Sevdiklerinle sevdiğin işi yap

Bir aydır, o şehir senin bu şehir benim, şarkılar hepimizin. Üniversite şenlikleri geldi mi açan çiçekler misali, vazo gibi ordan oraya taşınıyoruz.

Haberin Devamı

Uykusuzuz, hangi şehirde olduğumuzu ve oda numaramızı unutabiliyoruz. Güneşlerde yanıyoruz, rüzgarlarda uçuyoruz. Hep aynı enerjide, duyguda ve teslimiyette kalmaya çabalıyoruz. Spotlar... Ah o spotlar, kimisini parlatır, kimisini kör eder. Biz nerdeyse her gece, bir şehirde, o saatte en aydınlık olan yerdeyiz.

Pervaneler gibi ışığa uçuyoruz. Güzel mi? Çok. Yorucu mu? Çok. Peki nedir bizim benzinimiz?

Kendi adıma konuşayım. Benim benzinim, çalıştığım insanlardır. Bir kaç yıl önce iyice farkettim ki, benim bu işi -ya da herhangi bir işi- severek yapmamın tek koşulu: beraber çalıştığım insanı sevmek. Sahnedeki müzisyenlerden, ışıkları yakan, sesi çıkartan, otobüsü park eden insanlara kadar. Aklınıza gelen herkes, bir turuncu çemberin içinde olmalı. O zaman işte, iş yaptığını unutuyorsun ve o senin eğlencen oluyor. Otel odanda, sahneyi beklemek zorunda değilsin, çünkü o şehri keşfedip, o yörenin zararlı herşeyini mideye indirebileceğin ‘arkadaşların’ da yanıbaşında. (-Buranın nesi meşhur? -Mıhlaması. -Hm, nerde yenirmiş? -şurası diye duydum.) Dilinden anlayan, şakandan anlayan, egosunun kepenklerini birbiri karşısında indiren. Beraber uykusuz kalıp, beraber hapşuran.

Bence insanın göz mesafesinde tuttuğu herkes, onun gözünün önünde olmasını isteyeceği insan olmalı. Bu kolay değil. Ne onlarla buluşmak ne de onlarla kalmak kolay. Ama işte bence çabaların en büyüğü buna harcanmalı. ışini çok iyi yapan sevimsiz bulduğun biri mi, işini iyi yapan seveceğin biri mi? Benim cevabım uzun zamandır b. Ha, ikisi bir arada oluyor mu? şükür ki, oluyor.

Herkese ‘neyin var?’ diyebilmek ve herkesle göz göze gelince gülebilmek istiyorum. ışte o zaman, sahneye koyulan şey -ya da ortaya ne koyuluyorsa- bal tadında oluyor.

Biliyorum, bu herkese nasip olan şey değil. Ama madem bir şey keşfettim, söylemek durumundayım: Sadece sevdiğiniz insanlarla çalışın. Sevdiğiniz işi yapın. O zaman, en büyük yorgunluklarınız hafifler, en büyük kabuslarınız bölüşülür. ış, koşa koşa gidilen, rast giden şey olur.

Hep teşekkür edecek birilerinden, daha büyük hazine var mı hayatta?

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları