TTA (Tekel) ne iş yapıyor

“İŞLEVSİZ Tekel”in öyküleri bitmiyor.  İki ay kadar önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e hatırlatmıştık...

Tekel’in ünlü ‘2. el’ makinelerinin teknik şartnamesinin 9. maddesini, sözleşmenin 12, 27 ve 37. maddelerini incelettirmiş olsa teminatın irat kaydedilmesi gerektiğini elbette fark edeceklerdi. Acaba incelettiler mi? İncelettirdiği takdirde yazdıklarımızın doğru olduğunu anlayacaklardı. (Özellikle teminatın iadesiyle ilgili İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi kararını...) Konu hakkında kim bilir kaç yazı yazdık. Birtakım eller, nedense 2. el makine konusunda ‘koruma-kollama’ görevini sürdürüyor.

Belirtmemiz gerekiyor.. Bakan Şimşek’ten başka TTA (Tekel) Genel Müdür Kasım Demirel’in de incelemesi gerekirdi geçmişte yaşananları. Herhalde cesaret edemedi. İnceleme yaptırsaydı Tekel Teftiş Kurulu Başkanlığı ile Hukuk Müşavirliği’nin teftişe ihtiyacı olduğunu anlardı.

Bir başka konu... Daha önce Tekel’deki ‘işlevsiz’ kadroları gündeme getirmiştik. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dikkati çekmiş ki, TTA (Tekel) Genel Müdürlüğü, 2.10.2009 tarihli genelge ile 6 genel müdür yardımcısından 2’sinin, 10 daire başkanlığından 3’ünün kadrolarının iptal edilmesine, şube müdürlüklerinin bir kısmının birleştirilmesine, bir kısmının da kaldırılmasına karar verdi. Acaba o yazıda belirtilen 300 bin TL’ye ihale edilen kiralık araçlarda da bir tenkisata gidildi mi? (Buradaki kastımız 4C maddesi uygulanan işçiler ile memurları rencide etmek değildir. Zaten devlet bu kişileri yeteri kadar mağdur ediyor.)

Maliye Bakanı Şimşek, genelgelere karşın yıllık kazançlarının katbekat fazlası vekalet ücreti alan avukatların durumunu Tekel’in değil bakanlığının müfettişlerine inceletirse haksızlıkların ne olduğunu görecektir; ne kadar yanlı raporlar hazırlandığını da... Örneğin, Ankara ‘İkiz Kuleler’le ilgili raporları, 2. el makinelerle ilgili teminatın iadesine ilişkin rapor... Yanlı raporla işten atılan çocuk doktorunun yargı yoluyla genel müdür Sezai Ensari’den tazminat alması, bunlar gibi yanlı yazılan raporların ‘eksik soruşturma’ nedeniyle mahkemelerin kaybedildiğini görülecektir.

Bu iktidar tarafından Tekel’e çok yazık edilmiştir. İçki bölümü 2004’te, sigara bölümü de Haziran 2008’de özelleştirilmiş olup; şimdi varlığını zarar eden Çamaltı tuzlası ile sürdürmeye çalışmaktadır.

Hoplaya zıplaya Bandırma-Susurluk

BANDIRMA-Susurluk arasına (50 km) 5 yılda 5 müteahhit değiştirilerek (nedendir bilinmez) bir yol yapıldı. Gidiş-geliş ikişer bantlı... Bu yolu devletin kontrol mühendisleri hiç mi denetlemedi? Teslim alan yetkili hiç mi kontrol etmez? Bir iktidar mensubu bu yoldan hiç mi geçmedi? Bandırma’dan Susurluk’a kadar gidip-gelmek yol hakkında her türlü bilgiyi gözler önüne serer. Yolda araba zıplaya-hoplaya gidiyor.

Milleti kendi parasıyla bu kadar mağdur etmeye kimsenin hakkı yok diye düşünüyorum. Sen istediğin kadar düşün, imam bildiğini okuyor.      

Cemal YILMAZ

İnönü Müzesi lokanta olursa!..

İNÖNÜ Vakfı’nın sitesindeki bilgiye göre, İsmet İnönü babasının memuriyeti nedeniyle Sivas’ta yaşamıştır. Sivas Belediyesi de kaldıkları konağı 1945’te müzeye dönüştürmüştür. 2001’de de valilikçe restore edilmiştir. Gazeteler, bu konağın, Sivas Valiliği’nin kararıyla restoran ve düğün salonuna dönüştürüldüğünü yazıyor. Habere göre, valilik, gerekçe olarak yer yokluğunu göstermiş. Restoran ve düğün salonu genişlesin diye de, müzede bulunan İnönü Ailesi’ne ait eşyalar da depoya kaldırılmış. Valilik yaptığı açıklamada, bir yandan “Envanter tutuyoruz” derken, öte yandan “Düğündü, nişandı vermek zorunda kalıyoruz” diyerek, durumun vahametini de ortaya koyuyor.

“Sivas’ta bir tuhaflık var” diyeceğim ama gönlüm el vermiyor. Cumhuriyet tarihinde önemli bir yeri olan Sivas Kongresi’ne ev sahipliği yapan ve daha 1945’te, kurucu iradeyi temsilen müze kararı alan bu şehir, giderek aslına yabancılaşıyor. 2 Temmuz 1993’te, Cumhuriyet tarihinin kara lekesi olarak tarihe geçen ‘Madımak Vahşeti’nin yaşandığı yerde, o tarihten bu zamana kebap yenilmesinden rahatsız olmamalarının insanda tuhaflık hissi yaratması yetmezmiş gibi şimdi de İnönü Müzesi’nde ‘takı merasimi’ yapmakta hiçbir sakınca görmüyorlar.

Madımak’ı ateşe veren güruh, “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” sloganını atmıştı. Anlaşılan, İnönü’lerin konağının düğünevine çevrilmesi de bu tahammülsüzlüğün devamı niteliğinde. Asıl mesele şu! Sivas çoğunluğunun Cumhuriyet tarihinden, Cumhuriyet’in getirdiği değerlerden, ne yazık ki hoşlanmadıkları anlaşılıyor. Peki, Ankara’da buna ses verecek, bir depoya kaldırılan İnönü fotoğraf ve eşyalarına sahip çıkarak Ankara’ya getirip, tarih bilincinin gelişmesine ön ayak olacak bir belediye yok mu?

Yerel seçimler döneminde aday adaylığı süresince başta Nâzım Hikmet Müzesi ve Faili Meçhuller Müzesi olmak üzere, tarihe tanıklık edecek müzeler yapma vaadinde bulunanlar niçin sessiz kalıyorlar?

Nurullah SARIOĞLU

2014, oldu 2023

TÜRK halkına yıllar önce AB’ye giriş için muhtemel tarih 2014 olarak verilmişti ve biz de söylenen tarihin huzuruyla rahat rahat uyumuştuk. 2014 geldi ama AB kapısında diz çökmenin sona ermeyeceği gözüküyor.

Geçen gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sorunu çözdü, yeni tarih 2023. Artık huzur içinde uykuya devam edebiliriz.

Zafer ÖZGÜR

BİLİYOR MUSUNUZ

SAMSUN Gazi Sahnesi’nde 5-6 Aralık tarihlerinde “Ulusal Mübadele ve Balkan Türk Kültürü Araştırma Kongresi” toplanacağını, 28 akademisyenin Rumeli Türk kültürü ve tarihi üzerinde yaptığı bilimsel araştırmalarını açıklayacaklarını, kongre sonunda “Türkiye Mübadiller Platformu’nun kurulma kararı alacaklarını (merkezin, Lozan Mübadilleri Vakfı’nın Ayhan Işık Sokak, No: 15-3 Beyoğlu’ndaki yerinde olacağını)...

YAZARLAR ne kadar az yazarsa, ülke o kadar huzur bulacakmış! Yazarın işi yazmaktır, iktidarı elinde bulunduranların işi de sorun yaratmak değil sorunları çözmektir.
Songül GÜNSÜR