Olimpiyat Stadı’na gitmenin 2 formülü

1-Lazer yazıcı marifetiyle bir A4 kağıdına VIP yazarak

2-Minibüsteki kızları, futbolcu eşleri diye tanıtarak

GEÇEN hafta şanslı bir insan olarak İstanbul dışında olmam gerektiğinden Galatasaray-Bordeaux maçına gidemedim. Beşiktaş maçı öncesi görüştüğüm arkadaşlarıma "Siz ne yaptınız? Çok eziyet çektiniz mi?" diye sordum.

’Zulümpiyat Stadı’nda daha önceki yıllarda kurt saldırısı, araç içinde donma tehlikesi, otobana ulaşana kadar ihtiyarlama tehlikesi gibi durumlar yaşadığımızdan idmanlıyız tabii.

Ama yine de nasıl bir çözüm bulduklarını merak ettim.

Akıllı çocuklar tabii; bir tanesi ofisten çıkmadan önce lazer yazıcı marifetiyle bir A4 kağıdına "VIP" yazdırmış.

Maça gidilecek minibüsün ön camına (Yol uzun, adam çok olunca minibüs ayarlanıyor tabii gitmek için) "VIP" yazısı yapıştırınca, bütün engeller kalkmış. Ama VIP diye gaza gelip stada en yakın noktaya park edince, çıkarken ömürlerini eskitmişler...

Gitmeyen anlamaz

Bu yöntemin biraz daha değişiğini "Zulümpiyat Stadı"ndaki ilk sezonda uygulamış ve yine başarılı olmuştuk. Minibüste tribün tayfasından hanımların da bulunduğu bir gün yine stada ulaşmaya çalışıyoruz.

Bir görevliyi aşmamız durumunda stada ulaşma süremizin bir saat kadar azalacağını fark edince önde oturan arkadaş camı açmış, kızları göstererek "Usta bunlar futbolcu eşleri, maça götürüyoruz" demişti. Biz de rahat rahat yolumuza gitmiştik.

Çıkışta yine evlerimize mesaj atıp "Bir yola çıktık sonumuz belli olmaz, beklemeyin" demiştik tabii...

İki yöntemin de haksız, sevimsiz, can sıkıcı olduğu düşünülebilir. Ama o stada gitmeyen de gidenin halini anlamaz zaten...

Misket, güzel gözler, kırmızı kart

CNN Türk, klasik pazar gecesi dizilişiyle sahada: Faik Gürses, Ömer Çavuşoğlu, Cem Yılmaz ve Aziz Üstel...

Üç takımın o hafta aldıkları skorlara göre programın eğlence dozu artıp azalabiliyor. Üç İstanbullu’nun kazandığı haftalar pek şamata olmuyor. Ama geçen hafta olduğu gibi derbi varsa veya takımlardan biri engele takıldıysa enteresan yorumlar çıkabiliyor.

Fenerbahçeli futbolcu Lugano’nun kırmızı kart sonrasında hakeme koştuğu pozisyonla ilgili olarak yapılan iki yorumu aktarayım, siz karar verin:

"Eskiden misket oynarken ’elimden kaçtı’ derlerdi, Lugano da burada hakeme ’Ayağımdan kaçtı’ diyor..."

"Yok, bence gözlerini açmış, onları gösteriyor. ’Bak ne güzel gözlerim var’ diyor..."

Samimi sorular ve cevaplar

ÖZHAN Canaydın, pazar gecesi (Aslında saat itibariyle pazartesi günü başladı program ama olsun) Telegol’ün konuğuydu.

Serhat Ulueren’in "Transfere ne kadar harcadı Galatasaray?" sorusuna "Yanımda Maliye Bakanı oturuyordu o bile sormadı. Yanımda notlarım yok, yanıltmayayım sizi" diyerek cevap verdi Canaydın.

İnsan içinden "Yahu kaç transfer yapıldı ki zaten?" diyor ama yine de haklıdır, yanıltıcı olmaktansa hiç konuşmamalı.

Bu arada yanında "Olimpiyat Stadı’na giriş çıkışın saatlere göre dağılım grafiği" gibi ilginç notlar vardı, onlardan faydalandık biz de.

10 yılda 7 şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, müthiş stat, dünyaca ünlü yıldız futbolcular sözlerini unutmuyor taraftar ama onlar da notlarını yanında gezdirmediği için yüklenmiyor başkana.

Bir ara Serhat Ulueren "Size bir soru soracağım samimi olarak..." diye lafa başladığında Canaydın "Siz de çok samimi soruyorsunuz ama" dedi.

Gece boyunca anlattıklarından sadece bu espriye gülümseyebildim...

Sinyor Bartu’nun Gerets’ten isteği

KANAL Türk’te Barbaros Çıdal, Osman Tanburacı ve Can Bartu "Futbol VIP"te buluşuyor. Can Ağabey’i tanımış olduğum için kendimi çok şanslı hissederim. Sinyor, Galatasaray-Beşiktaş maçı konuşulurken gayet içten bir şekilde "Ben şu Oğuz’u seyretmek istiyorum" dedi.

Oğuz diye bahsettiği genç yeteneği bir seyreden bir daha seyretmek istiyor. Öyle bir çocuk, nazar değmesin.

Ali Yavaş hocanın cevherlerinden olan Oğuz henüz 16 yaşında veya 17 yaşında. Seyretmeye başlayınca bütün Türkiye onu konuşacak, ben de eminim bundan.

Sinyor Bartu’nun gencecik bir futbolcudan böyle övgüyle söz ettiğine pek rastlayamazsınız; siz hesaplayın ne kadar iyi olduğunu.

Onun bile böyle heyecanlandığını gören Osman Tanburacı "Yani kendini seyretmek istiyorsun" dedi.

Can Bartu "Ben nasıl oynadığımı unuttum" deyince de, Osman Tanburacı bana da "Helal!" dedirten şu cevabı verdi: "Biz unutmadık ağbi..."

Unutulur musun sen Can Ağbi?
Yazarın Tüm Yazıları