Soykırımı tanımak, soykırım zenginine mi kaldı?

İSVİÇRE, Türkiye'yi ‘‘soykırımcı’’ ilan edince Ülkücüler, İsviçre'nin Türkiye'deki temsilciliklerinin önünde protesto eylemi yapmışlar.

Boşa zahmet...

İsviçre'nin böyle bir konuda aldığı kararın zerre saygınlığı olmaz.

Çünkü dünya álem biliyor ki, İsviçre Nazilerin Yahudilere uyguladığı soykırımdan kár etmiş bir ülke. Nazilerin katlettiği Yahudi zenginlerin parasının üzerine oturmakla sabıkalı bir ülkenin, soykırım dersi verecek hali pek olmasa gerek.

Turkcell, Digiturk'ü değil, MGM'yi almalı

TURKCELL'de çalışan bir dostum geçen gün sitem etti. ‘‘Digiturk'ü satın almak istememizin altında kötü niyet arıyorsunuz. Oysa Turkcell'in Digiturk'e gerçekten ihtiyacı var. Cep telefonu teknolojisi artık gelişiyor. Özellikle 3G'ye geçince ciddi bir içerik (content) gereksinimi olacak. Bunun için Digiturk'ü almak istiyoruz’’ dedi.

Ben de kendisine bu tezin doğru olmadığını söyledim. Gerçekten de doğru değil. Bir cep telefonu operatörü olarak geleceğe yatırım açısından Turkcell'in içerik tedarik edecek bir sisteme ihtiyacı olabilir, ama bunun yolu Digiturk'ü satın almak değil. Çünkü Digiturk, Turkcell'e içerik sağlayacak bir ortak değil, olsa olsa rakip olur.

Çünkü Digiturk, bir içerik üretmiyor. Tam aksine Digiturk içerik iletiyor. Yani başkaları tarafından üretilmiş içeriği üçüncü şahıslara ileterek aradan para kazanıyor. Digiturk bunu uydu vasıtasıyla yapıyor, Turkcell ise bunu cep telefonu frekansları üzerinden yapmayı planlıyor.

Turkcell, Digiturk'ü alınca, onun aktardığı içeriği de almış olmuyor.

Turkcell, elindeki parayla gidip MedYapım'ı, ANS'yi ya da yurtdışında MGM'yi, Universal'i, hatta Reuters'i almak istese belki bu tezi öne sürebilir...

Ama Digiturk'ü almanın gerekçesi bu olamaz.

Turkcell'in Digiturk'ü almak istemesinin tek nedeni, Mehmet Emin Karamehmet'in cebine para koymak.

Halka açık Turkcell'in tüm ortaklarının parasını...

Oğlunun çevresi babaya kazandırır mı?

ESKİ Kocaeli Belediye Başkanı Sefa Sirmen, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak istiyormuş. Ve iddialı konuşarak, ‘‘900 bin oy farkla kazanırım’’ diyormuş. Herhalde her gece İstanbul gecelerinde servet saçan oğluna güveniyor. Oğlu Mustafa Sirmen'in kız arkadaşları ve bahşiş dağıttığı garsonlar ile otopark görevlileri baba Sirmen'e oy verirlerse, daha fazla bile fark atabilir.

Hukuk varsa Cansızlar'ın orada işi yok

BU ülkede hukuk olsa, bir savcı çıkar, SPK Başkanı hakkında inceleme başlatır ve Başkan Doğan Cansızlar dün sabah itibarıyla görevden alınmış olurdu.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını milyonlarca dolar dolandıran İmar Bankası'nın ‘‘bono rezaleti’’nin baş sorumlusu Sermaye Piyasası Kurulu'dur.

SPK, İmar Bankası'nın izinsiz ve yasalara aykırı bono satışını görmüş, ancak Doğan Cansızlar'ın ‘‘korkak ve sinameki’’ tavrı yüzünden bu konuda tek bir adım atmamış ve hazine bonosu dolandırıcılığı patlamıştır. Dediğim gibi bu ülkede yürekli bir savcı olsa, Doğan Cansızlar hakkında görevi ihmal veya suiistimal suçlamasıyla dava açılır. Doğan Cansızlar da başında bulunduğu o kurumdan hemen uzaklaştırılır.

Ama Türkiye'de hukuk olmadığı ve milletvekillerinden daha fazla ‘‘bürokratların dokunulmazlığı’’ olduğu için Cansızlar orada oturmaya ve işini ‘‘yapmamaya’’ devam eder.

İmar Bankası'nda bonozede olanlar ise can çekişmeye devam ederler.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Tarımı unutarak sanayileşmenin mümkün olmadığını Türkiye'yi yönetenler anladığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları