Şirketler batar ya ülkeler?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Türkiye geride bıraktığımız 10 yıl içinde yönetilmiş midir?

Yalnızca bazı bakanlıklardaki görev değişimlerine göz atmak bile, Türkiye'nin kötü yönetildiğini göstermek, belki de hiç yönetilmediğini iddia edebilmek için yeterlidir.

Eğitimin Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren en kritik alan olduğunda hemfikiriz. Ancak Hikmet Uluğbay'ın son 10 yıl içinde bu makama gelen 9'uncu bakan olduğunu belirtmek, geride bıraktığımız yıllarda eğitimin nasıl bir dağınıklığa sahne olduğunu görmemize yardımcı olacaktır.

Enerjiyi Türkiye'nin kalkınma altyapısındaki en temel sektör olarak görüyorsak, burada da rahatsız edici bir tablo söz konusu. Mevcut Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, bakanlığın son on yıldaki 9'uncu sahibi.

Ülkenin en önemli döviz kaynaklarından biri olan turizmde durum daha vahim. Mevcut bakan İbrahim Gürdal, on yıldaki 13'üncü bakan olarak karşımıza çıkıyor.

İçişleri Bakanlığı'nda her yıla ortalama bir bakan düşüyor. Murat Başesgioğlu, bu görevdeki 10'uncu bakan.

Tarım Bakanlığı'nda Mustafa Taşar'ın 9'uncu bakan olduğunu bilmek, Türkiye'de nüfusun yüzde 50'sinin geçimini sağladığı tarım sektörünün hükümet katında istikrardan yoksun kaldığına işaret ediyor.

Son 10 yıl içinde en çok bakana ev sahipliği yapmış bakanlıklardan biri ise istikrar, süreklilik ve tecrübenin en çok arandığı Dışişleri Bakanlığı. İsmail Cem, on yıl içinde bu görevi üstlenen 13'üncü bakan.

Buradan yola çıkarak, dışişleri bakanlarının önemli bir bölümünün, görevde bulundukları süre içinde zamanlarını daha çok konuları öğrenmekle geçirdikleri sonucuna varabiliriz.

Türk insanının sağlığını ilgilendirdiği için ''yaşamsal'' önemde saydığımız Sağlık Bakanlığı'nda, son 10 yıl içinde tam 13 bakan değişmiş.

Diğer bakanlıklarda durum çok farklı değil. Örneğin Yaşar Topçu, Bayındırlık Bakanlığı'ndaki 13'üncü bakan. Oltan Sungurlu, eski dönemlerini de bugünküyle birlikte tek bir dönem olarak saydığınızda, 8'inci Adalet Bakanı.

Bütün bu tablodan çıkarabileceğimiz sonuç şu: Son on yıl boyunca bakanlık görevi üstlenmiş olan siyasilerin büyük bir bölümü, bakanlıklarında kalıcı icraat yapabilecek bir zaman perspektifine sahip olamamışlar. Azımsanmayacak bir bölümü, bakanlıklarında yalnızca misafirlik yapmış.

Çoğu, konulara hâkim olamadan bakanlığa veda etmiş.

Dikkate almamız gereken bir faktör daha var: Her bakan, kendi kadrosunu yerleştirmeye çalıştığı için, bürokrasisi hallaç pamuğuna dönmüş.

Siyasi otoriteden vazgeçtik; bürokrasi düzeyinde de süreklilik ve istikrar söz konusu olmamış. Tepedeki bakan değişiklikleri, yukarıdan aşağı bütün bakanlık yönetimlerini paralize etmiş.

On yıllık bir zaman dilimi içinde 10 kez genel müdür değiştiren ve üst ve orta kademe yönetici kadroları sürekli kargaşaya sahne olan bir şirketin ya da bankanın geleceği noktayı düşünelim.

Muhtemelen batacaktır.

Konu Türkiye olunca, galiba adını koymaktan çekiniyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları