Seçimle kazandığını oylamayla kaybetmek

DAHA birkaç gün önce yazdım

Hem de büyük büyük harflerle...

“Türk siyasetine yeni yüzler, yeni üslup lazım” diye.
Neden mi?
Çünkü insanlar verdikleri sözleri tutmuyor, etik davranmıyor, empati yapmıyor, halkı düşünmüyor, aidiyet duymuyor.
Belki bu sözler bazıları için birer fantezi gibi algılanabilir.
Ama siyasetin geldiği nokta bugün çıkmaz sokaktır.
¡
İşte size bir örnek...
Hem de İzmir’de...
Çiğli’de Ensari Bulut’un vefatından sonra başkanlık seçimleri yapıldı.
Daha önce Ahmet Piriştina’nın ani ölümü sonrasında İzmir böyle bir şok yaşamış; ancak süreç iyi yönetilerek kriz aşılmıştı.
Hayatın gerçekleri bunu size yaptırmaya mecbur ediyor.
Herkes daha Piriştina’nın vefatının derin üzüntüsünü yaşarken, aynı günlerde yasa gereği büyükşehir yeni başkanını seçmişti.
O günleri hatırlayın.
Genel Merkez, yine aynı talimatı vermiş, CHP’li meclis üyeleri arasında bir oylama yapılmış ve üzerinde uzlaşılan isim de yapılan seçim sonrasında koltuğa oturmuştu.
Dikkat ederseniz.
Aziz Kocaoğlu’nun büyükşehir belediye başkanlığına getirilmesi bugüne kadar hiç tartışılmadı, hiç eleştirilmedi.
CHP’liler bir araya gelerek oylama yaptılar ve ortaya bir sonuç çıktı.
Elbette, o dönemin İl Başkanı Alaattin Yüksel’in de kritik müdahalelerini unutmamak gerekir.
Siyasetin doğasında iktidara yürümek var.
Söz konusu ister bir ilçenin başkanlığı olsun; ister bir ilçenin belediye başkanı ya da bir başka koltuk; bu süreçlerde atılacak adımlar demokratik olmalıdır ki...
Sonrasında tartışma devam etmesin.
¡
Çiğli’de de benzer bir tablo vardı. 29 Mart seçimlerinden galip çıkan, Çiğli’de beklediğinin üzerinde oy alan CHP’nin Ensari Bulut’tan sonraki başkanını kendi içinden değil de, rakibi AKP’nin oylarıyla belirlemiş olması parti açısından düşündürücüdür.
Turlar yapılmış, oylar atılmıştır; bu fotoğraf da demokratik gözükmüştür, ama...
Siyaseten etik, bir kenara itilmiş, bir kenara bırakılmıştır.
Yaşananların özeti şudur:
“CHP Şeref Bektaş dedi, AKP Metin Solak’ı seçti...”
CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’nun “İki şeyin önlemi alınamaz. İntihara karar vermiş bombacı ile ihanete karar vermiş adamın önlemi alınamaz. Böyle bir durum, böyle bir ilişkiler bütünü içinde gördüğüm için üzülüyorum. Solak, AKP’nin oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanıdır. Onun için üzülüyorum. Benim için AKP oylarıyla seçilmiş biri olmaktan daha büyük bir üzüntü olamaz” sözleri oldukça ağırdır.
CHP seçimle kazandığı başkanlığı, kendi Meclis üyelerinin oylarıyla tamamen de kaybedebilir.
Yani Metin Solak, parti disiplin kuruluna verilir; sonuçta ihraç çıkarsa bağımsız kalması çok kolay olmayacaktır.
Bir anlamda AKP’nin oylarıyla başkan seçilen CHP’li Metin Solak, bazı mecburiyetlerden dolayı parti değiştirmek zorunda kalacaktır.
Nereden bakarsanız bakın; CHP bu süreçten mağlup ayrılmaktadır.
Yazarın Tüm Yazıları