Türkçe 'off', cehalet 'in'

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Okuduğumuz, konuştuğumuz Türkçenin durumunu iç kapayıcı örneklerden öğrenmek ister misiniz?

Türkçe konusundaki cehaletimizin derecesini tahayyül ve tasavvur edebiliyor musunuz?

Konuşurken, yazarken yaptığınız hataların farkında mısınız?

Hatalarınızı düzeltmek için bir çaba gösteriyor musunuz?

Çoğumuzun sorulara cevabı, Hayır olacak.

Durumun kötülüğünü öğrenmek için, Feyza Hepçilingirler'in Türkçe 'OFF! (Remzi Kitabevi) kitabını mutlaka okuyun.

Bu tür kitapların yüzü asıktır, oysa Feyza Hepçilingirler'in dil yanlışlarımızı sıralayan kitabı, dilbilgisini bize güleryüzle aktarıyor. Örneklerle bizi hem bilgilendiriyor, hem de denemenin tadına varmamızı sağlıyor, ironisi de tam uygun kıvamda.

Türkçe 'OFF'u gülerek/üzülerek okudum.

Günlük yaşamda farketmediğimiz hataların büyüklüğünü, kitapta görünce anlayabiliyoruz ancak.

Hepçilingirler, kitaptaki hata yapanlar sıralamasında başı siyasilere vermiş. Yöneticilerimizin Türkçeyi bilmedikleri ortada, belki de onun için ne yaptıklarını bize anlatamıyorlar.

Şarkı sözlerindeki cehalet, dublajlardaki rezalet... Bence her bölüm ayrı bir kitap olabilir, malzeme çok.

***

Örnekleri okuduktan sonra, girişe gerek yoktu diyebilirsiniz.

Başkalarında gülünç gördüğünüz hataların daha fazlasını yaptığınızı unutmayın.

‘‘Azimet Köylüoğlu: Buradaki amacımız Batı standardına Türkiye'deki törör olayanı çekmek.’’

‘‘Demek standart dışı törör yapılıyormuş Türkiye'de, terörü Batı standardına uydurursak sorun kalmıyor.’’

Tansu Çiller'in Türkçesinin neresini düzeltelim?

Azerbaycandaki bir isyan için, ‘‘Memnuniyetle izliyoruz,’’ demiş.

Bir bombalamadan sonra da, ‘‘Ölü kaybı olmamıştır,’’ diye konuşmuş. Böylece ölülerin sağ salim mezarlarına ulaştarıldığı anlaşılıyor.

Gazete başlıklarına gelelim:

‘‘Londra'da özgürlük gösterilerinin sonu kötü bitti.’’

‘‘Son bir daha nasıl bitsin.’’

‘‘Katliamda ihmal var.’’

‘‘Gereğince uygulanamamış bir katliamdan söz ediliyor. Yüz kişinin öldürülmesi planlanmış; ama İhmal yüzünden sadece on kişi öydürülebilmiş sanki.’’

Rahle-i tedris'ten geçeceklerine tedrisat'tan geçenler, selamlık deyince arkasından harem yerine haremlik diyenler, manen'in arkasından maddeten'i bilmeyip madden'i kullananlar.

Yabancı dilden kelime deyim kullananları yazar, ‘‘Türk kaşığıyla Amerikan nanesi yiyenler,’’ olarak nitelendiriyor.

Fransız kaşığıyla İngiliz nanesi yenilen günler geride kaldı.

Ünlü bir şarkıcının dinleyicilerine iltifatına ne demeli!

‘‘Bizi nasıl seviyorlar. Suratlarına, yüzlerine baktığımız zaman sevgi kıvılcımları üstümüze sıçrıyor.’’

Eskiler, ‘‘esmayı üstüme sıçratma,’’ derlerdi.

Türk Dil Kurumu ile ÖSYM arasındaki dil ihtilafına sıra gelmeden yerimiz bitti.

***

Eskiden, ‘‘Babıali kapısından mürur edip geçer iken yek bir atlı süvariye tesadüfen rastladım,’’ deyip gülerdik. Şimdi kahkahadan ağzımız kapanmıyor.

Yazarın Tüm Yazıları