Tanıtım ihaleleri kimlere verildi

İSTANBUL Milletvekili Berhan Şimşek, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan, TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede ilginç sorular yöneltti ve bunların yanıtını istedi.

Şimşek’in soruları 58 ve 59. hükümetlerin (Gül ve Erdoğan) dönemini kapsıyor.

Başbakanlık, bakanlıkların merkez ve taşra teşkilat ile bağlı ve ilgili kuruluşlar tarafından yapılan açılış, temel atma, tanıtım gibi faaliyetlerin hangi organizasyon firmalarından hizmet alındığı sorusundan başka şu sorular da özetle şöyle sıralanıyor:

AKP döneminde ‘Organizer Reklam, Tanıtım ve Organizasyon’ adlı reklam ve organizasyon şirketinden hangi organizasyonlar hizmet olarak alındı. Sözleşmeyle mi, ihale yöntemiyle mi yapıldı? Ne kadar para ödendi? Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan hizmet alımlarında ‘Organizer’ firmasından daha fazla hizmet alınan başka bir firma var mı? Yoksa gerekçesi nedir?

Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde de aynı hizmetler için hangi firmalara ne kadar para ödendi? Bu dönemde Erol Olçak’a ait olduğu iddia olunan ARTE adlı reklam, tanıtım ve organizasyon şirketinden hangi işler için hizmet alındı ve bu hizmet alımları karşılığında adı geçen firmaya ne kadar para ödendi?

CHP Milletvekili Şimşek, TOKİ’nin açık ihale yönetimiyle yapılacağı duyulan ‘İlan, Reklam, Tanıtım ve Halkla İlişkiler Hizmet Alımı’ işine ait 01.09.2005 tarihinde ihale yapılıp yapılmadığını da gündeme getiriyor; ihale şartnamesinden ihaleye kimlerin katıldığı ve bugüne kadar neden sonuçlandırılmadığı soruyor. ‘Ankara’da 4.855 konutun anahtar teslimi töreni için Organizer firmasının 1.9 trilyon liralık teklif vermiş midir?’ diyor.

Ayrıca TOKİ’nin bu işleri geçmişte kimlere yaptırdığı, ihale açılıp açılmadığı ve 2004 ve 2005 yılları arasındaki ihale şartnamelerinde ve ödeme planlarında farklılık olup olmadığı da soran Berhan Şimşek, sonunda şöyle diyor:

‘PERON Organizasyon, Reklam, Tanıtım, adlı şirketin kurucularından ve ortaklarından birinin bir dönem AKP Genel Merkezi Muhasebe bölümünde çalıştığı iddiaları doğru mudur? Doğruysa bu kişi kimdir? PERON adlı şirketten Başbakanlık ve diğer kamu kurum ve kuruluşları temel atma ve açılış törenlerinde organizasyon hizmeti satın almış mıdır? Hizmet satın alınmışsa bu şirkete kamu kurum ve kuruluşları tarafından ödenen para miktarı nedir?’

TRT’nin ‘dini’ yıldızları

‘YALÇIN Bey, TRT’ciler size konuları saptıran ve örten açıklama göndermeden anlatacaklarımıza devam edelim.

Şenol Demiröz zamanında dini içerikli program sayısında patlama yaşandı. Demiröz’ün ilk icraatı, cuma namazı öncesi TRT 1’de canlı dini yayın başlattı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu’nun sürekli konuk olarak katıldığı ‘Ali Bardaroğlu ile Başbaşa’ programı yayına girdi. Daha sonra bu tip programların sayısı her geçen gün arttı. Prof. M. Kemal Öke’nin sunduğu ‘Düşünce İklimi’, Muhammed Bozdoğa’ın sunduğu ‘Sonsuzluk Yolcusu’, Dr. Senai Demirci’nin sunduğu ‘Yolcu’, Engin Noyan’ın sunduğu ‘Hayat ve Din’ programları Demiröz döneminde TRT’de yayınlanmaya başladı. Tarikat destekli televizyonlarda program sunanlar, TRT ekranlarını işgal etti.

TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olarak çalışan Muhammed Bozdağ, bir programdan üç ayrı ücret alıyor. Bozdağ, Sonsuzluk Yolcusu programından hem sunucu, hem metin yazarı hem de danışman ücreti alıyor. M. Kemal Öke’ye 450 YTL, konuklara 200 YTL ödendi. Oysa tariflerde sunucular için belirlenen üst sınır 250 YTL, konuklar için belirlenen üst sınır ise 50 YTL.... Prof. Bardakoğlu’na ‘danışmanlık’ yaptığı bir kişiye ‘danışman’ ücreti ödendi. Bir öğrencinin, Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu’na danışmanlık yapabilecek bilgi birikimi var mıdır?’

Dün köşemizde sözünü ettiğimiz TRT Genel Müdür Program Yardımcısı Muhsin Mete aday adaylarından oldu. Yeni TRT Genel Müdürü’ne bu konuları çözmesi için çok iş düşüyor anlaşılan.

Sıddık Sami’yi unutmayın

‘Türk halkı, yakın geçmişte (Nisan 1960) Prof. Dr. Sıddık Sami Onar’ın, zamanın iktidarı tarafından yerlerde nasıl sürüklendiğine de tanık oldu, sahip çıktı ve unutmadı. Biz, Atatürk’ün emaneti olan Türkiyemiz’de hukuk dışı ve insan onuruna yakışmayan söylemleri, eylemleri ve yargı bağımsızlığına gölge düşürebilecek tasarrufları nefretle kınıyoruz.

Dursun ATILGAN KÖLN


Yunanistan, PKK’ya yapmadığını Batı Trakya Türk derneğine yapıyor

YUNANİSTAN’a giriş yasağı olan ‘Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nde genel başkanlık yapmış olan platform üyeleri dün Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nu ziyaret edip sorunlarını aktarmak istiyorlar. Tahsin Salihoğlu, Dr. Mustafa Rumelili, Selahattin Yıldız, Taner Mustafaoğlu ve Av. Burhanettin Hakgüder’den oluşan heyet üyelerinden sadece bir kişinin konsolos ile görüşebileceği bildiriliyor. Bunun üzerine ‘Batı Trakya Türkleri İnsan Hakları Platformu’ adına Tahsin Salihoğlu görüşmeci olarak içeri giriyor ve görüşme 45 dakika sürüyor. Derneğin görüşme sonrası yaptığı açıklamaya göre Salihoğlu, Yunan Vatandaşlık Yasası’ndaki ‘yasaklar ve ihlaller’in gündeme getirilmesine tepki gösteriyor. Şimdiki dernek başkanı Dr. Erol Kaşifoğlu’nun, bir yıllık vizesinin Kipi-İpsala sınır kapısında iptal edilip Yunan vatandaşlığından çıkartıldığını anlatan Salihoğlu’na konsolos, ‘Ben de istemezdim böyle olmasını, dostluktan yanayım, ama sanırım Yunanistan devleti tarafından derneğiniz bölücü unsur olarak görülüyor ve bu yüzden yasaklanıyorsunuz’ diyor.

Avcılar eski Belediye Başkanı olan Tahsin Salihoğlu, konsolosa Başbakan Kostas Karamanlis’e iletilmek üzere insan haklarıyla ilgili bir mektup da bırakıyor ve Yunanistan’ın 60 bin Batı Trakyalı’yı Türkiye’de ‘vatansız’ yaşamaya mahkum ettiğini bildiriyor. Karamanlis’ten ‘Türklere yapılan haksızlıklara karşı Yunanistan’ın artık yüzleşmesini’ istiyor.

Çelik Japonya’dan aşçılık bizden

DUBAİ Prensi’nin Levent’te yapmak istediği gökdelenin inşaatında kullanılacak çeliğin ve diğer malzemelerin Türkiye’de üretim yapan firmalardan alınacağını hiç kimse beklemesin! Tüm malzeme ve ekipman ile mühendis ve diğer çalışanların hepsi Japonya’dan gelecek, bize ancak onların karnını doyurmak için amelelik, aşçılık, bulaşıkçılık ve hizmetkarlık yapmak düşeceğinden, Türkiye’nin ekonomik olarak fazla bir kazancı olmayacaktır.

Mehmet E.GÜLPINAR-Ç.Ü.

SHMYO-Balcalı-ADANA
Yazarın Tüm Yazıları