Paul Van Dyk’ta politik WC zirvesi

Cuma gecesi Tiesto’dan sonra en popüler dj’lerden biri olan Paul Van Dyk’ı izlemek üzere Maslak’taki Refresh’teydim, tekno gönüllerle beraber.

İçeride adım atacak yer yoktu ve şöyle kuşbakışı bir göz atıldığında gelenlerin çoğu erkekti. Sonradan bu kendiliğinden tesbite, tuvaletlere doğru ilerleyince hak verdim iyice. Erkekler tuvaletinde yığılma, kadınlar tuvaletinde bir ferahlık, bir ferahlık!

Neyse, tuvalete indim, ama az kalsın yukarıya çıkamıyordum! Çünkü güvenlik görevlileri aşağıya tuvalet için inenlerin yukarıya çıkmasına izin vermiyordu.

"Hadi bakalım, kaldık bu mahşeri kalabalığın içinde" diye düşünürken çaktım vaziyeti. Yukardakiler VIP olarak adlandırılmış ve başka bir kapıdan giriyorlar (evet, ben de oradan girdim). Aşağıdaki seyirci ise başka bir kapıdan giriyor ve yukarıya bırakılmıyor. Ama yukardakinin tuvaletini yapmak için ineceği yegane mekan ise aşağısı!

Kısacası insani bir ihtiyaç, bilet bazında sınıflara bölünen iki tarafı WC’de buluşturuyor. Ama WC’ye inen de tekrar üst tarafa dahil olamıyor (Kast sistemini anımsattı bu işkence).

Oysa ’ayrım’ kolay olsun diye kolunuza damgalar vuruluyor, ama yine de nafile. Güvenlik önünüzde kapı duvar...

TEKNO POLİTİK NOT: Sonradan öğrendim ki, Paul Van Dyk son albümü "Politics of Dancing 2"nin tanıtımı için gelmiş. Uydu yani bu satırlar ona.

VIP ODASIYLA İLGİLİ NOT: Pınar Altuğ ve sevgilisi Tony oradaydı. Peki onlar ne yaptı WC ihtiyaçları için? Yoksa şişe mi dağıtıldı özel?

Kabusa bir gün kala...

Bir haftadır kalp, çikolata, hediye, incik boncuk rüzgarıyla savrulduğumuz Sevgililer Günü’nde senelik zirve yarın. Bu malum güne aldırış eden etmeyen herkes, bir ucundan etkilenecek maalesef.

Sevgilisi olan, restoranların özel sevgililer mönüsünden yemekler seçip o klişe kareye uyum sağlayacak: Mum ışığı, sevgiliye 15 taksitte alınmış olması muhtemel pahalı hediye ve üstüne yazılmış mıç mıç sevgi sözcükleri.

Yetmedi bir kırmızı gül. Ya da İstiklal Caddesi’nde satılan "konuşan gül"ler (seni seviyorum diyebiliyor bu güller, utangaç sevgililerin çekingen diline derman yani).

Sevgilisi olmayan da inadına "single partiler"e hücum edecek. Köşe bucaktaki yalnızlara göz kırpacak. Bu da bir tuzak gibi geliyor bana. Aklı başında herkes biliyor ki, artık o kadar kolay olmuyor bu sevgili ilişkileri. O yüzden her iki tarafa da öneri yok, çok üzgünüm. Ama daha keskin öneriler var, onu da es geçmeyelim.

İşte onlardan biri: Yıllardır Teşvikiye Buz, Erasure’ın meşhur parçasına atfen "Love To Hate" partisi yapar 14 Şubat’ta. Yarın yine bu partiyi yapacaklar. İnsanlar birbirine eş bulsun diye değil, maksat protestoyla karışık eğlence olsun. Ama bir umut kırıntısıyla da radarlar açık tutulsun!

Çünkü malum, bütün büyük aşklar nefretle başlar...

VE İKİNCİ KESKİN ÖNERİ: Bir de Cambaz’da, yapılan geleneksel efkar gecesi var. Bu partiye de çiftlerin girmesi yasak.
Yazarın Tüm Yazıları