Seçtiğiniz yemeğin sağlıklı olmasına da dikkat edin

Yakın zamana kadar, dışarıda ailesiyle birlikte yemek yiyen bir çocuğun iki seçeneği vardı. Ya annesinin tabağını paylaşacak ya da yarım porsiyona razı olacak.

Ki hiç bir çocuk “yarım porsiyon” olmayı sevmez, “tam porsiyon” olacağı günlerin hayalini kurar.
Oysa şimdi özel çocuk mönüleri hazırlayan zincir restoranlar var. Bu ‘her yerde aynı’ restoranlar, ister tüm dünyaya yayılmış büyük ‘fast-food’ markaları olsunlar, ister sadece Türkiye’nin farklı şehirlerinde açılmış, menülerinde günün her saati yenebilecek bir yemek bulabildiğimiz ‘kafe’ tarzı yerler olsunlar, dışarıda yemek yeme alışkanlığımızı kökünden değiştirdiler.
Ben bu zincir ‘fast-food’cuların büyük kutlamalarla açılan ilk şubesine gittiğimde tam 10 yaşındaydım. O güne kadar hızlı yediği yegâne şey annesinin okula gitmeden eline tutuşturduğu reçelli ekmek ya da kırk yılda bir alışverişe çıkıldığında yenen ekmek arası döner olan ben, epey şaşırmıştım elimdeki tepside yan yana duran, hepsi aynı kağıtlarla paketlenmiş hamburger, patates, kola üçlüsüne bakarken.
Daha henüz çocuk menüsü yoktu bu restoranlarda ama zaten oradaki her şey çocuklar için gibiydi. Hafta sonları, bir çocuk ordusu, sanki bütün hafta aç bırakılmışız gibi, sayıları hızla artan bu restoranları doldurur, servis edilen yemeğin doğası gereği en fazla 15 dakika kalmamız beklenen masalarda saatlerce otururduk. Size şimdi komik geliyor olabilir ama o zaman gerçekten dünya başka bir yerdi. Yayın yapan tek televizyon kanalını izliyor, müzik dinlemek için kaset alıyor, hobi olarak kokulu silgi biriktiriyorduk. Değişikti yani hayat bizim için, şimdikinden farklıydı.
Zamanla ‘çocuk menüsü’ kavramıyla tanıştı Türkiye. Bu dönemde, bir restorana gittiğinizde ‘Çocuk Menüsü’ başlığının altında bulabileceğiniz yemekler hep aynıydı ama. Köfte, patates, makarna, hamburger ve kızarmış tavuk parçaları. Ancak günümüzde, hem daha fazla restoran menüsüne çocuklara göre yemekler ekledi, hem de menülerdeki çeşitlilik arttı.
Artık aileler daha sağlıklı seçenekler görmek istiyor menülerde. Çocuklar ise farklı tadlar peşinde. Ama gerçekte onların asıl dertleri bu yemeklerin yanında verilen hediyeler ya da bu restoranların onlara sunduğu eğlence. Bunun farkında olan restoranlar, çocuk menülerinin yanında oyuncak, şeker, balon gibi hediyeler veriyor, minik müşterilerinin keyifli zaman geçirmesi için onlara özel oyun alanları ayırıyor, palyaço ve sihirbaz gösterileri sunuyor, boya kalemleri ve kağıtlarla güzel zaman geçirmelerini sağlıyor.
ABD’nin Connecticut eyaletindeki Yale Üniversitesi’nin Rudd Gıda Politikası ve Obezite Merkezi’nden bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre, özellikle fast food restoranları reklamlarında hedef kitle olarak çocukları kabul ediyor. Araştırmaya göre, fast food sanayi reklam için 4,2 milyar dolardan daha fazla para harcıyor. Çocuklar sağlıklı yiyecekler yerine oyuncaklı menüler üzerinden ürünleri almaya çağırılıyor. Bir başka çarpıcı sonuç ise, Amerikalı ailelerin yüzde 84’ünün çocuklarını haftada en az bir kere fast food restoranına götürdüğü gerçeği.
Çocuk menülerinde bence en önemli nokta çeşitlilik. Bugün Türkiye’de restoranların sunduğu menüler çoğunlukla belirli ürünler içeriyor. Oysa, farklı yemekler de olmalı seçenekler arasında. Bu yemekleri benzerlerinden ayıran minik lezzet dokunuşları da? Yanında güzel soslarla servis edilen, çocukların elle yiyebileceği sebzeler olabilir mesela menüde. İçine değişik malzemeler konmuş, süslü bir krep ya da değişik hayvanlar gibi şekillendirilmiş balık köfteleri? Sağlık, lezzet ve görüntü dengelenirse hem anneler hem minik gurmeler mutlu kalkar sofradan.
Bu restoranlar için hediyeler ve eğlenceli bir ortam da önemli tabi ama çocuklara eğlenmekten başka hiçbir şey yapmadıkları bir ortam yaratıp sonra yemeklerini güzelce yemelerini beklemek mantıklı değil bana sorarsanız. Çocuklara sıkılmadan vakit geçirtip, damak tadlarına uygun, sağlıklı ve bakınca iştah kabartan yemekler sunan bir yerin kısa zamanda, sadık bir kitle oluşturmaması neredeyse imkansız. Özellikle çocukların ne kadar alışkanlıklarına düşkün oldukları düşünülürse?
Yazarın Tüm Yazıları