Turizm Bakanı’nın paket tur sigortasının uygulanmadığından haberi var mı

YAZININ başlığındaki soruyu, biraz daha açarak sorayım. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2007 yılında çıkan kanunla, turizm acentalarının sattıkları her paket turda tüketiciyi sigortalamak ve sigorta poliçesini de yine tüketiciye vermek zorunda olduğunu biliyor mu?

Böyle bir zorunluluk olmasına karşın maalesef dört yıldır bu uygulamanın layıkıyla yerine getirilmediğinden yine Turizm Bakanlığı’nın haberi var mı?
Eminim içinizden ‘Bakanlığın böyle bir sigortadan haberi olsa uygulanmadığını da biliyor olurdu’ diye geçiriyorsunuz. Haklısınız.
O zaman gelelim asıl kritik soruya. Turizm sezonunun başladığı şu dönemde, tur şirketlerinden biri iflas etse bunun sorumlusu kim olacak? Düşünsenize. Binlerce kişi o seyahat acentasından paket tur satın almış ve tatil hayalleri kurarken bir anda şirketin iflas ettiğini öğreniyorlar.
Bu sorunun cevabına geçmeden önce kanunla zorunlu olmasına karşın 4 yıldır tam anlamıyla uygulanamayan paket tur sigortasından bahsedeyim.
2007 yılında çıkartılan kanunla seyahat acentalarına sattıkları paket turlarlar birlikte, sigorta yaptırma zorunluluğu da getirildi. Sigortanın adına da ‘zorunlu paket tur sigortası’ dendi. Böylece tur şirketleri, Türkiye içinde sattıkları paket turlarlarda taahhüt ettikleri hizmeti yerine getirememelerine karşın sigorta yaptıracaklardı. Sigortalı müşteri de, gerek seyahat öncesi, gerekse de seyahat sırasında herhangi bir nedenden dolayı mağdur olursa zararını sigorta şirketinden alacaktı. Ve sigorta acentanın iflasından tutun da beş yıldızlı otel deyip üç yıldızlı otelde konaklatmaya, uçak deyip otobüsle seyahat ettirmeye kadar olası tüm riskleri de kapsıyordu. Daha da önemlisi. Seyahat acentası, paket tur sigortasını sattığı anda müşterisine sigorta poliçesini de vermek mecburiyetindeydi.

Tur şirketleri yapmak istemiyor

Mükemmel bir uygulama değil mi? Hele ki geçtiğimiz yıllarda birçok tur şirketinin iflas ettiğini ve geride de yüzlerce ‘turzede’ bıraktığını düşünecek olursanız, böyle bir sigortanın faydası tartışılmaz bile.

Peki, ne oldu? Söyleyeyim. Uygulama halen yürürlükte. Yani bugün tur şirketinden paket tur aldığınızda , beraberinde sigorta da yapılmak zorunda. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Sigortasız paket tur satmanın yaptırımı da bir hayli ağır. Kanuna uymadığı gerekçesiyle seyahat acentasının ruhsatı iptal bile ediliyor. Yani işin şakası yok. Hal böyleyken gelin görün ki bugün beş-on tane büyük tur şirketinin dışında kanuna uyan, sigorta yaptıran seyahat acentası yok. Daha açık bir anlatımla, kanunu umursayan yok. Kanunu umursayan olmadığı gibi bu uygulamayı denetleyen, yaptırım uygulayan da yok. Diyeceksiniz ki, bu kadar önemli ve kanunla getirilen paket tur sigortası neden tam anlamıyla uygulanmıyor. İki temel nedeni var. Birincisi, tur şirketleri, maliyetleri artırdığı gerekçesiyle uygulamak istemiyor. İkincisi de Turizm Bakanlığı’nın çıkarttığı bu kanun, sigortanın kapsamını geniş tuttuğu için sigorta şirketleri bu sigortayı yapmaktan korkuyor. O nedenle de mali yeterliliği olan, güçlü seyahat acentalarına sigorta teminatı verebiliyorlar. Kabul etmek lazım ki, turizm sektöründe mali yeterliliği olmayan birçok tur şirketi de faaliyet gösteriyor. Yukarıda da değindiğim gibi geçmişte bunun örnekleri yaşandı. İşte bu tür şirketlere, sigortacılar teminat vermekten imtina ediyor.

Sorumlusu Turizm Bakanlığı

Şunu da belirteyim. Artık tüketicilerin de bilinçli davranıp, paket tur satın alırken sigortayı istemeleri gerekiyor. Eğer tur şirketi sigorta yapmaya yanaşmıyor, oyalıyorsa. Kimse kusura bakmasın, o turizm şirketi ile alışveriş yapılmaması gerekiyor. Tabi tüketicinin böyle bir sigortadan haberi olmak kaydıyla.
Bu noktada bir okuyucumdan aldığım elektronik postayı da sizlerle aynen paylaşıyorum: “Bir arkadaşımla paket tur satın aldık. Ancak sigortamız yapılmadığı gibi, bize imzalatılan sözleşmedeki bir ibare dikkatimi çekti. O da şöyleydi. ‘Sigorta yaptırmak istemiyorum.’ Haberimiz bile olmadan ve bize anlatılmadan böyle bir belgeyi imzalamış olduk.”

Anlaşılan o ki, seyahat acentaları bu tür uygulamalar yapmaya başladılar. Yani kanunu bilinçli bir şekilde çiğniyorlar. Şimdi yazımın başında sorduğum soruyu bir kere daha tekrarlıyorum. Turizm sezonunun başladığı şu dönemde, tur şirketlerinden biri iflas etse bunun sorumlusu kim olacak? Siz bu soruya kendi adınıza cevap verin. Ben de kendi adıma cevap vereyim.

Bana göre bu işin tek bir sorumlusu var. O da uygulanabilirliği olup olmadığına bakmadan kanun çıkartan. Sonra da ‘saldım çayıra mevlam kayıra’ şeklinde umursamayan. Kanunun uygulanıp uygulanmadığı konusunda hiçbir denetim yapmayan. Böyle bir sigortanın varlığından tüketiciyi bilinçlendirmeye ihtiyaç duymayan Turizm Bakanlığıdır.

Yapılması gerekense ya kanunun değiştirilecek ya da uygulanabilirliği sağlanacak. Bunu da yapacak olan yine Turizm Bakanlığıdır.
Yazarın Tüm Yazıları