Seçimde katılım arttıkça muhalefet oyu çoğalıyor

PROF. Dr. Ali ERCAN seçimlere dönük bir tahlilini dostlarıyla paylaşıyor. Referandumdan yola çıkarak şunları yazıyor:

Haberin Devamı

“Evet oylarının toplamı 0.40x54=21.6 milyondur.
Bu 21.6 milyon oyun yaklaşık 2 milyonu maalesef MHP’den geldi.
2 milyonu BDP, 1.6 milyonu da BBP, RP, ÖDP vs. partilerin oylarıdır...
Geriye kalan AKP oyu 16 milyondur.
Bu referandumda AKP bütün gücünü seferber etmiş, ancak 16 milyon oy toplayabilmiştir. Bu rakam AKP’nin 2011 seçiminde de alabileceği maksimum oy sayısıdır.
2007 seçiminde AKP’nin seçmen sayısı 16.3 milyondu.
Aradan geçen 4 yılda normal nüfus artışıyla (yıllık binde 15) bu rakam 17.3 milyona yükselirdi. Demek ki AKP oy karşılığı sadaka+af sistemine rağmen,  kuvvetli bir medya desteğine rağmen, yaklaşık % 8 oy kaybına uğramıştır bu son dört yıllık dönemde.
Öte yandan BDP’nin yaklaşık 2 milyon oyla 25 bağımsız milletvekili çıkaracağını söyleyebiliriz.
DP, HEPAR, DSP, İP, YP, TP, BBP, RP..  toplamının yüzde 10 civarında olacağını ve bu şekilde ayrı ayrı seçime girdiklerinde baraj altında kalacaklarını söylemek büyük kehanet sayılmaz.
Özetle bu seçimde de oyların % 10-11 kadarı çöpe gidecek demektir.
AKP’nin oyu 16 milyon, BDP’nin oyu 2 milyondur.
Aşağıdaki tabloda seçime katılım oranının % 70 ve % 80 olması halinde partilerin alacakları oy oranları ve çıkaracakları milletvekili sayısı hesaplanmıştır (çok uzun ve ayrıntılı hesaplar burada gösterilmemiştir):
Görüleceği üzere katılım oranı yükseldikçe birinci partinin alacağı milletvekili ‘bonus’u 1.3 ten 1.1’e düşmektedir.
Bu nedenle yurttaşlarımızı seçime yüksek oranda katılıma teşvik etmeliyiz. Katılım yüzde 70’lerde kaldığında AKP’nin tek parti iktidarı engellenemez, ancak katılım yüzde 80-85 olursa iş değişir. Yani 5-6 milyon yeni oyun sandıklara girmesiyle Türkiye’nin kaderi değişebilir.
(Yılmaz Karakoyunlu’ya teşekkürler.)

Haberin Devamı

KATILIM  % 70 KATILIM % 80
AKP   %42/290 MV %37/240 MV
CHP   %30/165 MV %33/195 MV
MHP   %13/70 MV %15/90 MV
(Muh. Top. %43/235 MV %48/285 MV
BDP %5/25 MV %4/25 MV

Japonlar iş arıyor

BALİ’den (Endonezya) N. Ergun Kurtbelen yazıyor: “Burada aldığım bir haberi size bildirmek istiyorum.
Konuştuğum Balililer pek çok Japon’un buraya gelip iş aradıklarını ancak çok cüzi maaş tekliflerini kabul etmeyip memleketlerine döndüklerini söylediler.
Bildiğiniz gibi Japonlar çalışkan, nazik ve temiz bir millettir ve onların da bizim gibi Altaylar’ın doğusundan önce Kore’ye ve sonra Japonya’ya gittikleri bilinmekte ve gramer yapıları da bunu tespit etmektedir.
Seçim yarışını bir yana bırakıp, bu asil milletin şu anda nükleer felakete uğrayan vatandaşlarını vatanımızın bir bölgesinde tehlike geçene kadar misafir etmeli ve onlara her türlü imkânı tanıyıp gururlarını zedelemeden mutlu yaşamalarını sağlamak için parlamentomuz oybirliği ile karar çıkarıp davetini yapmalıdır.
Dostluk zor günde belli olur... Gerisi sadece hoş sedadır.
(Bali, Okyanusya ve Güneydoğu Asya’da yer alan bir Endonezya adasıdır.
N. Ergun KURTBELEN

Haberin Devamı

Ultra faşizm

BASILMAMIŞ kitap; basılmamışsa kitap değildir. Eyleme geçmemiş düşüncedir, taslaktır. Düşünceler, taslaklar son şekline kadar sürekli değişir.
Taslağa baskın bırakın Mussolini’yi, Hitler’i, sanırım dünya tarihinde bir ilk. Modern faşizm demek bile acıtıcı, bu yapılanın yanında ‘faşizm’ sözcüğü masum kalıyor.
Taslaktakiler ağır suçları ve suçluları açıklıyor ki bilinmesini istemediler ve Anayasa, yasalar, insan hakları, düşünceler, devlet, Türkiye’nin onuru ayaklar altına alındı.
Yalan, yanlış olsaydı bu ultra faşizm uygulanmazdı. Kitap çıkınca tazminatlarını alır durumlarını da sağlamlaştırırlardı.
Yılmaz DAĞDEVİREN

‘Rantiyenin şantiyesi’

Haberin Devamı

TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, müteahhit Ali Ağaoğlu’nun, TRT Haber’de (24 Mart) “Yetkim olsa Mimarlar Odası’nı ve STK’ları kapatırım” gibi sözlerini “Yasakçı bir anlayışın ulaştığı boyut bakımından endişe verici bulduğunu” açıkladı: “Kentlerimizi ‘rantiyenin şantiyesi’ olarak gören, yaşam alanlarımızın betonlaşmasını, tarihi ve doğal değerlendirme ve eleştiri ölçülerini aşan, ‘kapatma’ya kadar davetiye çıkaran çağdışı ve ilkel yaklaşımları kabul etmemiz mümkün değildir. Söz konusu şirket yetkilisini kamuoyu önünde meslek örgütlerinden ve STK’lardan özür dilemeye davet ediyoruz.”
NATO-KULLİ
HADİ hayırlısı demek ki sıra Suriye’de!  Bizde bu şekilde, Irak’tan sonra, güney sınırımızda ABD ile ikinci kere komşu olacağız demektir. Bu sözde çözüm ve peşi sıra gelen gelişmeler, tam anlamı ile bir NATO- KULLİ’dir!
Katakulliye gelen ise NATO üyesi ve tek Müslüman ülke olan Türkiye’dir. Eğer bunun aksini iddia edenler varsa, önce NATO ve NATO silahlı güçlerinin Libya’da ne işleri olduğunun cevabını arayıp bulmalıdırlar...     Kazım ÇİLOĞLU

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

- ESKİ ANAVATAN Partisi Ankara İl Başkanı Muharrem Soğuksu’nun, törenle CHP saflarında katıldığını ama aday adayı olmayacağını açıkladığını...
- Eski Baro Başkanı Ali Özel’in Siirt’ten, tiyatro sanatçısı Orhan Kurtuldu’nun Tekirdağ’dan, Mehmet Moğultay’ın yeniden İstanbul’dan, Cenk Küpeli’nin Ankara’dan, Hollanda Sosyal Demokrat Dernekler Federasyonu eski Başkanı, İşçi Partisi’nin yöneticilerinden Cezmi Doğaner’in Adana’dan, Mustafa Gözaydın’ın İstanbul 2. bölgeden CHP’den, Op. Dr. Bektaş Yıldırım’ın da İstanbul
3. bölgeden MHP’den aday
adayı olduklarını...

Yazarın Tüm Yazıları