Sedat Ergin: Adalet Bakanı, Apo'nun idamına neden karşı?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk'ün önceki akşam bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet, Abdullah Öcalan hakkında verilen idam cezasının infazı konusunda hükümetin üzerindeki zaman baskısının giderek daraldığını gösteriyor.

Öcalan'ın avukatlarının Yargıtay'ın idamı onayan kararının düzeltilmesi talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'a başvuruları için son tarih 27 Aralık Pazartesi. Başvuru muhtemelen bugün yapılacak.

Adalet Bakanlığı çevreleri, Başsavcı'nın başvuru üzerindeki incelemesini ocak ayının ortalarında sonuçlandırabileceği görüşündeler.

Savaş'ın başvuruyu reddettiğini varsaydığımızda, iç hukuk yolları tümüyle tüketilmiş ve top doğrudan hükümetin sahasına girmiş olacak.

Bu noktada idam cezasının infazı sonucunu doğuracak olan Başsavcılık yazısının önce Adalet Bakanlığı'na, oradan da TBMM'ye sevk edilmek üzere Başbakanlığa intikal ettirilmesi gerekiyor.

Başbakanlık, yazının TBMM'ye sevkini geciktirerek, infaz sürecini frenleyebilir mi?

Adalet Bakanı, bu soruya şu karşılığı veriyor:

‘‘Başbakanlığın bunu tutabilmesi zor. Hükümetin bir karar alması gerekiyor. Bu karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ihtiyati tedbir kararına uyarak mahkemenin nihai kararını beklemek olabilir.’’

* * *

DSP-ANAP-MHP koalisyonu, bu aşamada en zor kararın menziline girecek.

Adalet Bakanı, Türkiye'nin geçmişte Kıbrıslı Rumlar'la ilgili bir istisna dışında mahkemenin bütün kararlarına uyduğunu hatırlatarak, aksi yöndeki bir kararın Türkiye'yi Avrupa karşısında zora sokacağını belirtiyor.

Prof. Türk, ‘‘Öcalan'ın asılması en azından AB ile müzakere sürecini geciktirir. 'Asalım, ondan sonra ceza kanununu değiştirip idam cezasını tümden kaldırırız' demek, bizi yanlış bir mantığa götürür’’ diye ekliyor.

Bakan, MHP'nin tutumu konusunda konuşmaktan kaçınıyor. ANAP'ın tutumu sorulduğunda, ‘‘1997 yılındaki Avrupa Konseyi zirvesinde idam cezasının tümden kaldırılmasına ilişkin bir bildiri kabul edildi. Bildiriye o dönemde Sayın Yılmaz da başbakan sıfatıyla imza atmıştı’’ hatırlatmasını yapıyor.

Prof. Türk, idam cezasının kaldırılmasındaki potansiyel bir güçlüğü de Askeri Ceza Kanunu'nda görüyor. Bu kanun, olağanüstü hallerde idam cezası yaptırımını getiriyor. Genelkurmay, geçmişte idam cezasının kaldırılmasına ilişkin teknik çalışmalarda bu konuda ‘‘olumsuz’’ görüş bildirmiş.

Bakan'a göre, infazın yaratacağı bir sakınca da şu noktada beliriyor:

‘‘TBMM Anayasa Komisyonu'nda 55 idam cezası beklerken Öcalan'ın dosyasının öne alınması Anayasa'nın eşitlik ilkesi açısından sakınca yaratabilir. Bir ihtimal de konunun Anasayasa Mahkemesi'ne götürülmesidir. Nitekim Deniz Gezmiş'lerin idam kararında bu yol izlenmişti.’’

Adalet Bakanı sözlerini şu şekilde tamamlıyor:

‘‘Avrupa Birliği'ne tam üye olarak girmek isteyen biziz. Bizim katılmak istediğimiz topluluğun benimsediği belli değerler, belli bir dünya görüşü var. Bu dünya görüşünde idam cezası yok.’’

Dolayısıyla koalisyonun bu zor kararı, Türkiye açısından Öcalan'ın infazı ötesinde tarihi bir tercihi de yansıtacak.

Yazarın Tüm Yazıları