Sistem krizi

BAŞKANLIK sistemi Türkiye’de gündemden düştü, fakat yine de Amerika’da ortaya çıkan sistem krizinden dersler almalıyız.

Haberin Devamı

Tarihiyle, kültürüyle ve kurumlarıyla Amerika’da başkanlık sistemi oturmuş bir sistemdir ve başarılıdır. Dahası, Amerika temel mutabakatlarını sağlamış, keskin kutuplaşmaları çok gerilerde bırakmış, pragmatizme alışmış, bireyin özgürlüklerini ve kurumların yetkilerini özümsemiş bir toplumdur.
Buna rağmen ciddi bir kriz yaşanıyor. Hatta gazeteciler “Son dakikada çözülen krizlerden biri mi” diye sorduğunda Obama “Bu defa farklı” diyerek sorunun ciddiyetini belirtti.

‘ZAVALLI OBAMA’

Sorun şu: Obama 20 milyon yoksul Amerikalıyı sağlık sigortasına kavuşturmak istiyor, fanatik piyasacı Cumhuriyetçiler bunun bir yıl ertelenmesini şart koşuyorlar. Yasama üzerinde belirleyici bir gücü bulunmayan “zavallı Obama”nın bütçesini engelliyorlar.
Devlet daireleri kapandı, 800 bin federal memur ücretsiz izne çıkarıldı.
Bu böyle sürüp gitmez, bir çözüm bulunur fakat başkanlık sisteminde de nasıl krizler çıkabileceğine dair iyi bir örnektir.

Haberin Devamı

GÜÇLÜ BAŞKAN’

AK Partili hukukçular, bu tür krizleri önlemek için ‘Başkan’ın yasama organı üzerinde hayli etkili olacağı bir model önermişlerdi. Başkanlık sisteminin Amerikan türünü “zavallı Obama” diye eleştirmişler, “bize göre” güçlü bir başkan modelini savunmuşlardı.
‘Bizim Başkan’, yürütmenin mutlak başı olacağı gibi, partisi vasıtasıyla yasama organı üzerinde bir başbakan gibi güç sahibi olacak, krizsiz, istikrarlı bir sistem kurulacaktı. Hatta AKP’li hukukçular, ‘Başkan’a yargı konusunda da birçok yetki veriyorlardı...
Bunun otoriter bir proje olduğunu belirterek ben baştan beri karşı çıkmıştım.

İDEAL SİSTEM YOK

İçinden krizler çıkmamış ideal bir sistem tarihte olmadığı gibi gelecekte de olmayacaktır. Ancak totaliter rejimlerde kurumlar arasında mutlak bir uyum görülür fakat bunun faturası toplumsal durgunluk, dinamizm kaybı ve geri kalmışlıktır. Demokrasi olacaksa, parlamenter sistemde de başkanlık sisteminde de bazen krizler olabilir. Zaman zaman bütçesini meclisten geçiremeyen parlamenter hükümetler olduğu gibi işte Amerika’daki sistemde de aynı kriz görülüyor.
Yürütme seçimleriyle yasama seçimleri farklı sonuç verdiğinde “kuvvetler ayrılığı”nın tabii sonucu olarak iki erk arasında sürtüşmeler oluyor, bazen kriz boyutuna ulaşıyor.
Fransa’daki yarı başkanlık sisteminde de böyledir.

Haberin Devamı

AKP VE PARLAMENTER SİSTEM

AK Parti’nin 2007 seçim bildirisinde parlamenter sistem savunulmuş, hatta cumhurbaşkanının yetkilerini parlamenter sistem esaslarına göre gözden geçirme, yani azaltma vaadi yapılmıştı.
O zaman bunu çok desteklemiştim. Bugün de bu görüşteyim.
Çankaya’daki zatın Ahmet Necdet Sezer mi olduğu veya Tayyip Erdoğan mı olacağını, konusuna göre değil, ‘sistem mantığı’na göre düşünmeliyiz.
Sistem değiştirmek yapılması da uyum sağlanması da çok zor bir siyasi ameliyattır. Türkiye’nin buna harcayacak zamanı ve enerjisi olmamalıdır.
Şüphesiz AK Parti, Türkiye’nin en büyük partisidir, güçlü bir rakibi de yoktur. Böyle bir partinin ülkemizde yerleşmiş olan parlamenter sistemde istikrar ve etkin yönetimi gerçekleştirmek için ne gibi reformlar yapmak gerektiği üzerinde çalışması daha yararlı olur.
Seçim sistemiyle birlikte Partiler Kanunu’nu elden geçirmek, parti içi demokrasiyi geliştirecek düzenlemeler yapmak bunun ilk adımları olmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları