Şenlik uluslararası festivale dönmeli

AYVALIK’taki bu beşinci buluşmaydı.

Zeytin Hasadı ve Zeytin Şenlikleri, başlangıcından bu yana aslında epeyce yol gitti.
Örneğin büyük bir mücadelenin sonrasında Türk Patent Enstitüsü’nden “coğrafi işaretleme” hakkı alındı.
İki yıldan bu yana “Ayvalık Zeytinyağı” etiketini sadece Ayvalık’ta üretilen zeytinyağları kullanabiliyor.
Markalaşma için bu çok önemli bir adımdı.
Ayvalık sızma zeytinyağı, Girit ve Toskana’nın yağları gibi kalitesiyle, tadıyla ünlü bir zeytinyağı.
Başka bölgelerden gelen zeytinyağlarının “Ayvalık” diye satılması buradaki üreticilerin hoşuna gitmiyordu. Bu yüzden zeytinyağının “menşei”ni belirtme meselesi önemliydi.
Bunda hiç kuşkusuz; Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer ve çalışma arkadaşlarının büyük payı var.
Gençer, zeytin ve zeytinyağı sektöründeki çekişmeye rağmen kavgasız, gürültüsüz, tanıtım odaklı bir stratejiyle çalışmaya devam ediyor.
Bu çalışmalara Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen de katılınca ortaya çok daha etkin bir çalışma çıkıyor.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Ayvalık Zeytinyağı Pazarı” ilgi görüyor. Firmaların katılım ve desteği her geçen yıl artıyor.
Bütün bunlar iyi gelişmeler...
Ancak gidilecek daha çok yol bulunuyor.
*
TARİŞ’in bundan önce “Edremit Körfez Zeytinyağı” ve “Güney Ege Zeytinyağı” diye Türk Patent Enstitüsü’nden aldığı iki “coğrafi işaretleme” var.
Avrupa’ya baktığımızda ise farklı bir tablo var.
Rahmi Gençer’in verdiği bilgiye göre, İspanya’da 20, Fransa’da 7, İtalya’da 38, Yunanistan’da 25, Portekiz’de 6 “coğrafi işaret” var.
Türkiye’nin 38 “coğrafi işarete” sahip İtalya’ya ulaşması için yıllar var, ama yine de mücadeleyi sürdürmek gerekiyor.
*
Ayvalık’a birkaç kilometre ötedeki Murateli Köyü’nde yapılan hasat etkinliklerinde Mehmet Yaşin “Zeytinyağı ve Lezzet” konulu konuşmasını birçok kişi ilgiyle izledi.
Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer de, hasat etkinliklerini uluslararası bir şenliğe dönüştürmek istediklerini söyledi.
Bu adımı da çok doğru buluyorum.
Çünkü üreticiler ve medya mensupları dışında halkın da etkinliklere katılımı sağlamak gerekiyor.
Nasıl coğrafi işaretlemede İtalya ve İspanya’yı örnek alıyorsak; festivaller konusunda da modeller alınabilir.
*
İspanya’da yaklaşık 70 yıldır devam eden ve La Tomatina olarak bilinen Domates Festivali, her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden binlerce kişiyi Valencia bölgesindeki Bunol Köyü’nde buluşturuyor. Bunol Köyü’nde bir araya gelen katılımcılar, başlama topunun patlatılmasıyla bir saat boyunca birbirlerine domates fırlatarak eğleniyorlar.
İtalya’daki peynir, şarap, makarna, festivalleri de milyonlarca insanı her yıl bu bölgelere getiriyor.
Ayvalık Zeytin Hasadı ve Zeytin Şenlikleri, uluslararası olmalı ve festival havasında kutlanmalı.
*
Dünya Gazetesi’nin tarım yazarı dostumuz Ali Ekber Yıldırım’dan bu yılki rekolte bilgilerini aldım.
İzmir Ticaret Borsası öncülüğünde yapılan rekolte tahminine göre, Türkiye’de 105 milyon 255 bin meyve veren ve 40 milyon 144 bin adet meyve vermeyen ağaç var. Ağaç başına ortalama 11.7 kilogram zeytin verimi ile 1 milyon 227 bin 474 ton zeytin üretimi olacak. Bu zeytinin yaklaşık 410 bin tonu sofralık zeytin olarak ayrılacak. 818 bin tonu yağlığa ayrılacak. Bundan da 169 bin 752 ton zeytinyağı elde edilecek.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin öncülüğünde yapılan tahmine göre ise, 1 milyon 126 bin ton zeytin üretimi olacak. Bunun 389 bin tonu sofralık olarak ayrılacak. Kalan zeytinden 147 bin 491 ton zeytinyağı üretilecek.
Yani Türkiye’nin zeytinyağı üretimi 150 bin ton civarında olacak.
Ayvalık’ta konuştuğumuz üreticiler ve yetkililer daha bilinçli yatırımlarla Türkiye’nin kısa bir süre içinde dünyanın ikinci büyük üreticisi olabileceğini söylüyor.
Demek ki; bu yolda hızla ilerleyen bir ülkenin dünya çapında da festivali olmalı.
Bunu da Ayvalık yapmalı.
Yazarın Tüm Yazıları