Pandora'nın kutusu!

Yauz GÖKMEN
Haberin Devamı

Pandora, kendisine açılmaması kaydıyla sunulmuş kutuyu, tüm kadınların ortak hastalığı merakla dayanamayıp açtığı sırada yanında olmak isterdim.

Acaba Pandora, kutunun içinden dünyaya tüm duyguların saçıldığını gördüğü anda yüzü ne şekle girmişti? Dünyanın tüm ama tüm kötü duyguları Pandora'nın gözleri önünde özgürlüklerine kavuşurlarken, Pandora'nın ağzından hangi sözcük ya da sözcükler çıkmıştı?

Belki de bu saniyenin onda biri kadar kısa bir andı; ama bu kısa an, dünyanın gelişim sürecini başlatacak kadar uzun bir an olabilirdi. Kötülüklerin olmadığı bir dünyada nasıl yaşanırdı ve kötülük çiçeklerine tutkun olanlar nasıl mutlu olabilirlerdi?

O zaman iyiliğin kıymeti bilinebilir miydi? O zaman şövalyeler kötülüklerle savaşmak için var olabilirler miydi? O zaman genç ve güzel kadınlar, şövalyelerle kurtarılmayı beklemek için art arda Pandora kutuları açmayı denerler miydi? Ve Pandora olmasaydı, Penelope olabilir miydi?

Ben bir Kral Odysseus tutkunuyumdur. Odysseus efsanesini Homeros'tan ilk yudumladığımda on iki yaşındaydım.

* * *

Odysseus, İthaka kralı olarak Akhaio'ların Troya'ya karşı başlattıkları savaşa katılmıştı. Odysseus, Troya surları önünde bırakılan tahta atın içine giren on iki savaşçının da komutanıydı.

Efsaneye göre Troya'lılar Akhaio'ların gemileriyle çekip gittiklerini görünce sevinçten çılgına öndüler. Tahta atı, Troya surlarının içine aldılar. Gece yarısına kadar çılgınca içerek eğlendiler ve sızıp kaldılar.

Odysseus on iki savaşçısıyla birlikte ossaat tahta attan çıktı ve Troya kapılarını geri dönen Akhaio gemilerindeki binlerce savaşçıya açtı.

Odysseus'un bu eyleminden resmen iğrenirim. Beni tiksindirir.

İçeriden vurmak belki arkadan vurmaktan da kötüdür.

Ne var ki, aynı Odysseus'un, Troya Kralı Priamos'un küçük oğlu Paris'in aşk uğruna kaçırdığı, Akhaio kralı Menelaos'un karısı Helene için girişilen büyük savaştan sonra yurduna dönüşü bambaşka bir maceradır.

İşte ben buradaki Odysseus'u severim. Çünkü o tanrılar indindeki sevgili karısına ulaşmaya çalışmaktadır.

Onun tanrılar indindeki sevgililer sevgilisi karısı Penelope, şu anda hatırlayamadığım Kral Fişmekan'ın evlenme teklifini düşünmektedir.

Asıl kocasını özlemekte, uyduruk kralı reddetmektedir.

* * *

Uyduruk kraldan işlediği gergefin bitişine kadar mühlet isteyen Penelope, gergefi gündüz işleyip gece sökmektedir.

O sıralarda Odysseus, Foça açıklarındaki Syrene kayalıklarında Syren'lerin çağrılarına kulak tıkayarak İthaka'ya doğru yol almaktadır.

Odysseus, İthaka'ya varır. Dadısı onu ayaklarını yıkarken, eski bir domuz ısırığından tanır. Bu sahneyi hep gözümde canlandırmışımdır.

Odysseus, Penelope'ye kavuşur. Tanrılar böyle istemiştir.

Biz bir Penelope, bir Odysseus kadar olamadık.

Biz Asya ve Avrupa kapılarından döndük. Yapayalnız kaldık.

Maalesef kendimiz ettik ve gene kendimiz bulduk.

Ve Pandora gibi, elimizde sadece umut kaldı.

Yazarın Tüm Yazıları