Sinsi tehdit hipertansiyon

Kan basıncının fizyolojik limitlerin dışındaki değerlerde olması anlamına gelen hipertansiyon, en sık rastlanılan sağlık sorunlarından birisidir; ama hastalık değil bir belirtidir.

Ömrün uzaması, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, giderek artan stres de en temel sebepleridir.

ÇEVRENİZDEKİ insanların çoğunun tansiyondan yakındığının farkında olmalısınız. Bunu araştırmalar da doğruluyor. Ne var ki hipertansiyonlu kişilerin bir kısmı ne tansiyonlarının yüksek olduğunu ne de tehlikenin ciddiyetini bilmiyor. Farkında olanlar da durumu yeteri kadar ciddiye almıyor.
Kısacası “hipertansiyon”, artık en sık rastlanılan sağlık sorunlarından biri, hatta birincisi. Durumun bu hale gelmesinin sebebi son aylarda şiddetini iyice arttıran politik-siyasal tansiyon filan değil! Sorunun birçok nedeni var. Bunlardan en önemlisi insan ömrünün uzaması. Yeme-içme alışkanlıklarımızı değişmesi, tuz-şeker ve doymuş yağ-trans yağ tüketimimizin artması, eskiye oranla daha hareketsiz hayat sürmeye başlamamız, stres yükü altında her gün biraz daha fazla ezilmemiz, uykusuzluk probleminin evrensel bir sorun haline gelmesi, geleceğe yönelik endişe ve kaygılarımızın her geçen gün artması hipertansiyondaki yaygınlaşmanın temel sebepleri olarak gösteriliyor.
Gün içinde dalgalanır
Hipertansiyon bir hastalık değil, bir belirtidir ve normal fizyolojik bir sürecin, yani damarlarınızı etkileyen büyük ve küçük kan basıncı değerlerinin fizyolojik limitlerinin üzerine çıkmasıdır. Şu noktalar çok önemlidir:
? Ölçtüğünüz kan basıncınız, sadece o anda damarlarınızı etkileyen sistolik ve diastolik basınç değerlerini gösteriyor. Bu değerler de gün içinde doğal dalgalanmalar yapabiliyor.
? Örneğin uykuda kan basıncınız en düşük seviyededir. Uyandıktan hemen sonra, sabahın ilk saatlerinde ve aktifleşmeye başladığınızda genellikle en yüksek değerlerdedir. Akşam saatlerinde düşmeye başlar. Yani bioritim de kan basıncı üzerinde etkili olmaktadır.
? Yediğiniz, içtiğiniz, açlığınız, tokluğunuz, aklınızdan geçenler, hatta mesanenizin dolu veya boş olması (çok sıkışıp da çişinizi bir türlü yapamıyorsanız) bile kan basıncınızı etkiler.
? Havanın sıcak ya da soğuk olması etkili bir faktör olabilir. Kimi insanlar kahve, çaydaki kafeinden, sigaradaki nikotinden aşırı derecede etkilenir ve bu maddelere karşı ciddi kan basıncı yükselmeleriyle cevap verir.
Neden ‘sessiz katil’
Önemli birkaç noktayı daha hatırlatalım: Çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bu önemli problem çoğu zaman varlığını herhangi bir belirti vermeden sürdürüyor. Sessiz ve derinden gidiyor ama organ tahribatlarına ara vermeden devam ediyor. Bu nedenle eski hekimler ona “Sessiz katil” demişler.
Çoğu insan ağrısı sızısı olmayan bir sorun olduğu için hipertansiyona gereken önemi vermiyor, kan basıncını ölçmüyor, ölçtürmüyor, yüksek bulunsa bile takip etmiyor, ettirmiyor! Kan basıncı yüksekliği tespit edilenlerin çoğu ise gereken önlemlere riayet etmiyor. Tavsiye edilen ilaçları ya hiç kullanmıyor ya da bir süre kullanıp bırakıyor. İlaç kullananların bazıları doktorunun yazdığı ilacı bırakıp komşusunun, arkadaşının tavsiye ettiği ilacı kullanıyor. Bazıları kafasına göre doz ayarlıyor. Bazıları da sadece başı ağrıdığı, yüreği çarptığı zaman ilaç alıyor.
Aslında çözümü kolay
İşte bu ve benzeri nedenlerle yüksek kan basıncı olanların dörtte üçü bu tehlikenin farkında bile değil. Farkında olanlarında en az dörtte üçü tansiyonlarının ayarlı gitmesi konusunu ciddiye bile almıyorlar. Oysa hipertansiyon baş edilmesi güç bir sağlık tehdidi değil, tersine teşhisi kolay ve ucuz, tedavisi fevkalade başarılı bir sağlık problemidir. Bugün yüksek kan basıncını tedavi etmekte kullandığımız iki ana yöntem, yani “yaşam biçimini değiştirmek ve gerektiğinde ilaç tedavisinden faydalanmak” son derece başarılı sonuçlar vermekte, işi kontrol altına almaya yetmektedir.

NORMAL DEĞERLER NELER?
HER yaştaki erişkin için ideal kan basıncı değerleri 119/79 mmHg veya daha düşüğüdür. Bu değerler ve altındaki değerler ?çok düşük olmadıkça- makûl rakamlardır. Kan basıncı, çoğu zaman yavaş yavaş gelişir. “Prehipertansiyon” olarak tanımlanan erken dönemde sistolik basınç 120-139, diastolik basınç 80-89 arasındadır. Yani bu dönemde ölçülen değerler 139/89 mmHg.yı geçmez. Bu rakamları geçtiği andan itibaren hipertansiyonlusunuz demektir. Yani 140/90 mmHg’yi ölçtüğünüz ve tekrarlanan ölçümlerde sık sık bu rakamları ve üstünü gördüğünüzde tansiyonunuzun yüksek olduğunu düşünmelisiniz. Zamanında kontrol altına alınmazsa ölçülen rakamların giderek yükselmesi sürpriz sayılmamalıdır.

KAÇ TİP TANSİYON VAR

KAN basıncınız belirlenirken iki rakam esas alınıyor ve bu rakamın her ikisinin eşit önemde olduğu varsayılıyor. ‘Büyük’ yani ‘sistolik’ kan basıncı birincisi. Kalbin kasılmasına ‘sistol’ denildiği için kalbiniz kasıldığında damarlara intikal eden basıncı gösteren büyük tansiyona deniyor. İkincisi ise ‘küçük’ ya da ‘diyastolik’ kan basıncı. Kalbin kasıldıktan sonraki gevşemesi ‘diyastol dönemi’ olarak adlandırıldığı için bu ad da veriliyor. Diyastolik basınç, kalbiniz gevşekken arterlerinizde ne kadar basınç kaldığını ifade ediyor.

NEDEN ÖNEMLİ

AKLINIZA şu soruların takılabileceğini biliyorum: Hipertansiyon bir hastalık değilse o zaman neden bu kadar çok önem veriyoruz? Bu soruların cevabı yüz yıl önce bilinmiyordu, şimdi çok iyi biliniyor. Elimizde yüksek kan basıncının inme-felçlere, kalp krizi ve kalp yetmezliklerine, böbrekte tahribata, görme kayıplarına ve daha birçok soruna yol açtığını gösteren ciddi istatistiksel veriler var. Bütün veriler tansiyon yüksekliği sorununun ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor.
Yazarın Tüm Yazıları