SOĞUK ALGINLIĞI DEYİP GEÇMEYİN!

Sevgili okurlar, bu hafta konumuz son günlerde havaların tekrar soğumasıyla çoğumuzun karşısına basit bir nezle veya soğuk algınlığı sonrası çıkabilen ve her yaşta, herkeste görülebilen sinüzitler.

Haberin Devamı

KIŞ AYLARININ HASTALIĞI SİNÜZİT

Şiddetli baş ağrılarına sebep olarak kişinin yaşam kalitesini düşüren, başta vücut direnci düşük olan yaşlılar ve çocukların korkulu rüyası sinüzitler, belirtileri itibariyle grip ve nezleyi taklit ettiği için genellikle bu hastalıklardan kolay ayırt edilemez. Bu sebeple çoğu hasta doktora gitmeye gerek duymaz ve soğuk algınlığı ilaçları ile kendilerini tedavi etmeye çalışır. Halbuki sinüzit, bir KBB uzmanı tarafından teşhis ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
İşte bu hafta, aslında çok basit önlemlerle ve kolay bir tedavi ile ortadan kaldırılabilecekken, zamanla içinden çıkılamayacak komplike bir hastalık haline gelen; herkesin çok iyi tanıdığı ama bir o kadar da bilinmeyeni olan sinüzitler ile ilgili tüm merak ettiklerinizi Doç. Dr. Tuncay Özçelik ile konuştuk.

Haberin Devamı

Hocam sinüzitin tarifiyle başlayalım. Ne demektir sinüzit?

Sinüs dediğimiz oluşumlar, burun çevresinde yerleşmiş kemikler içinde bulunan hava dolu boşluklardır. Bu boşluklar burun içine açılırlar ve en belirgin olanları yanak, alın ve göz iç kısımlarında yerleşenleridir. Genellikle burun içine açılan kanallarındaki tıkanıklıklar nedeniyle iltihaplandığında ortaya çıkan enfeksiyona sinüzit adı verilir. Özellikle kış aylarında nezle, grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları sık görüldüğü için bu dönemlerde üst solunum yollarında görülen ödem, sinüs kanallarında da tıkanıklığa yol açtığı için kış aylarında sinüzit görülme sıklığı daha fazladır.

Peki bu hastalık nasıl teşhis edilir ?

Sinüzitin akut ve kronik (müzmin) olmak üzere iki tipi vardır. Akut sinüzit, genellikle KBB uzmanının belirtileri ve muayene bulgularını değerlendirmesi sonucunda, bazen bir röntgen filmi de çektirilerek kolayca teşhis edilebilir. Kronik sinüzit teşhisinde ise daha kapsamlı bir araştırma yapılmalıdır. Burun içinin endoskop adı verilen optik aletlerle muayenesinden sonra, yüz ve sinüs bölgesinin bilgisayarlı tomografik incelemesi gerekir.

Gelelim risk grubuna… En çok kimler risk altındadır?

Özellikle havası çok nemli olan yerlerde veya düzensiz hava değişimi olan bölgelerde yaşayanlarda sinüzit olma ihtimali çok yüksektir. Kirlenmiş hava teneffüsü de sinüzite yol açabilmektedir. Sigara içenler, alerjisi olanlar ve sürekli havuz suyuna maruz kalanlar risk altındadır. Ayrıca septum deviasyonu yani burnunda iç kemik eğriliği olan kişilerde, bu eğrilik burna açılan sinüs kanallarını tıkadığı için ve yine konka dediğimiz burun etlerindeki aşırı büyümeler de bu kanalları tıkayacağı için bu kişiler risk grubundadır.

Haberin Devamı

Okuyucularımızdan çok gelen sorulardan biri; bebek ve çocuklarda durum nasıldır?

Bebeklerde burun kenarı ve göz içi sinüsleri vardır. Ancak 6-8 yaşından sonra diğer sinüs boşlukları da gelişmeye başladığı için bu bölgelerin sinüziti de görülmeye başlar. Sinüzit her yaş ve cinste görülebilir. Bunun yanısıra geniz etinde büyümesi olan çocuklarda sinüzite zemin hazırlayabilir.

Sinüzite yakalanmamak için neler yapılmalıdır?

Sinüzite zemin hazırlayan günlük hayatımızdaki koşullarda bazı küçük değişiklikler yaparak sinüzit olma riskini azaltabiliriz. Kış aylarında, özellikle kaloriferli evlerde iyice kuruyan hava, solunum yolları için ideal olan yüzde 35-50 nem oranına ulaşacak şekilde bir buhar makinesi ile nemlendirilmelidir. Nezle, grip gibi soğuk algınlıkları sırasında bol sıvı almak, özellikle bu durumlarda uçak seyahatinden ve sualtı dalışlardan kaçınmak ve şikayetler uzun sürdüğünde mutlaka KBB uzmanına başvurmak gerekir.

Haberin Devamı

Gelelim tedaviye... Sinüzit nasıl tedavi edilir?

Akut sinüzit, genellikle kullanma süresi 10 gün olan ve ağızdan alınan antibiyotikler, üst solunum yollarındaki tıkanıklığı gidermek için dekonjestan yani burun açıcı ilaçlar ve burun spreyleri ile tedavi edilir. Ağrı varsa ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Kanıtlanmış alerjisi olan kişilerde antialerjik-antihistaminik türü ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Kronik sinüzitte ise daha uzun süreli ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavilerinden yarar görmeyen hastalarda alternatif tedavi ameliyattır.

Son olarak önemli bir soru; çoğumuzun basit bir soğuk algınlığı ya da nezle diye geçiştirmeye çalıştığımız ve farkında olmadığımız bu sinüzit tedavi edilmezse neler olur?

Haberin Devamı

Tedavi edilmeyen veya bazen de tedaviye cevap vermeyen sinüzitler nadir de olsa ilerleyerek bazı ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Örneğin göz etrafında apse ve kemik enfeksiyonu oluşabilir, kan yoluyla kafa içine yayılarak menenjit, beyin apsesi gelişebilir, genize olan akıntının etkisi ile orta kulak enfeksiyonu, tonsillit, bronşit ve zatürre gibi akciğer enfeksiyonları ortaya çıkabilir. Sonuç olarak, sinüzit zamanında tedavi edilmezse yaşam kalitesini bozan ve uzun dönemde yaşamı tehdit edebilecek kadar uzayan komplikasyonlara yol açan bir hastalıktır. Bu nedenle bahsettiğimiz sinüzite zemin hazırlayan tüm faktörlerden mümkün olduğunca kaçınılmalı ve buna rağmen semptomlar ortaya çıkarsa mutlaka bir doktora başvurarak tedavide gecikilmemelidir.

Haberin Devamı

HANGİ DURUMDA AMELİYAT GEREKİR

Her sinüzit hastalığı antibiyotik tedavisi ile düzelmez mi ve hangi durumlarda ameliyat gerekir?
Esin İ.

Evet, güzel bir soru. Sinüzit bulguları ilaç tedavilerine rağmen birkaç aydan daha uzun sürüyorsa endoskopik muayeneyi de içeren ayrıntılı bir KBB muayenesi yapılarak bilgisayarlı sinüs tomografisi ile tüm sinüsler ayrıntılı incelenmelidir. Eğer tomografide sinüslerin burun içerisine açılan delikleri tıkalı ve sinüsler dolu görülüyorsa ameliyat düşünülmelidir. Ameliyat yani daha önce bahsettiğim gibi endoskopik cerrahide ana amaç, sinüs kanallarındaki tıkanıklığı açarak sinüslerin temizlenmesi ve sinüzit oluşumunun engellenmesidir.

KISACA TUNCAY ÖZÇELİK

1961 Rize doğumlu olan Özçelik, ilk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladıktan sonra 1977-1984 yılları arasında Hacettepe Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Aynı fakültede 1987-1991 yılları arasında KBB ihtisasını tamamladı. 1995 yılında ABD Wisconsin Üniversitesi’nde sinüs ve ses hastalıkları konusunda çalıştı. 2000 yılında doçent oldu. Özçelik, 1992 yılından beri Bayındır Hastanesi KBB kliniğinde çalışmaktadır.

SİZ SORUN, UZMANLAR YANITLASIN

Önümüzdeki hafta konumuz, “Ameliyat sonrası ağrı tedavisi ve iyileşme dönemi” olacak. Son zamanlarda çok sık gündeme gelen ve pek çok bilinmeyeni olan bu konuyu TOBB ETÜ Hastanesi Medikal Direktörü Anestezi Profesörü Dr. Necati Çanakçı ile konuşacağız. Hayatımızın herhangi bir döneminde hepimizi ilgilendirebilecek ameliyat sonrası ağrı tedavisi ve iyileşme dönemi ile ilgili merak ettiklerinizi jineklinik@senolkalyoncu.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları