Sortie ve Reina çay bahçesi mi olsun?

Geçen yaz İbiza’ya gittiğimde şaşırmıştım. O dünyaca ünlü gece kulüplerinin hepsi (Pasha, Privilege) kapalı mekanlardaydı.

Sonradan bir İspanyol bu şaşkınlığıma açıklama getirmişti:

Yıllar önce adadaki birçok gece kulübünün üstü açıkmış. Ancak ada halkının "gürültü" şikayetleri sonrası hepsinin üzeri kapatılmış ve bugünlere gelinmiş.

Kimse "kapalılığı" takmıyordu tabii, her yer tıklım tıklımdı.

İbiza meselesini açmamın nedeni malum: Reina, Sortie, Saphhire olmak üzere çoğu mekan bir haftalığına kapandı ve müzik yapma süreleri 02.00’ye kadar kısıtlandı.

Yani 02.00’den sonra ancak yemek müziği dozunda çalınacak şarkılar.

Mekanlar için böylesi bir karar "idam fermanı" gibi bir şey.

Peki bundan sonra ne olur? Yoksa mekanların üstü İbiza’daki gibi kapanabilir mi?

Sanmıyorum, çünkü bizimkiler İbiza’daki gibi underground kulüpler değil.

Buralarda sadece dans edilmiyor. Yemek de yeniyor.

İDDİA, İDDİA ÜSTÜNE...

Her şey bir yana, hadisenin tam yaz ortasına denk gelmesi söylentileri körüklüyor.

En yaygını tabii, AKP’nin bu tarz mekanlara karşı tavır aldığı. İçki, eğlence, vesaire dolayısıyla.

Hatta AKP’nin Anadolu Yakası’nda oturan insanları örgütlediği ve imza kampanyası başlattığı söyleniyor.

Ölçümler yapılırken kasıtlı davranıldığına dair iddialar da var.

Mesela ekipler denizden yaklaşıyormuş. Motorun gürültüsü de giriyormuş ölçümün içine.

Özellikle açık bırakılıyormuş motor, gürültü yapsın diye!

Bir başka ilginç söylenti de, Ortaköy Radisson SAS Oteli’nin gürültü kirliliği olayında yetkili mercilere özellikle destek verdiği... Neden acaba?

"BİLSEYDİK, YATIRIM YAPMAZDIK"

Bu arada yazıyı yazarken bir son dakika gelişmesi: Sortie’nin sahiplerinden Erol Kaynar aradı, mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldırmışlar.

Sortie, bu yazı yayınlandığı gün açık olabilir yani.

Öte yandan Kaynar hayli dertliydi.

Şimdi söz Kaynar’da:

"Eğer sezon başında bize bunu söyleselerdi bu kadar yatırım yapmazdık.

Düşünün, benim mekanımda 260 bin Euro’luk tesisat ve yüzlerce çalışan var.

Bu tesisatın içinde, mekandaki müziği dışarıya en az şekilde yansıtan sistem de mevcut.

Kaldı ki, 65 desibelin üstüne çıkmayın diyorlar. Bugün sokaktaki gürültü bile 65 desibel civarındadır.

Oysa burası bir gece kulübü. Çay bahçesi değil ki!"

En etkin: Tarkan

Geçenlerde bir arkadaşım Cem Ceminay’ın radyo programını dinlerken şok olmuş.

Ceminay, "Türkiye’nin en etkin 10 gay"ini sıralamaya başlamış.

Hatta seyirciden de yardım istemiş, "Sizce başka kimler olabilir" diye. Ceminay ve ekibinin listesinde yer alan isimlerden birisi de Tarkan olmuş.

Açıkçası, yapılan doğru bir şey değil. Kendisini bu şekilde deklare etmemiş birini listeye sokmak, hakkında konuşmak filan...

Ama gel gör ki, en son yurtdışındaki bir dergiye "Eşcinsellik tedavi edilebilir" gibi gayfobik vecizeler yumurtlamasa Tarkan iyi olacak.

Bakınız, toplum nezdinde algılar ters tepiyor: Tarkan konuyu negatif yönden deştikçe hem dibe batıyor hem de göze...

Ve müzik listelerine değil, başka listelere giriyor.
Yazarın Tüm Yazıları