Yani ertesi gün hava operasyonu başlayacak.

Çok ilginç bir kişi, işte tam o gün Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinde bulunuyor ve en üst düzeyde yetkililerle görüşüyor.

Bu üst düzey Türk yetkili MİT Müsteşarı Emre Taner.

Emre Taner daha önce de bölgeye gitmiş, birtakım oluşumlar için hazırlıklar yapmıştı.

Ama bu girişimleri Ankara’da bazı kesimler tarafından durdurulmuştu.

Demek ki madde 1:

İlk hava operasyonu Kuzey Irak’a bizzat en üst düzey yetkililerden biri tarafından iletilmişti.

HAREKÁT KAÇ GÜN ÖNCE BİLDİRİLDİ

Gelelim kara harekátına.

Bu harekát tam 8 gün önceden gerek ABD’li, gerek Kuzey Irak’lı yetkililere bildirilmişti.

Ancak bu bilgilendirmeye rağmen, harekát sırasında çok kritik anlar yaşandı.

Çünkü Barzani şu endişeyi taşıyordu:

Türk ordusu Kuzey Irak’a girecek ve bölgeyi işgal edecekti.

Kara harekátı sırasında 4-5 çok kritik an yaşandı.

Ama bunların hepsi diplomatik girişimlerle önlendi.

Peki Türk askeri ile Barzani peşmergeleri hiç çatışma noktasına geldi mi?

Konuştuğum yetkilinin cevabı şöyle:

"Hayır. Bir ara birbirlerine çok yaklaştılar ama çatışma noktasına gelmedi."

İRAN’LA GİZLİ BİR ANLAŞMA MI YAPILDI


PKK’nın Kandil’deki varlığına en büyük darbenin vurulduğu son hava harekátına gelince.

İşte bu olayda, Türkiye ile İran arasında çok ilginç bir işbirliği gerçekleşti.

Önce şu sorudan başlayalım.

Türk uçakları, İran hava sahasından geçip mi Kandil’i vurdu?

Türk uçakları zaman zaman İran hava sahasına girdi.

Ama bu öyle; çok derine girme şeklinde olmadı.

O bölgede İran-Irak sınırı çok girinti çıkıntı yapıyor.

Bu girinti çıkıntılarda sınır ihlali olması kaçınılmaz.

Bir jet uçağı Mach 2 hızıyla, yani saatte 1500 kilometre süratle uçuyor.

Yani bir anda kendinizi İran sınırı içinde bulabiliyorsunuz.

TÜRK F -16’LARI SINIRI NASIL GEÇTİ

İşte bu noktada çok kritik bir sorunla karşı karşıya kalındı.

Türk Hava Kuvvetleri F-16 uçaklarını kullanıyor.

Oysa Amerikan Hava Kuvvetleri de bölgede F-16 uçuruyor.

Bu durumda, İran radarlarının Türk uçaklarını Amerikan F-16’ları sanması tehlikesi ortaya çıkabilirdi.

Bu tehlikeyi önlemek için Türk F-16’larının tanımlayıcı işaretleri İran tarafına bildirildi.

Böylece jetlerimiz hiç rahatsız edilmeden kısa süreler için İran hava sahasına girip, oradan Kandil’i bombaladı.

ORTA KADEMEDEKİ UÇAKTA TÜRK SUBAYLARI VARDI

Ya Türk-Amerikan işbirliği?

Bu operasyonda da işbirliği çok iyi çalıştı.

Bölge üzerinde üç ayrı uçak tipi uçuyordu.

En üstte Amerikan Hava Kuvvetleri’nin istihbarat uçağı vardı.

Onun altında, İncirlik’ten kalkan istihbarat uçağı vardı.

Bu uçakta Türk subayları da bulunuyordu.

En altta ise "Predator" denilen pilotsuz keşif uçakları vardı.

İkinci kademedeki uçak aynı zamanda yerdeki seslerin tespitini de yapıyordu.

İÇERİ ÇEKİLEN PKK SİLAHLARI NE OLDU

Bir de son küçük ayrıntı.

Dağılan PKK, Kuzey Irak’ın iç kesimlerine çekiliyor.

Merak ettim, acaba silahları ne oldu?

Haberlerde şöyle bir ayrıntı var:

PKK’lı teröristler, Barzani güçlerinin kontrol noktalarından geçerek iç taraflara dağılmışlar.

Öyleyse silahları ne oldu?

Ya kontrol noktalarında teslim ettiler.

Veya Kandil civarında sağlam depolara bırakıldı.

ÜÇ HAREKÁTIN DEBRIEFING’İ

Ankara’dan topladığım bilgilerin özeti şu:

Belki de bölge tarihinde ilk defa bir terör örgütüne karşı böylesine sağlam bir uluslararası işbirliği yapıldı.

PKK büyük bir darbe yedi.

Ancak Kürt sorunu çözüldü mü?

Hayır, asıl çözüm süreci şimdi başlıyor.

Yani içerdeki toplumsal savaşı kazanmak.
Yazarın Tüm Yazıları