Teke tek

Fatih ALTAYLI

Al bayrağı şimdi mi hatırladınız?

Şeriatçı'ları görüyorsunuz değil mi? O meydan senin, bu meydan benim... Her cuma gösterideler.

Tavırlarını izliyor musunuz?

Ellerinde güller...

Önce gül verip, sonra odunlarla saldırıyorlar.

Emin olun, bunların hiçbirine sinirlenmiyorum.

Onlardan beklenen de bu zaten.

Ama sinirlendiğim bir şey var... Ellerindeki bayraklar.

Bu haysiyetsizler daha düne kadar düzenledikleri mitinglerde, gösterilerde bir tane bile Türk Bayrağı taşımazlardı.

Ellerinde yeşil bayraklarla dolaşırlardı. Her tarafa bu yeşil bayrakları çekmeye çalışırlardı.

Bu sahtekârlar şimdi Türk Bayrağı'nı ellerine aldılar.

Artık o yeşil bayrakları sallamıyorlar meydanlarda. Bu kez ellerinde bizim al bayrağımız var.

Şimdi hatırladılar Türk olduklarını, bu vatanın evladı olduklarını.

Düne kadar yeşil bayrak altında toplananlar, şimdi bu millete şirin görünmek için ay-yıldızlı bayrağı siper etmeye başladılar çirkin emellerine.

Şimdi mi hatırladınız bizim bayrağımızın rengini?

Sizin pis emellerinizle örtüşmüyor o bayrak.

Çiller'in tek doğru sözü

Tansu Çiller'in siyasi hayatında (belki de tüm yaşamı boyunca) söylediği tek doğru sözün anlamı iyice ortaya çıkıyor.

Çiller, Refah Partisi için, ‘‘PKK gibi, PKK'dan daha tehlikeli'' demişti, hatırlayacaksınız.

Ne kadar haklıymış.

Bakın, Refah Partisi ile PKK nasıl aynı taktikleri uyguluyorlar Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı.

PKK, Türkiye'ye karşı sürekli olarak Avrupa Parlamentosu'nu kullanırdı.

Oradaki Türk düşmanı milletvekilleriyle birlikte parlamento içinde sürekli Türkiye aleyhinde kararlar çıkarttırmaya çalışır, onlar aracılığıyla propagandasını yaptırır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni küçük düşürmeye, köşeye sıkıştırmaya kalkışırdı.

DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve hapse girmeleri olayında da yine PKK, Avrupa Parlamentosu'nu Türkiye'ye karşı kışkırtırdı.

Şimdi aynı yolu Refah Partisi deniyor.

Onlar da parti için açılan davada Avrupa Parlamentosu'nu devreye sokmaya çalışıyorlar, aynı PKK gibi...

Onlar da Türk düşmanı milletvekilleriyle anlaşmaya çalışıyorlar, aynı PKK gibi...

Çiller'e Refah'ın gerçek yüzü konusunda halkı uyardığı için teşekkür ediyorum.

Onlarla işbirliği içinde olduğu içinse beddua...

En pahalı asker...

Erbakan'ın dünyada en çok para kazanan asker olduğunu öğrenince çok şaşırdım.

İslami Halk Komutanı'nın yardımcısı durumundaki Erbakan, bu görevi için İslami Halk Komutanlığı'ndan ayda 500 bin dolar maaş alıyormuş.

Paraya bakın...

Tam tamına 80 milyar lira aylık maaş.

Yılda 1 trilyon... Üstelik de enflasyona karşı garantili. Dolar cinsinden...

Biz de adamın günahını alıyormuşuz.

Bu kadar maaş alan adamın, oğluna 25 milyar liralık Mercedes alması çok normal.

Her ay üç Mercedes alır da, 5 milyar cebine kalır.

Merak ettiğim, bu kazancından vergi veriyor muydu?

Vergiden vazgeçtik...

Acaba zekat veriyor muydu?

Reklamını yapmayız

Sevgili Oğuz Şeren, Hürriyet muhabirlerinin çektikleri fotoğrafların, uluslararası ajanslara pazarlanması işini yürütür bizim gazetede.

Jean Marie Le Pen'in Türkiye'de tatil yaparken çekilen fotoğrafları ile ilgili olarak da normal olarak Fransız Haber Ajansı AFP'yi aramış.

‘‘Sizin Le Pen'in çok iyi fotoğrafları var. İlgilenir misiniz?'' diye sormuş AFP yöneticilerine.

Aldığı yanıt ilginiç... AFP'nin fotoğraf servis sorumlusu, ‘‘O faşist delinin fotoğraflarını dağıtmayız. O adamın reklamını yapmasına alet olmayız'' diyerek, istememiş fotoğrafları.

Ben de AFP'ye helal olsun diyorum...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Hükümetler halkı değil, halk hükümetleri yönlendirdiği zaman...

O.B.