Ölülerimize saygı

KARŞIYAKA Mezarlığı’nın bu sene defin yapılan yerleri dolmuş durumda. Fakat bu defin alanlarının hala çevre düzeni ve en önemlisi asfaltı yapılmadı. 8.12.2007 de babamın mezarını ziyarete gittim. Arabam çamura saplandı, kaldı.

Araçtan indik ayakkabımız çamurda kaldı.

Malum önümüz bayram...

Bayramda ziyeretin çok olduğu dönemlerde çamur deryasında yaşanacakları tahmin bile etmek istemiyorum.

İlgililerden bayramdan önce asfaltsız yerleri asfaltlamalarını rica ediyorum.

Oğuz ÖZCAN

AKP idelolojisinin uygulayacısı mıdır

YENİ
YÖK Başkanı, daha ilk demecinde, kanımca, tıpkı AKP yöneticilerinin demokrasi deyip demokrasiyi çiğnemeleri gibi, "Üniversite her düşüncenin özgürce anlatıldığı yer olmalıdır" kılıfı altında, gerçekte bilim ve düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırmayı amaçlayan, üniversitenin ulusun

geleceği olan öğrencilerini de, öğretim üyelerini de bölünmelere götürecek olan dinsel giyim sergileme anarşisine açmaya olur vereceğini ortaya koymuştur.

Gerçekte Sayın Prof. Özcan, ’türban’ denilen giysinin, kadın-erkek eşitliğini reddeden, inançlar dahil her görüşün özgürce irdelenmesi gereken üniversite çatısı altına bilim özgürlüğünü değil, bir inancın eleştirisiz kabulü mesajını veren bir giyim olduğunu kanımca çok iyi bilmektedir.

"İnançların gölgesinde bilim yapılamayacağını", dünya üstünlüğünü elinde tutan ve tüm islam ikelerini sömürgesi durumuna düşürmüş bulunan Batı’nın üniversitelerinde "Araştırma odasına girerken yalnız pardösümü değil, inançlarımı da kapının dışında bırakırım" ilkesinin geçerli olduğunu da yine kanımca çok iyi bilmektedir.

Sayın Prof. Yusuf Ziya Özcan bir dinsel giyime izin vermenin, peçe, şalvar, sarık, çarşaf, başka her türlü dinsel ve dinsel olmayan ideolojik, tek-doğrucu, bölücü, etnik ayrımcı, ... giyimlere ve harem selam ayrımı isteklerine... de kapıyı açmak, böylece ulusun geleceğini teslim edeceğimiz gençlerimizi, daha yetişme yıllarında, birbirlerini dayanışma içindeki ulus üyeleri olarak değil, karşıt cemaat üyeleri gibi algılamaya götüreceğini yine pek iyi bilmektedir.

Özetle YÖK’ün yeni başkanı, kendisi aksini söylese de, kanımca Türk bilim kurumlarının başına bilim özgürlüğünü güvencede tutacak bir yönetici olarak değil, ABD ve AB’nin BOP’un Türkiye bölümü olan AKP ideolojisinin uygulayıcı temsilcisi olarak gelmeyi kabul etmiştir.

Prof. Özer OZANKAYA

Aylık bağlama oranı korunmalı

TESK
Başkanı Bendevi Palandöken, yeni yasa ile ilgili görüşlerini açıklıyor.

Dün Bakan Çelik’e gönderdiği görüşlerinin ilk bölümünü yayınlamıştık. Bugün de geri kalan bölümleri yayınlıyoruz:

- Emekli aylıklarının hesaplanmasında, aylıklara TÜFE oranlarının yanı sıra refah payı da yansıtılmalıdır.

- Sigortalılara verilecek emzirme ödeneği, bir defaya mahsus olmak tek ödemede değil 6 ay süre ile ödenmelidir.

- Esnaf ve sanatkarlarımıza, emzirme, evlenme, cenaze, geçici işgöremezlik ve sürekli işgöremezlik ödeneklerinin verilmesi için aranan her türlü prim ve prime ilişkin borcun bulunmaması şartı kaldırılmalı ve tasarı ile öngörülen miktarları artırılmalıdır.

- Malullük ve ölüm sigortasından yararlanma şartlarında aranan prim ödeme gün sayıları düşürülmelidir.

- Yaşlılık sigortasından yararlanmak için aranan gün sayısı 9000 günden 7200 güne düşürülmeli ve kademeli geçiş kaldırılmalıdır.

- 5400 gün prim ödeyen ve 58-60 yaşına gelen sigortalılara, kısmi aylık bağlanmalıdır.

- Tasarıda; emeklilere bağlanacak aylıkların hesaplanmasında öngörülen düzenleme ile aylıklarda azalma olacağından, mevcut aylık bağlama oranının korunmalıdır.

- İşçi ve memurların primlerinde işveren katkısı bulunmakta iken, esnaf ve sanatkarlar primlerinin tamamı kendileri ödemektedirler. Bu nedenle esnaf ve sanatkarların bu primlerine Devlet katkısı sağlanmalıdır.

- Tasarıda; zamanaşımından sonra yapılacak prim ödemelerinin kabul edileceği, ancak bu sürelerin, sigortalılık süresinden sayılmayacağı öngörülmektedir. Sigortalı, zaman aşımına uğramış prim ve prime ilişkin borçlarını ödediği halde, bu süreler sigortalılık süresinden sayılmayacak olmasının, hukuken açıklanabilirliği bulunmadığından, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmelidir.

- 1479 sayılı kanunda zaman zaman düzenlemeler yapılarak, sigortalıların geçmişe dönük vergi mükellefiyeti bulunan dönemlerinin primlerinin borçlanılması ve bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı sağlanmıştır. Ancak imkansızlıklar nedeniyle bugüne kadar bu imkandan yararlanamayan önemli sayıda esnaf ve sanatkarlarımızın bulunduğu tarafımızca bilinmektedir. Bir kez daha geçmişe dönük sürelerin borçlanılması imkanı, getirilmesi yararlı olacaktır.

- Bağ-Kur’a halen en çok prim ödeyen esnaf ve sanatkarlarımızın temsilcisi olarak Konfederasyonumuz temsilcisinin, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Yönetim Kurulunda yer alması mutlaka sağlanmalıdır.

GÜNÜN SÖZÜ

"Yalnız kendini düşünen adam, yumurtasını pişirmek için komşusunun evini yakar."

(Francis Bacon)
Yazarın Tüm Yazıları