Sihirli kelime İzmir olmuş

YAŞAR Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan, İzmir’e Eskişehir’den geldi.
Eskişehir’in artık efsaneleşmiş Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile yıllarca beraber çalıştı.
Yaşar Üniversitesi’nden teklif geldiğinde soluğu Büyükerşen’in yanında almış.
Önerilen görevi söylemiş ve nezaketen iznini istemiş.
Büyükerşen’in cevabı şöyle olmuş:
“Benim Eskişehir’den sonra yaşamak istediği yere İzmir’e gidiyorsun. Ne kadar şanslısın... Daha iyisi olamaz...”
Büyükerşen, sadece belediye hizmetleriyle değil, üniversitedeki akademik başarısıyla da örnek bir bilim adamı oldu hep...
O yüzden böyle bir yorum Barkan’ı da hem rahatlatmış, hem de çok sevindirmiş.
Barkan’ın rektörlüğü Yaşar Üniversitesi’nde değişim rüzgarlarının hızlandığı bir döneme denk geldi.
Kendisi de bu süreci hızlandırdı.
Yeni bir kampus üniversitenin imajını güçlendirdi.
Bir kurumun yükseldiğini, istikrar kazandığını, tercih edildiğini artık bizler daha net görüyoruz. Yani gazeteciler... İzmir’deki vakıf üniversitelerinin giderek yükselen bir trendi var. İzmir Ekonomi de, Yaşar da onlardan...
Gelen haberler; kamuoyunun görüşleri, akademik başarılar, tercihlerde öne çıkması bu görüşü kuvvetlendiriyor.

Geçenlerde Rektör Barkan ile sohbet ederken, elinde uzun bir liste gördüm.
Yaşar Üniversitesi’ne davet edip, bu yıl eğitim kadrosunda görev alacak kişilerin listesi...
Tek tek baktım, hocaların nerelerde okudukları, nerelerde çalıştıkları, hangi başarılara imza attıkları yazılmış.
Birleşmiş Milletler gibi bir kadro...
Ve her biri müthiş başarı öyküleri yazmış bilim insanı kadrosu...
Çok sevindim.
Sevinmeme neden olan Murat Barkan’ın şu sözleri oldu:
“Örneğin; örgütsel psikoloji konusunda Türkiye’nin en iyileri bizde olsun istedik. Prof. Dr. Emre Özgen’e teklif götürdük. Özgen kadrosuyla geliyor. Yrd. Doç. Dr. Aycan Kapucu Eryar ve Yrd. Doç. Dr. Elif Sevgi Dürgel de Yaşar ailesine katılıyor. Örneğin; dünyanın en iyi ilk 500 iktisatçısı arasında gösterilen Prof. Dr. Erinç Yeldan ve ekibi de bizlerle birlikte olacak. Bu kadroları ikna eden sihirli kelime ‘İzmir...’ oldu. İzmir’de yaşamak, İzmir’de akademik kariyere devam ettirmek...”
Yakın gelecekte bu sözleri daha fazla duyacağız, buna inanıyorum.
Çünkü İzmir’deki üniversitelerimiz güçlendikçe, akademik hayallerini burasıyla ilgili kurgulayanların sayısı da artacak.

Bir işle uğraşırken diğerlerini de yapabilmek

Bugün manşet öykümüz Prof. Dr. Elçin Kürşat’ın...
Sosyoloji profesörü Kürşat, akademik kariyerine uzun yıllar Almanya’da sürdürmüş, sonra Didem’e tatile geldiğinde bütün hayat programını değiştirmiş. Şimdi üç gün doğayla baş başa, üç gün ise Yaşar Üniversitesi’nde ders veriyor. Yani hayatını ikiye bölerek yaşıyor. Sevdiği iki işi beraber yapıyor.
Bunu her yerde yapmak her zaman mümkün değil...
Ege ikliminin, havasının, toprağının böyle avantajları var.
İzmir’de olmanın, İzmir’e yakın oturmanın avantajları var.
Ben bu fırsatların bugünlerde daha fazla kişinin farkına varacağını düşünüyorum.