Sedat Ergin: Yönetim sorunları

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

BÜYÜ, apansız patlak veren mali krizle bozuldu. Ekonominin bütün dengeleri 24 saat içinde altüst oldu. Kısa bir süre içinde mali sistemden 7 milyar dolar çıktı. Tepetaklak gidişi önlemek üzere IMF müdahale etmek zorunda kaldı.

Koalisyon hükümetinin bu krizi erken bir zamanda teşhis edip, atak bir şekilde davranamadığı hususunda bugün iktisatçılar arasında büyük ölçüde bir mutabakatın bulunduğu söylenebilir.

Mali krizden çıkılırken, bu kez ölüm oruçları ülkenin gündemine yerleşti.

Oysa, toplam 23 hapishaneye yayılan bu eylem dalgası yaklaşık bir ay önce başlamıştı. Ancak, soruna yine başlangıç döneminde teşhis konamamış, ulaşabileceği boyutlar önceden tam olarak görülememiş.

Görülemediği gibi, sakıncaları artık bütün toplum tarafından teslim edilen koğuş sisteminin terk edilerek F tipi cezaevlerine geçme ihtiyacı kamuoyuna doğru dürüst anlatılamamıştı.

* * *

Soruna, ölüm oruçlarının geri dönülemez bir eşiğe geldiği noktada el atılmasında yine ciddi bir gecikme olgusu karşımıza çıktı.

Tam bu sırada vahim çelişkiler taşıyan bir af yasasının TBMM'den geçmesi, toplumda büyük bir infial dalgasının yükselmesine yol açtı.

İşin garip tarafı, koalisyon ortaklarından hiçbirinin çıkan yasayı sahiplenmemesiydi.

Örneğin, bu konudaki ilk öneriyi ortaya atan Rahşan Ecevit bile yasanın nihai şeklini onaylamadığını açıklayıp, ‘‘Ben sadece kader kurbanları için af istemiştim’’ dedi.

Bu arada, AB ile ilişkilerde tam bir kopmanın eşiğinden dönüldü. Ancak bu kez, Genelkurmay'ın Kürtçe TV konusunda yaptığı kuvvetli çıkış sivil otoritenin konumunu tartışmaya açtı.

Kürtçe TV konusunda zaten kendi aralarında anlaşamayan koalisyon ortakları da sorunu dondurmayı tercih ettiler.

Dikkat çeken, devlet kurumlarının bu başlıkta farklı çizgilerde durduklarının ortaya çıkmasıydı. MİT Müsteşarı'nın Kürtçe TV'ye kapıyı aralayan çıkışı ile Genelkurmay'ın tutumu arasındaki zıtlık, devletin tepesinde bir bölünmüşlük görüntüsü oluşturdu.

Derken, binlerce polis hükümeti protesto eden sloganlarla sokağa döküldü. Amirleri, maiyetlerindeki polislere söz geçiremediler.

* * *

Polisin bu ölçüde organize bir şekilde sokağa dökülmesi cumhuriyet tarihinde bir ilkti.

Devlet otoritesinin ciddi bir zafiyet içinde olduğu artık sokaktaki vatandaşın da malumu.

Bu krizde de görüldü ki, eylem organizasyonu yönetim tarafından zamanında tespit edilememiş, bu nedenle zamanında müdahale imkánı ortadan kalkmıştır.

Polis direnişinin ikinci gününde de gösterilerin önüne geçilememesi, yine ciddi bir yönetim sorununa işaret etti.

Şimdi Türkiye'nin gündemine giren soru, ülkenin içine girdiği bu belirsizlikten nasıl çıkacağıdır.

Her halükárda, bu gidişin durdurulması için hükümet cephesinde ciddi bir toparlanma çabasına ihtiyaç vardır.

Yazarın Tüm Yazıları