Ekonomik olumsuzlukların belki de en önemli yansıması...En ciddi sancısı... Toplumsal huzursuzluk... Bununla birlikte çoğalan suç oranları...
İnsan yaşamındaki keyifsizlikler... Gasp, kapkaç, yaralama, hırsızlık... Hatta cinayet... Bazen hiç uğruna! Bu yüzden de son yılların en temel olgusu; ekonomi. Çünkü ekonomi iyi gitmezse suç çoğalıyor! Geçmişte siyasetin gündeminde bile olmayan bu konu, şimdi seçimlerin galibini belirleyen temel unsur. Ekonomik yaptırımlarınız yoksa; başarı hava! İşsizlik, istihdam ve sosyal güvenlik için önerileriniz yoksa; milletin palavraya karnı tok! Çünkü bozuk ekonomi tüm rahatsızlıkların temel nedeni... Şimdi ekonomide dünyadan Türkiye’ye doğru esen sert rüzgarların yarattığı sıkıntılar ortada. Hemen her gün bu konudaki sancılar dile getiriliyor. Ama... Dedim ya; asıl korku; bu iş büyürse... Toplumsal huzur bozulursa... Suç oranları artarsa... O zaman... Yandık demek! İşte asıl o zaman ciddi sıkıntılar... O zaman toplumsal yaşamdaki iz bırakıcı etkiler... Bunun için de önlemler alınıyor. Ve bu önlemlerin sürekli olması önemli. Adeta bir “seferberlik havası”. Son dönemlerde bu konuda toplumun her kesiminde gösterilen duyarlılık sevindirici. Suç ve ceza... Sadece bir roman mı? Yoksa... Toplumsal huzurun “terazi”si mi? Çok şükür; İzmir’de son yıllarda huzur adına atılan adımlar çok başarılı. İzmir Valisi Cahit Kıraç ile İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın “işbirliği, çalışma, dayanışma, bilgi, beceri ve koordinasyon” üzerine inşa ettikleri çalışmaların sonucu, tek kelime ile; SÜPER. İzmir tüm ilçeleri ile birlikte adeta bir “huzur kenti”. Oysa daha önce suçtan, gasptan, kapkaçtan yana dertli değil miydik? Elbette çeşitli olaylar oluyor, olacak. Ama... Bunlar o kadar az ki... Bazen duymuyoruz bile. Gündemden ciddi ölçüde çıktı. Devletin iki önemli ismini (Kıraç - Çapkın) bu katkılarından dolayı “şükran”la anmak gerek. Çünkü... Mutlu yaşamın olmazsa olmazı; HUZUR. Çok şükür; huzurluyuz! İşte rakamların dili ile İzmir’deki huzur: “2006’da 3 bin 35 olan otodan hırsızlık 2007’de bin 407’ye, 2008’de bin 35’e düştü. 2006’da bin 580 olan kapkaç, 2007’de 667’ye, 2008’de 225’e geriledi. Cinayet ve yaralama olaylarında da benzer tablo ortaya çıktı. Huzur timlerinin sayısı 330’dan 500’e, asayiş ekiplerinin de 150’den 170’e yükseltilecek” Oysa biz daha önceleri şu manşetlere alışkın değil miydik: Suç patlaması!”. Yani... Sürekli yükselen olay grafikleri. Huzurumuzu bozan gasp, kapkaç, hırsızlık, yaralama, darp... İşte rakamlarla son tablo. Evet, bir “suç patlaması” var. Bu da bir patlama! Ama... Bu kez tersine... Yani... Azalan oranlarla... Ne güzel! Suç hep böyle patlasın! Geriye...