Politika neden sanatçıyı çeker

BİR haber (Londra, A.A.) beni yeniden politika ile sanat arasındaki ilişkileri düşünmeye zorladı.

"Harold Pinter oyun yazmayı bırakmış, politika yapacakmış."

Kitapları Türkçe'de yayınlanmış, oyunları sahnelenmiş, ünlü bir oyun yazarı Harold Pinter.

74 yaşında olan Pinter, BBC radyosuna şöyle bir açıklama yapmış:

"Oyun yazmayı bıraktım ama şiir yazmayı bırakmadım. Enerjimi farklı yönlere, kesinlikle şiire yöneltiyorum. Ama son yıllarda değişik yerlerde ve törenlerde birkaç siyasi konuşma yaptığımı biliyorsunuz. Özellikle siyasi durumla ilgili daha çok enerji harcıyorum. Ve siyasi durum şu anda çok, çok endişe verici."

Sanatçıların politikaya atılırken kendilerince adil bir gerekçe bulduklarına çok tanıklık ettim. Bir tür kendilerini bir zorunluluk altında görmelerine ve bu yüzden de politika yaptıklarına.

Pinter da aynı gerekçeyi ileri sürüyor:

"Ve siyasi durum şu anda çok, çok endişe verici."

Onun Tony Blair'e ve Irak Savaşı'na olan muhalefetini de biliyorsunuz.

* * *

BEN bir sanatçının politik tavrı olmasını anlıyorum, olmalı da; ama aktif politika içine girmesini bir türlü sanatla, sanatçılıkla bağdaştıramıyorum.

Sanatçı arkadaşlarıma bunu söylediğimde, biz uğraşmazsak, politikayı sadece politikacılara mı bırakacağız, diyorlar.

Zülfü Livaneli ile bu konuyu çok konuştum, çok tartıştım. Her politika serüveninden canı sıkılarak uzaklaştığını biliyorum; ama demek ki sevgili dostumda bu bir alışkanlık yapmış.

Türk edebiyatından birçok ad, milletvekili oldu. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde hatta daha sonra da milletvekilliği sanatçılara, edebiyatçılara devletin para ve görev vermesi için bir araçtı.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Cevat Dursunoğlu'ya yazdığı mektubu anımsayacaksınız. Cumhuriyetin ilanı sonrasında hele 1930'lardan 1940'lara doğru sanatçı, edebiyatçı milletvekili listesini çıkardığımızda, her kalburüstü üniversite öğretim üyesi ve edebiyatçının mutlaka Meclis'e girmiş olduğunu görürüz.

ÖDP'nin sanatçı arkadaşlarımı aday yaptığını, o toplantıya gittiğimi hatırlıyorum. Sonuç belliydi. Zaten, kazansalar da büyük bir partinin hayhuyu içinde eriyip gidiyorlar.

Meclis tutanaklarında onların, aykırı sesinin çıktığı bölümler ya hálá yayımlanmadı ya da hiç konuşmadılar. Son dönemlerde de sanatçı milletvekillerinin oturumlarda söz alarak, sanat dünyası, sanatçı hakları, onlarla ilgili ekonomik meseleleri gündeme getirmelerini çok bekledim; ama hiçbirinden böyle bir öneri geldiğini görmedim.

* * *

SANATÇILAR siyasete atılıp seçildiklerinde Meclis'te meslektaşlarını, arkadaşlarını unutmayacaklarını, onlar için çalışacaklarını, sanat dünyasının sorunlarını gündeme getireceklerini zannederdim. Demek ki yapamıyorlar.

İyi niyetle söylemeli: Koşullar uygun değil.
Yazarın Tüm Yazıları