Protestoda Zuccotti Park standartları

AMERİKAN Baharı ile ilgili The New York Times’ta yayınlanan N.R. Kleinfield ve Cara Buckley imzalı haberi okurken “Protestoda Amerikan standardı çok kralmış” dedim kendi kendime.

Haberin Devamı

Önce özetler...
Hedeflerini “Wall Street’i işgal” olarak açıklayan, işsizliğe, ekonomik krize, eşitsizliğe karşı ayaklanan göstericilerin sayısı hızla artıyor.
Önceki gün Brooklyn Köprüsü’nü trafiğe kapatınca 700 kişi gözaltına alındı.
Gelen haberlere göre göstericiler farklı siyasi görüşlerden. Aralarında tecrübeli anarşistler de var, muhafazakârlar da, “Bir bakalım neler oluyor” diye New York’a gelip protestoların gediklisi olanlar da...

Bana “Böyle eylem de ilk kez duyuyorum; kıskançlık hissine yenik düşmek üzereyim” dedirten “Protestoda Amerikan standardına” gelirsek...
Protestocuların merkezi Zuccotti Park, Aşağı Manhattan’da. Hem turistlerin hem de New York ahalisinin bildiği şehrin ana damarlarının kesiştiği popüler noktalar arasında sayılır.
Uyku tulumlarıyla Zuccotti Park’a yerleşen protestocular, aradan geçen süre içinde burada “post-hiper-süper-modern” bir eylem kampı oluşturmayı başarmış.
Yazının başında bahsettiğim haberden aktaracağım bundan sonrasını...

Haberin Devamı

Protestocular ilk olarak yiyecek işini yola koymuşlar. ABD’nin dört bir yanından protesto eylemlerine hak verenlerin ısmarladıkları pizza ve tavuk yemekleri dağıtılıyor.
Yemek ısmarlamak isteyen bağışçılar kredi kartlarıyla nerede olurlarsa olsunlar gönüllerinden kopanı sipariş ediyorlar.
Pizzacıyı veya tavukçuyu (Popeyes’dan!) arayıp “Lütfen Zuccotti Park’a götürünüz” demek suretiyle yürüyor bu sistem.
Birkaç “bilgilendirme merkezi”, bir “geri dönüşüm merkezi”, bir de “medya merkezi” oluşturulmuş. Bu merkezlerdeki enerji işini bir jeneratör çözüyor. Tabii ki yakıt da bağışlardan toplanan parayla alınıyor.
Bir “kayıp eşya merkezi” kurulmuş bir de kütüphane.
Kütüphanede bağışlanan kitaplar sunuluyor protestoculara...

Sağlık merkezi mi? Niye olmasın?
Öksürük şurupları, vitaminler vb. temin ediliyor bu merkezden protestoculara.
Polisin fiziksel saldırıları sonrasında gerekli tedavi için ilk yardım malzemesi de stoklanmış.
Temizliklerini
kendileri yapıyorlar. Parkın hijyenine ayrı
bir önem veriliyor.
Parkta tuvalet bulunmadığı için yakındaki bir fast-food restoranının tuvaleti en popüler mekân haline gelmiş.
Bir posta kutuları bulunuyor. Yakınlardaki bir kargo şirketinden kiralanan posta ofisine ABD’den (ve başka ülkelerden) destek mektupları, hediyeler yağıyor.
Kalem pil ve diş fırçası en çok yollanan objeler...

Haberin Devamı

Protestocuların farklı görüşlerden geldiklerini söylemiştim. Bu sebepten eylem planları oya sunularak alınıyor.
Ses yükseltici kullanmaları suç, yasak! Bu yüzden “kulaktan kulağa” yöntemini kullanıyorlar. Seçilmiş sözcülerin önerileri kalabalığa kulaktan kulağa tekrarlanarak yayılıyor.
Oylama da elinizi kaldırıp parmaklarınızı kıpırdatırsanız onaylamış oluyorsunuz. Yok eğer parmaklar aşağıyı gösteriyorsa ret oyu kullandınız demektir.
Bu arada Zuccotti Park’ın turistik atraksiyon merkezine döndüğünü de belirtmek gerek.
New York’ta tatil yapanlar “Yeni bir 1968’e şahitlik ediyor olabiliriz” hissiyle akın akın parka uğrayıp hatıra fotoğrafı çektirmeye ve “Sizi destekliyoruz” notları bırakmaya başlamış.

Haberin Devamı

Peki bu insanlar eğlence olsun diye mi toplanıyor?
Habertürk’te Mahmut Sancak imzasıyla ekonomi sayfalarında yayınlanan analizden bir bölümü “tırtıklamak” isterim:
“2007’de 12 trilyon dolarlık
ABD mortgage sektörünün 5 trilyon
dolarlık düşük gelirlilere ait bölümünde meydana gelen bir arızanın, dünya borsalarından 40 trilyon doları silip süpürdüğünü gördük.
Ardından ülkeler (hükümetler) batmakta olan şirketlerini kurtarmak için dünya genelinde 3 trilyon dolara yakın harcama yaptı.
Şirketler kısmen kurtuldu ancak şimdi de ülkeler batma noktasına geldi...”
Cebimizdeki eli yakalamaya, teşhir etmeye çalışanlara sevgilerle...

Yazarın Tüm Yazıları