Şehirde en son neler oldu

Haberin Devamı

İSTANBUL 74’TEKİ SERGİ

Lady Gaga
’nın son klibi Applause’u da yöneten ve hali hazırda şarkıcının daha önce birçok fotoğrafını çekmiş meşhur fotoğrafçılar Inez Van Lamsweerde ile Vinoodh Matadin, yani kısaca Inez&Vinoodh ikilisinin kendileri olmasa bile fotoğrafları İstanbul’a teşrif etti bile.
Karaköy’deki İstanbul 74’te sergilenecek fotoğrafların esas açılışı bugün. Ama pazartesi akşamı bir tür ön gösterim, ön kutlama, ön sosyalleşme, ön sevişme (tamam, bu sonuncusu benim fantezimdi) vardı.
Dolayısıyla az ve öz meraklı insan.
Ömer Karacan da onlardan biriydi.
“Fatih’teki hamamdan geliyorum” dedi.
“Hamam mı?” diyecek oldum ki, Karacan ekledi: “Hamamdaki sergiden”. Meğer Romalı sanatçı Angelo Bucarelli’nin Bienal’e paralel olarak Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nda açılan sergisine gitmiş Karacan:
“Ondan sonra da ArtInternational’a bakındım, şimdi de burası, bugün yüksek doz sanat yüklemesi oldu.”
İstanbul 74’ün yaratıcısı/sahibesi Demet Müftüoğlu Eşeli ise New York’tan yeni dönmüş. Söylediklerinden bir cümle cımbızlarsam, en kulağa küpe olanı şuydu elbet:
“Orada insanlar sadece bir şey yapıp ortaya koyuyor, biz ise sürekli mücadele halindeyiz. Bir şey yapmaya çalışırken bir de neden yaptığımızı açıklamaya uğraşıyoruz.”

BIRD YENİDEN HAVALANIYOR

Aliye Turagay’ın yaz öncesi Flamingo’yu işletmeye başlamasıyla birlikte Tepebaşı’ndaki Bird sessizliğe gömülmüştü.
Herkesin “galiba kapandı” gözüyle baktığı Bird şimdi yeniden atağa geçiyor. Mekanda/menüde çok değişiklik yok, tarz aynen korunmuş.
İşletme dümeninin başında bu kez Doğu Fırtına var. Pazarları yapılacak brunch partilerini ise Arif Sakarya organize edecek. İkisinin de hedefi Bird’ü geçen sezonlarda olduğu gibi yine uçurmak.
Bu akşam açılacak olan mekan bakalım nasıl bir rotada uçacak, kuş gözlemcileri gibi sabırla beklemedeyiz nitekim.

ANTALYA’DAKİ KÜÇÜK İSTANBUL

The House Cafe, SushiCo, Dükkan Burger ve Sess...
Hepsi yan yana dizilmiş. Sanırsınız İstanbul’dayız.
Ama hayır, burası Antalya’daki Fener Caddesi. Lara tarafı yani...
İstanbul’daki mekanların diğer şehirlerde şube açıyor oluşuna alışığım elbet, ama domino taşı gibi yan yana dizildiğini görünce insan şaşırıyor.
Bu şık Antalya caddesindeki sosyalleşme ritüeli genelde şöyleymiş:
The House Cafe’de yemek ve muhabbet, ardından Sess’e gidip TR pop eşliğinde sallanmaca...
İstanbul’dan farkı şu: Eğer eğlenceden çok sıkılırsan iki adım ötedeki parka git, denk gelirsen dolunaya karşı içlen dur...
Antalya’da olmanın doğal faydası da bu.
Diğer popüler barları ise çok gezen Antalyalı yeni dostlardan öğrendim: Soho ve Black...

Haberin Devamı

Daha dün gibi...

Haberin Devamı

Chloe ile Serdar’ın havuz ve denizde paparazziler eşliğinde gerçekleştirdiği olimpiyatlar...
İkilinin Türk işi müsabakalarında şimdiye kadar yaralanan olmaması bir mucizeydi.

Yazarın Tüm Yazıları