Pedofili

Ne kadar önemli bir konuyu tartıştığının bile farkına varamıyor çoğu zaman Türkiye.

Haberin Devamı

Bir süre önce, uluslararası yürütülen bir operasyon sayesinde Türkiye'de çocuk pornosu ile bağlantısı olan bir öğretmene ulaşıldı.

Bir klasik olarak "İşte sapık" türünde haberlerle konu iki gün içinde tüketildi. Gazeteler, televizyonlar olaya polisiye bir vaka olarak yaklaşıp, kısa sürede içini boşalttıktan sonra, yeni "heyecanlar" peşinde koşmaya başladı.

Bu olay henüz tazeliğini korurken Sabah gazetesinin bir köşe yazarı, açıkça olmasa da satır aralarında çocuk pornosu haklı çıkarabilecek bir yazı kaleme aldı.
Daha önce türban konusunda takındığı tutum "fazla liberal" olarak değerlendirilen yazarın makalesine tepkiler geldi tabii ki. Fakat bu tepkilerin çoğu, üzüm yemekten çok bağcıyı dövmek niyetindeymiş gibi gözüktü.

Bu tartışmalarda en manalı çıkışı, Radikal Gazetesi yazarı Nuray Mert yaptı. Nuray Mert, hakiki bir gazeteci hafızasına sahip olduğunu gösterdi ve Sabah yazarı hanımın eşinin bundan iki yıl önce Yeni Binyıl gazetesinde yazdığı ve akıl almaz bir şekilde pedofiliyi, yani sübyancılığı savunan yazılarını hatırlattı.

Lafı uzatmak istemiyorum. Şu anda Türkiye, pedofiliyi tartışmak, ülke içindeki boyutlarını saptamak yerine, tuhaf bir medya kavgası izliyor.

Herkes, kendinden olmayana, "Vay efendim, sen nasıl böyle yaparsın?" şeklinde yüklenmek için kullanıyor bu son derece hassas konuyu.

Konuşulması, tartışılması gereken konu ise tamamen göz ardı ediliyor.
Pedofili, özellikle internetin yaygınlaşmasının ardından ciddi bir tehdit oluşturuyor çocuklar için. İnternet aracılığıyla, çocuk pornografisi üzerinden para kazanan aşağılık insanlar tüm denetlemelere rağmen, bildikleri yolda yürüyorlar.

Üçüncü dünya ülkelerinde, ki Türkiye'nin de bu ülkeler arasında olduğuna adım gibi eminim, çocuk ticareti yapılıyor.

Çocuklar, cinsel bir meta olarak dolar hesabıyla sapık insanlara pazarlanıyor, resmen satılıyor. El kadar çocukları satın alan sapıklar, çoğu kez ölümle neticelenecek şekilde taciz uyguluyorlar.

İstatistikler insanın inanmak istemeyeceği kadar korkunç rakamlar veriyor. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde, 1995 yılında 12 yaşın altında 260 bin 300 çocuğa tecavüz edilmiş. Bu resmi makamlara bildirilen hadiselerin dökümü. Gizlenen veya duyulmayan olayları siz hesaplayın.

İşin bir başka korkunç boyutu, tacizcilerin 10'da 8'inin çocukların yakını olması.
Türkiye'de düzenlenen operasyonlarda bazı kişiler yakalanıyor. Ama sübyancılıkla ilgili ciddi bir ceza bile yok. Daha önce de belirttiğimiz gibi, sıradan bir polisiye vaka olarak görülüyor bu iğrençlik.

Türkiye'de, sübyancılığın ne boyutta olduğuna dair elimizde maalesef ciddi rakamlar yok. Fakat akla gelmeyecek işlerden bile kendine kaynak yaratan mafyanın bu olaya uyanmamış olmasına imkan yok.

Sübyancılık, köşe yazarlarının aşık misali birbirleriyle atışmasının ötesinde, çok ciddi tartışılması gereken bir konu. İnşallah bu ciddiyete, çok vakit kaybetmeden ulaşırız.

Yazarın Tüm Yazıları