Sizce bende bavulunda çiğ ya da pişmiş tavuk taşıyan bir kadın görüntüsü var mı?

Heatrow hava alanı...

Dikkat dikkat...

Türkiye’den gelenler buraya...

Mavi koridora...

İsteseniz de istemeseniz de, ürperiyorsunuz elbette.

Toplama kampı gibi.

Tüm Türkleri topluca bir yere çağırıyorlar.

Daha doğrusu Türkiye üzerinden gelen herkesi.

Direkt talimat şu:

"Bavulunuzu açın!"

***

Biri, bir gümrük memuru, bavulunuzun altını üstüne getirmeye başlıyor.

O bavulun arkasındaki insan Betûl Mardin olunca tabii hafif alaylı soruyor:

"Affedersiniz ama ne arıyorsunuz?"

İngiliz gümrük memuru, kafasını kaldırıyor:

"Tavuk" diyor.

Mardin gülmeye başlıyor:

"Sizce bende bavulunda çiğ ya da pişmiş tavuk taşıyan bir kadın görüntüsü var mı?"

Memurun gözü, Betûl Mardin’in topuzuna, şık çantasına ve gümüş saplı asasına takılıyor...

"Bakmak zorundayız..."

"Mantıklı olun, kafası kesilse bile tavuk bu çantaya sığar mı?"

"Tavuk suyu tabletleri de alıyoruz..."

***

Siz siz olun, bu aralar yurt dışına giderken yanınızda yiyecek-miyecek taşımayın...

Başınıza iş açmayın!

BU KUŞLARIN HEPSİ Mİ TÜRKİYE’YE DÜŞMAN

Siz şaşırdınız herhalde...

Bu kadar saf olabilir misiniz? Ne yani, göçmen kuşların yolu sadece Türkiye’den mi geçiyor? Bu kadar komşu ülke var. Niye hiçbirinde kuş gribine rastlanmıyor, insanlar hayatını kaybetmiyor? Neden hiçbirinde ölümlü vaka yok?

Sadece bizim hava sahamızdan göçen kuşlar mı tehlikeli?

Güldürmeyin beni...

Onlar tepemizde uçarken, "Aa Türkiye üzerindeyiz, bir duralım da, aşağı bir pike yapalım" mı diyorlar? Bütün hastalıklı kuşlar, bizim ülkemizde mi soluklanıyorlar?

Bunların bir tesadüf olduğuna inandığınızı söylemeyeceksiniz herhalde...

Bu kuşların hepsi sadece Türkiye’ye mi düşman?!

***

Ve hemen arkasından...

O "biz her şeyin farkındayız" gülümsemesi.

Aklı her şeye eren, komplo teorilerinde doktora yapmış arkadaşlar, bu kez sahneye bu tezle çıkmış durumdalar:

Türkiye’nin düşmanları dış mihraklar -kimlerse onlar- yine düğmeğe bastılar, kuşlar havadan patır patır başımıza hastalıklı olarak döküldüler...

***

Şimdi doğrusunu söylemek gerekirse, insanın aklının çelinmemesi mümkün değil.

Biri size bunu anlattığında, hemen haritayı gözünüzün önüne getiriyorsunuz, ilk anda "Acaba mı?" oluyorsunuz.

Ama bende genetik mi bilmiyorum bir bozukluk var.

Ucundan azıcık çalınsa da aklım, esas olarak bu tür komplo teorilerine hiçbir şekilde itibar etmiyorum.

Aslında komşu ülkelerde olmadığına da inanmıyorum.

Ama biz aptal olduğumuz için değil, başka şansımız olmadığı için, şeffaflık uğruna büyük bir bedel ödüyoruz. Ve henüz bu bedelin hangi noktalara çıkacağını bile bilmiyoruz. Turizmi de vurursa çok büyük bedel öderiz.

İnşallah öyle olmaz...

Hallederiz... Problem değil...

Annem ilginç kadındır.

Hayatla ilgili değişik gözlemleri, tespitleri vardır.

Bu aralar Dubai’de birlikteyiz.

Bu sabah durdu ve bana şöyle dedi:

"Hayatta en korktuğum laf nedir biliyor musun: ’Hallederiz... Problem değil.’ Bunu lafı duyduğunda dikkat kesileceksin... Parayla ilgili bir şeyse, kazık yiyeceğinden kesinlikle emin olabilirsin. O yüzden asla kabul etmeyeceksin, ’Yok yok, hemen halledelim’ diyeceksin.

O bilmiyor ama...

Bu "halletmek" gerçekten fena filllerden biridir.

İnsanı halledersin.

Kadını halledersin.

Parayı halledersin.

İşi halledersin.

Önüne ne gelirse, onu halledersin.

Aslında halletmek, yok etmenin yollarından bir tanesidir...

***

Annem bilgisayarda photoshop programlarına kafayı takmış durumda...

Onun bilgisayar merakı ve hünerleri yemin ederim tamamen ayrı bir yazı konusu, Dubai’de farklı program arıyor ama Almanca bir program arıyor, İngilizce olanları tam anlayamıyormuş...

Ayaklarımıza kara sular indi...

Denk geldi...

Ben lafı gediğine oturttum...

"Problem değil Mami, halledeceğiz..." dedim.

Yüzüme o kadar güzel baktı ki...!
Yazarın Tüm Yazıları