Sağlam bir muhalefet arıyoruz

YILIN son günlerinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’la konuşuyoruz.

İki konu var.

Birincisi terör...

Diğeri siyaset...

Terör için kısa bir tanımlama yapıyor:

- Türkiye yıllarca teröristle uğraştı. Terörle uğraşmak başka bir olay...

Uzun sohbetten çıkardığım özet şu:

- Türkiye terörü aşmak için bir yandan teröristle gereken mücadeleyi yapmalı; ancak terörü besleyen kaynaklara karşı çok daha kapsamlı bir program uygulamalı. Bunun için de bölgenin dilini iyi anlamalı. Sesini iyi analiz etmeli. Bazı açılımlar gerekli.../images/100/0x0/55ea2b39f018fbb8f86f5be7

Siyasete gelince...

Asıl önemli mesaj burada...

Şöyle diyor Fırat:

- Siyaseten en önemli sorunlardan birisi sağlam bir muhalefetin olmamasıdır. Bu durum demokrasi açısından iyi değil. Yani sağlam, yapıcı ve ağırlığı olan bir muhalefet.. Bu olmadığı için muhalefeti de biz yapıyoruz.

Fırat’ın bu tespitinin özetini ise şöyle yapabilirim.

- Muhalefetini arayan bir iktidar var...

Doğrusu bir iktidar partisinin bu tespiti yapacak ortamı bulabiliyor olması muhalefet açısından ciddi bir sorun olmalı...

CHP KENDİSİYLE BİLE MAHKEMELİK

Siyasi partilerin 2007 manzarasının analizini kısa bir özetle tamamlayalım... Temel söz yine AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sözü: "Demokrasi açısından muhalefetin olmaması sıkıntı yaratıyor."

Bu açıdan bakınca CHP ve MHP ulusalcı temelde birbirine yaklaşan iki parti görüntüsü veriyor. CHP içinde bir de sancı başladı. Örneğin Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ayrıldı. Haluk Koç Baykal’a karşı çıktı. Şu anda CHP ilçe kongreleri yapılıyor. Ama her kongreden sonra Yüksek Seçim Kurulu’na itirazlar geliyor. Neredeyse itiraz yağıyor. Şu ana kadar mahkemeye düşmemiş tek bir kongre yok. Yani CHP içeriden mahkemelik olmuş durumda.

MHP keskin tavrını sürdürmeye çalışıyor. Ancak yeni bir kavram, yeni bir anlatım şekli bulamadığı için sıkıntı yaşıyor. Genel Başkan Devlet Bahçeli seviyeli bir siyaset yapıyor. Ancak, yalnızca kendisinin yazılı metinler üzerinden yaptığı muhalefet yeterli olmuyor.

Heyecan katsayısı düşüyor. Gençler görev alamıyor. Ve MHP tek çıkışını "terör" üzerinden yaptığı için etkili olmuyor.

DP ve ANAP için artık bir şey yazma gereği duymuyorum...

Bunu da en iyi Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu anlar...

Güneydoğu’da AKP ve DTP’nin PKK satrancı

DENGİR Mir Mehmet Fırat’ın "Demokrasi açısından sağlam bir muhalefete ihtiyaç var" sözü üzerine kısa bir analiz yapalım:

Görünen o ki, şu an AKP’yi düşündüren tek muhalefet partisi var o da DTP...

Çünkü, bölgede halkla teması olan tek parti... Ama son seçimlerde DTP de sendelemeye başladı. Oy kaybı nedeniyle içine düştüğü bu sarsıntı sırasında DTP’nin maskesi düştü... Altından zaten bildiğimiz, ama maskelenen PKK çıktı.

DTP, "PKK, Kürt halkı için mücadele veren siyasi bir örgüttür" diyerek asli görüntüsünü ortaya koydu.

Bu da AKP’nin işini kolaylaştırdı.

Bu aşamadan sonra DTP, PKK’nın siyasalaştırılması için gerekli bir mekanizma halini almış görünüyor.

DTP’nin güvendiği strateji ise şu:

- Eğer ABD ve AB bölgede terörün bitip siyasallaşmanın başlamasını istiyorlarsa DTP’nin, "PKK siyasi bir örgüttür" talebini ciddiye alacaklardır. Bu konuda Türkiye’ye baskı yapacaklardır.

AKP böyle bir pazarlığa girebilir mi? DTP işte bunu zorluyor.

Bu nedenle iktidar muhalefet açısından asıl mücadele yani keskin satranç AKP ile DTP arasında bölgesel bazda yaşanıyor...

Bu aşamada DTP kendisini kapattıracak adımları atıyor. Böylece 2009’daki yerel seçimlere "mağdur parti" konumunda girebilecek. AKP de bütün stratejisini bu oyunu bozmak üzerine kuruyor.

Bölgede zaten CHP ve MHP yok.../images/100/0x0/55ea2b39f018fbb8f86f5be9

Deprem teftişi

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat tarafından isim vermeden "Sağlam bir muhalefet arıyoruz" diye eleştirilen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 27 Aralık saat 01.47’de meydana gelen 5.5 büyüklüğünde depremin sabahında Ankara’nın Balá İlçesi’ni ziyaret etmişti. Baykal ve CHP heyeti, hasarlı evleri incelemiş, vatandaşlara ’geçmiş olsun’ dileğinde bulunmuştu.

Selçuk ŞENYÜZ / ANKARA

Mutluluk muhasebeniz hurriyet.com.tr’ye

2007’nin bu son gününde, bütün siyasi saplantılardan, kişisel bağlantılardan uzakta, Türkiye’nin kısa bir "mutluluk muhasebesi"ni yapsak acaba nasıl bir manzarayla karşılaşırız. Soru şu:

"Bu yıl dünya bizi nasıl duydu?"

- Sevenimiz, kızanımız, "çek git" diyenimiz de olsa dünya çapındaki en önemli olay Orhan Pamuk’un Nobel’iydi...

- Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink vuruldu. "Ulusalcı çeteler" haberleri dünya basınına düştü...

- 30 yıl önce akan kan, 2007’de de akmaya devam etti. Şehit haberleri içimizi yaktı. Orman yangınları sürdü. AB kapısı yine yarı açık kaldı.

- Sanıyorum Türkiye’den dünya basınına, yabancı ajansların fotoğraf servislerine en çok geçilen fotoğraf karesi "Türk askeri"dir.. Yani Güneydoğu’dan "savaş manzaraları"...

Demek ki bizim memleketten dünyaya pek fazla "mutluluk" yayılmamış. Bir şarkı, bir sevinç, bir kahkaha sınırlarımızdan taşıp, dünyanın "mutluluk coğrafyası"na düşmemiş... (Bir Eurovision başarısı hariç)

Yılın son günleri de "Kuzey Irak bombardımanı"ndan gelen yeni "savaş manzaraları"yla kapanıyor.

Kasvet içinde değilim; ama 2007 Türkiye’sinden dünyaya açılan mutluluk muhasebesinin bendeki özeti bu... Bireysel takvimime gelince...

15 yıl önce ayrıldığım Hürriyet’te tekrar yazmaya başladım. Dünyanın en büyük internet gazetelerinden birisi olan hurriyet.com.tr’yi yönetme görevi verildi. 2007 açısından bu iki gelişme benim için müthiş bir mutluluk ve moral kaynağı oldu.

Sanıyorum herkes Türkiye’nin mutluluk muhasebesini yaptıktan sonra bir de kendi "mutluluk takvimi"ni çıkartmalı... Büyük ve ağdalı "memleket analizleri" yerine, aynanın karşısında "sade bir mutluluk takvimi" çıkartmak çok daha anlamlı oluyor. Her türlü başarısızlığı "Türkiye" başlığı altında toplayan, her türlü başarıyı da "bireysel takvimi"ne yazan bir insan olmak istemiyorsak, bencillik kapılarını kırıp "bireysel mutluluk muhasebemizi" yapabiliriz.

Eğer isterseniz size göre hem Türkiye’nin hem de kendinizin "mutluluk muhasebesi"ni yapıp hurriyet.com.tr’ye gönderebilirsiniz. Büyük bir gururla yayınlarız.

Belki de bu şekilde dünyada ilk kez bir gazete, hem ülkesinin hem de okurlarının "mutluluk muhasebesi"ni yayınlamış olur. Ben 2008’e müthiş bir güven ve umutla bakıyorum.

Nice yıllara...

ASELSAN bilmecesi

ASELSAN ’dan üç mühendisin esrarengiz ölümü üzerine çok sayıda komplo teorisi var.../images/100/0x0/55ea2b3af018fbb8f86f5beb

Geçen hafta, ölü bulunan mühendis Hüseyin Başbilen olayı için 10 bilirkişiden 3’ü cinayet kuşkusu dile getirmiş. Bu kuşkuyu ayrı koyarsak yaptığım incelemenin sonucu şu:

Ölü bulunan mühendislerin Aselsan’da öyle çok gizli bir projede çalıştığı iddiası doğru değil.

Birisi uzun menzilli bir tüfeğin dürbününün alt mekanizması üzerinde çalışıyormuş. Diğeri de uzun süre önce Aselsan’dan ayrılmış. Bu karışıklıklar Hüseyin Başbilen olayına bulaştırılınca hem o soruşturma ucuzluyor, hem de asılsız iddialarla çok önemli bir kuruluş olan Aselsan yaralanıyor...

Bu yüzden ortalıkta gezen her "komplo teorisi"ne aldanmayın...

Dört bir yanı kriz ateş çemberli ülke

2007’yi kapatırken etrafımıza bir bakın..

Tam anlamıyla ateş çemberine düşmüş durumdayız...

Sanki dünya "savaş atıkları"nı bu coğrafyada toplama kararı almış..

Sanki dünya bütün "ölüm makineleri"nin "insanlık cinayetleri"nin "atık bölgesi"ni bizim çevremize kurmuş gibi bir hisse kapılıyor insan.

İşte güney ve doğu:

- Irak ve terör yuvası Kuzey Irak... Patlamalar, intihar eylemleri. Adam kaçırmalar, her türlü casusluk ve yeraltı teşkilatları. Yasadışı örgütler. Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı. ABD-İran geriliminin yükselen nükleer temposu... İsrail-Filistin savaşı. İsrail jetleri sınırımızdan geçip Suriye’yi bombalıyor... Ve İslam’ı kullanan terörün Pakistan’daki laik Butto’yu kanlı bir şekilde katletmesi..

Kuzey:

Azerbaycan-Ermenistan krizi ve Karabağ... Rusya’nın Çeçenistan’dan Gürcistan’a kadar uzanan sıcak harekátı... Suikastlar, bombalar...

Batı:

Yunanistan’ın hiç bitmeyen "Ege tacizleri", Kıbrıs ve patlamaya hazır bomba Kosova...

Eksik bırakmış olabilirim; ama dünyada çevresinde bu kadar ateş, bu kadar kriz olan başka bir ülke var mı?
Yazarın Tüm Yazıları