Okulların sesini kısan, resmini karartan kim?

MİLLİ Eğitim Bakanlığı bir türlü anlam veremediğim saçma sapan bir karar aldı. Okullarda beden, resim ve müzik derslerini haftada bir saate düşüyor... Kim yapıyor bunu? Neden yapıyor? Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu böyle bir kararın altına nasıl imza atıyor?

/images/100/0x0/55eaa70ff018fbb8f88e0df8Şu hale bir bakın. Dünya eğitimde, çocukların yeteneklerini ayırmaya ve geliştirmeye yönelirken Türkiye yalnızca “matematik ve fizik kafalı” çocuklara yöneliyor. Nedir şimdi bu?

 

Küçük yaşta bir çocuğun müzik yeteneğini nasıl anlayacağız? Kim bulacak o besteciyi? Ya da bir ressamı kim keşfedecek? Bırakın besteciyi, ressamı, dünyayı renkler ve seslerle algılamayan bir çocuk ne yapabilir?

 

Müzik dersinin o “aylak” saatleri, beden dersinin o “özgür ritmi” ve resim dersinin o “kağıt karşısındaki düşünme süresi” aslında çocuk için bir “nefes alma”dır...

 

Bir ruh teneffüsüdür...

 

O aylak saatler aslında çocuğun özgürce serpildiği saatlerdir... Sesler, renkler işte o zaman vardır... O sesleri o renkleri nasıl alıyorsunuz çocuklardan? İşte şimdi burada müzik dersinde tahtaya kalkmış bütün çocuklar adına bekliyorum:

 

Nimet Çubukçu makul bir insandır... Hatayı görürse dönmesini bilir...

 

Elimde tebeşir o kararı bekliyorum.

 

İKİNCİ YAZI

Haberin Devamı

 

Silahlara veda

 

ANKARA’da her şey çok hızlı gelişiyor...

Dün Cumhurbaşkanı Gül’ün ABD Başkanı Obama’yla yaptığı telefon görüşmesini yazdım...

Bu bir “gece yarısı haberi” olduğu için bütün detayları aktarmak mümkün olmamıştı.

Şimdi siyasetin ve diplomasinin derin koridorlarında müthiş bir hızla akan ve dağılmış gibi gözüken haber zincirinin halkalarını birleştirebiliriz...

Önce yazının başlığı...

Silahlara veda...

KOZMİK DOSYALAR

Evet, ne kadar kızılsa, ne kadar eleştirilse de geçen zaman “tarihi fırsat” sözünün etrafında yoğunlaşmamıza neden oluyor...

Açık olan şu:

“Kandil’deki terör örgütü silah bırakmaya hazır hale getirilmiş durumda.”

Bunu ABD ilan ediyor...

Haberin Devamı

Devletin kozmik dosyalarında bu bilgi var...

Ve bu noktada söylenmesi gereken şudur:

ABD’nin Irak’tan çekilme sürecini başlatmasıyla birlikte, PKK’nın bölgedeki varlığı da tartışmaya açılmıştır...

ABD kendisinden sonra sorunsuz bir Irak için Türkiye’nin rahatlatılması gerektiğini değerlendirmiştir.

Böylece PKK’nın silah bırakma süreci için düğmeye basılmıştır...

Bu noktada Türkiye’nin de üzerine düşen bazı şeyleri yapması gereği ortaya çıkmıştır.

PKK’yı besleyen bazı sorunların demokratikleşmeyle aşılması gündeme gelmiştir.

Tarihi fırsat ve açılımın özeti budur.

İŞARET FİŞEĞİ

İşte Türkiye ile ABD ilişkilerinde yeni bir dönemi açan işaret fişeği tam bu noktada atılmıştır.

ABD’nin teröristlerin lider kadrosuyla ilgili “uyuşturucu kaçakçısı” kararı bu nedenle önemlidir.

Evet, silahlara veda süreci işte böyle başlıyor.

Ve Cumhurbaşkanı Gül’ün ABD Başkanı Obama’yı araması bu nedenle çok önemli bir detay olarak ortaya çıkıyor.

Gül’ün Obama’dan destek istediği iki konu Türkiye’nin bundan sonraki hedefi için çok önemlidir. Nasıl mı?

BARIŞI ARAYAN ÜLKE

Kozmik dosyadaki Türkiye hedefi şudur:

? Türkiye, üzerindeki “çözümsüz ülke” imajını atma kararı alıyor.

Bunun için iki önemli mesele için taşları yerinden oynatıyor. Ermenistan açılımı, Türkiye’nin dünyadaki imajını yeniliyor.

Haberin Devamı

Barışı arayan ülke imajıdır bu.

Kıbrıs’ta da öyle... Bugüne kadar bütün uluslararası temaslarda Türkiye’nin önüne sürülen iki “mesele” böylece “barışı arayan ülke” imajıyla silinmeye çalışılıyor.

Bu açıdan bakınca Gül’ün Obama’ya verdiği mesajın çerçevesi daha iyi oturuyor.

MESAJ ALINMIŞTIR

Mesaj şudur:

Türkiye kendisiyle ilgili tüm sorunları çözmek için elinden geleni yapmaktadır. Bu kapsamda terör örgütünün Kuzey Irak’taki varlığı da son bulmalıdır. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Siz de başta Ermenistan ve Kıbrıs olmak üzere ve en önemlisi Türkiye’nin varlığını ve bölgedeki barışı tehdit eden terörizmin Kuzey Irak’taki yapılanması için gereğini yapınız.

Haberin Devamı

ABD bu mesajı almıştır.

Silahlara veda süreci işte böyle başlıyor...


ÜÇÜNCÜ YAZI

2 kriz, 1 analiz

 

 
BÜYÜK bir tesadüf de diyebilirsiniz. Tedbirsizlik de... Ama üç şey talihsiz bir şekilde üst üste geldi... Suriye ile vize kalktı ve yakınlaşma başladı. Aynı anda, İsrail jetlerinin de görev alacağı Konya’daki Anadolu Kartalı tatbikatı iptal edildi. Ve İsrail askerlerini bir katil gibi gösteren Ayrılık dizisi devlet televizyonu TRT yayına alındı...

Üç olay da üst üste gelince İsrail’den çok sert rüzgârlar esmeye başladı. Şimdi soruyorum:

TRT bu diziyi yayına alırken bir devlet televizyonu olarak Dışişleri’ne danıştı mı?

Cevap:

Hayır...

Peki İsrail’den Türkiye’ye gelen sert mesajların cevabı nedir? Çıkardığım sonuç şu:

İran’ın vurulacağı söylentilerinin ayyuka çıktığı bir dönemde Türkiye’nin ABD ve İsrail’le Konya’da tatbikat yapması yanlıştı. Ve haklı olarak Türkiye tatbikatı iptal etti.

Ancak Türkiye, tatbikatın iptal edildiğini çok daha önceden haber vermeliydi. Son dakika bilgi verilmesi doğru olmadı...

Haberin Devamı

İsrail bu konuda Türkiye’ye anlayış göstermek durumundadır

Önümüzdeki günlerde Türkiye-İsrail ilişkileri yeniden normale döner...

ALİYEV’İN ÇIKIŞI

Evet, şimdilerde bir başka kriz sesi de Azerbaycan’dan geliyor... Oysa Ermenistan’la yapılan protokol Azerbaycan’ın bilgisi dışında değildir. Aliyev’in şimdiki çıkışı tamamıyla iç politikaya yöneliktir. Halkta yükselen tepkiye karşı bir “gaz” almadır...

İsrail’le olduğu gibi Azerbaycan’la da sular durulacaktır... Çünkü şu anda Türkiye, Irak-Suriye-Ermenistan yoğunluğu göstermiştir. Bu nedenle İsrail ve Azerbaycan’dan tepki gelmektedir...

Önümüzdeki günlerde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun trafiğini dikkatle izlemek gerekiyor.

Haberin Devamı

 

DÖRDÜNCÜ YAZI

Her şey bu ziyarete bağlı/images/100/0x0/55eaa70ff018fbb8f88e0dfa

  

HIZLA gelişen olaylar

zincirindeki halkaları bulmaya devam ediyoruz. Şimdi Cumhurbaşkanı Gül’ün Obama’yla yaptığı telefon görüşmesini bir başka önemli ziyarete bağlayalım...

Bu ziyaret Başbakan Erdoğan’ın Beyaz Saray’a yapacağı ziyarettir...

İşin ilginç yanı ABD sürpriz bir şekilde ziyaretin öne çekilmesini istiyor.

Ziyaret ekim sonu gibi bir tarihe çekilebilir. Örneğin 29 Ekim...

Belli ki ABD bazı mesajları da vermek için acele ediyor...

Örneğin İsrail’le gerilen ilişkiler.

Şimdi ABD ziyareti öncesi Erdoğan’ın bazı gezilerine bakalım...

Başbakan’ın Bağdat gezisi... Bu gezide PKK’ya silah bıraktırılması açık açık konuşuluyor...

Dahası Talabani ve Barzani bu konuda ciddi bir rol almış durumdalar.

Ön planda durmuyorlar ama, perde arkasında PKK’yla teması sağlıyorlar. Özellikle Barzani ABD’den gelen “silahlara veda” mesajına göre gerekli temasları yapıyor.

Erdoğan, ABD gezisi öncesi İran’a gidecek... Türkiye İran’la ABD arasında çok önemli bir rol alabilir.

Davutoğlu’nun gezileri bu rolün altyapısını örüyor.

Bütün bunlar Erdoğan’ın Beyaz Saray’da yapacağı görüşmenin temel taşlarını oluşturuyor.

İşte bu nedenle Başbakan’ın yapacağı ABD gezisinin önemi artıyor.

Görünen odur ki; bu geziyle birlikte “silahlara veda” süreci başlar...

Yazarın Tüm Yazıları