Sedat Ergin: Tantan'ın işkenceye bakışı

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, biri İzmir, diğeri Çanakkale'de iki vatandaşın karakolda gördükleri işkence sonucu hayatlarını kaybetmeleri olaylarını yakından izlediğini belirtiyor.

Tantan, 6 Temmuz'da Çanakkale'de işlettiği çay ocağından sarhoş olduğu gerekçesiyle alınıp, götürüldüğü karakoldan ölü çıkan Mustafa Koca'nın durumunda, suçlanan emniyet görevlisinin tutuklandığını hatırlatıyor.

İçişleri Bakanı, 2 Temmuz'da İzmir'de evinin önünden götürüldüğü karakolda gördüğü işkence sonucu ölen Alpaslan Yelden'in olayında ise soruşturmanın sürdüğünü, soruşturma sonucunda talep gelmesi halinde müfettiş görevlendirebileceğini anlatıyor.

* * *

Tantan, her iki işkence olayını da değerlendirirken, ‘‘Bunlar kuşkusuz arzu ettiğimiz olaylar değil. İşkence olaylarını artık halkın gündeminden çıkartmamız gerekiyor’’ diye konuşuyor.

Tantan, işkence sorununun çözümünü büyük ölçüde eğitimde görüyor:

‘‘Bu sorunu kökten çözmek istiyorsak, öncelikle polisin eğitimine ağırlık vermemiz gerekiyor. Nitekim, polisin eğitimiyle ilgili önemli adımlar atıyoruz.’’

İçişleri Bakanı, bununla birlikte, çözüm için ‘‘zamana ihtiyaç olduğunu’’ vurguluyor.

Yine Tantan'a göre, sorunu bir bütün olarak ele almak gerekiyor. İçişleri Bakanı, bu noktada, eğitimin yanı sıra polisin özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesini de öngören bütüncül bir yaklaşım gerektiğini savunuyor.

Bakan'ın işkence sorununun çözümünden söz ederken, polisin özlük ve sosyal haklarını da gündeme getirerek, birbirinden çok farklı iki sorunu ilişkilendirmesinin isabet derecesi kuşkusuz tartışmaya açık bir konu.

* * *

Koalisyon hükümetinin bu konuda attığı ilk adım, Başbakan Bülent Ecevit'in yayınladığı 25 Haziran tarihli ‘‘İnsan Haklarına Saygı’’ genelgesi olmuştu.

Ecevit, bu genelgede işkence iddialarının üzerine gidilmediğini belirterek, bu iddialar hakkında gereken kanuni işlemlerin zaman geçirilmeksizin başlatılmasını istemişti.

Gerek Ecevit'in genelgesi, gerek Tantan'ın eğitime ağırlık veren yaklaşımları, işkencenin önlenmesi açısından ümit verici gelişmeler.

Ancak, bunların tek başına yeterli olduğunu söyleyebilmek güç. Hükümetin bu ihlallerin önlenmesine dönük etkili bir caydırıcılık yaratabilmesi için özellikle işkence yapan polislerin yargıya sevkini güçleştiren Memurin Muhakematı Kanunu'ndaki değişiklikleri bir an önce TBMM'den geçirmesi şart.

Türkiye'nin artık çay ocağından ya da evinden alınan vatandaşların karakoldan ölü çıktıkları bir ülke görüntüsünden kurtarılması gerekiyor.

Bir taraftan bu görüntüleri tekrarlamakta ısrar eden, diğer taraftan AB'ye tam üye yapılmadığı için ‘‘Haksızlığa uğradım’’ diye feryat eden bir ülkenin içine düştüğü durum, gülünç değildir de nedir?



Yazarın Tüm Yazıları