Öğretmenlik ayaklar altında

24 Kasım Öğretmenler Günü

Haberin Devamı

ÖĞRETMENLER Günü, biz Türkiye öğretmenlerine tarihsel görevlerimizi hatırlatıyor. 150 yıllık geçmişi olan modern Türkiye’nin öğretmenliği, Batı’daki öğretmenlikten farklıdır ve Türk ulusal devrimiyle, çağdaşlaşma ve halkçılıkla özdeşleşmiştir.

Amerikancı askeri darbeler ve ardından yürürlüğe konulan küreselleşmenin öldürücü darbeleri, Türkiye öğretmenini tarihsel görevinden uzaklaştırmada oldukça mesafe almıştır.


Öğretmen sendikacılığı parçalı bir haldedir ve bu durum ne yazık ki, öğretmenlerin kendi sorunlarında bile birlikte hareket etmesini önlemektedir.


Bağımsızlığına düşkün, aydınlanmış ve halkçı kuşaklar yetiştirilmesinde öğretmenlerimiz birinci derecede etkili olmuşlardır. Onların bu görevi, içinde bulunduğumuz sisli ortamda da bütün ağırlığı ile sürmektedir.

Haberin Devamı


Her siyasi ve ekonomik koşul altında, Türkiye halkına ve onun çocuk ve gençlerine karşı görevlerini bir an bile duraksamadan yerine getiren öğretmenlerimizin bu görevi en iyi biçimde tam bağımsız bir Türkiye’de yerine getirecekleri açıktır. Onların ezici çoğunluğunun özlemi, Türkiye halkının birlik halinde, demokrasi içinde yaşaması ve refahıdır. Okula gidemeyen tek bir çocuğun kalmaması, her çocuğun eğitim fırsatından eşit olarak yararlanması ve eğitimde ulusal programların uygulanması Türkiye öğretmeni için büyük bir mutluluk kaynağı olacaktır. Artık herkes kabul etmektedir ki, öğretmen yetiştirme düzenimiz bir çıkmaz içindedir. Öğretmen yetiştirmede Avrupa’daki modelleri Türkiye’ye ithal etmek bu sorunumuzu çözmeyecektir. Sorunun kaynağı, sistemin ülkü eri öğretmen yetiştirmekten gitgide uzaklaşmış olmasıdır.


Bize özgün ve büyük bir miras bırakmış olan öğretmenlerimizi saygıyla ve minnetle anıyoruz. Onlardan aldığımız meşaleyi gelecek öğretmen kuşaklarına emanet edinceye kadar kararlılıkla taşımaya söz veriyoruz.
Zeki SARIHAN-Ulusal Eğitim Derneği Genel Başkanı

 

Gazetecilere kitlesel susturma

Haberin Devamı

 

TGC’nin ‘100 Yılda Öldürülen 61 Gazeteciyi Anma Toplantısı’nda Milliyet yazarı Nail Güreli “Dün muhalif gazeteciler sesleri kesilmek için tek tek öldürülüyordu. Bugün ise gazeteciler öldürülmüyor; buna gerek kalmadı; çünkü gazeteciler ekonomik, sosyal ve siyasal baskılarla kitlesel olarak susturuluyor” diye konuştu.DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız buna karşılık Başbakan’a soruyor: “Bu görüşü nasıl değerlendiriyorsunuz. Gazetecilerin üzerlerindeki baskıların ortadan kaldırılması ve gerçek bir basın özgürlüğünün sağlanması için çalışmanız var mı? Gazetecilere bu konuda nasıl bir mesaj vermek istersiniz?”

 

Devlet, devletten davacı olabilir mi?

Haberin Devamı

 

GÜNCEL Hukuk Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Av. Fikret İlkiz, “Devlet, devletten davacı olmalıdır” diyor. egedesonsoz.com’daki ilginç yazısında İlkiz, yargı organlarının devletin bir parçası olması nedeniyle özellikle telefonları dinlenen yargıç ve savcıların devlete karşı özel yaşamları ihlal edildiğinden, dinlendikleri için dava açmaları gerektiğini, nitekim, Danıştay’ın kararı Anayasa’nın idare makamları ile birlikte yargıyı da kapsadığının karara bağlandığını vurgulayarak şöyle diyor: “O halde devlet kavramı yargı organını da kapsadığına göre, hâkim ve savcıların telefonlarının dinlenmesi ile ortaya çıkan yalın gerçek şudur: Devlet, devleti dinlemiştir.” (Danıştay 10. Dairesi’nin Esas No: 2009/5891, Karar No: 2009/7313 ve 01.07.2009 tarihli kararı.)

Haberin Devamı

“Anayasa’nın 40. maddesine göre, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makamlara geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle hâkim ve savcıların uğradıkları mağduriyetten dolayı, özel yaşamlarının ihlaline neden olan savcı ve hâkimlerden ve Adalet Bakanlığı müfettişlerinden, yani devletten davacı olma hakları vardır. Davacı olmayı istemeleri onların anayasal hakkıdır.” “Korku yenilir, çünkü korku korkaktır” diyen Fikret İlkiz, hukukla ilgili ilginç tartışma ve görüşlerin yer aldığı ‘Güncel Hukuk’un aralık sayında “Hukuka aykırı dinlemeler” ve “Felaketler (sel, deprem gibi..) karşısında devletin sorumluluğu” konularında çarpıcı yorumların yer alacağını söylüyor. (guncelhukuk.com.tr)

Haberin Devamı

 

Avrupa’da gene ‘kurban’ kandırmacası başladı

 

ALMANYA’da bütün birikimlerini ‘yeşil sermaye’ye kaptırdığından şu anda ‘temizlikçilik’ yapmak zorunda kalan Hanefi Doğan (Kefenli amca), yine feryat ediyor:Uyarıyorum... Türk televizyonlarının Avrupa kanallarını izleyen var mı? Sürekli ‘kurban’ reklamı yapılıyor; vatandaşlarımız yine kandırılmak isteniyor. Özellikle de ‘vekâleten’ kurban kesiminde...

Malum bazı ‘yardım’ dernekleri, 39 Euro’dan 100 Euro’ya kadar kampanya yürütüyorlar.


Ben Kombassan mağduruyum, nasıl kandırıldığımızı, soyulduğumuzu yıllardır kamuoyuna anlatmak istiyorum.


Türk bakanlar, çeşitli heyetler Almanya’ya geldiğinde ‘kefen’ giyip protesto gösterileri yapıyorum. Ama ‘yeşil sermaye’ mağdurları, bu tepkimin anlamını hâlâ anlamak istemiyor. Onlara çağrıda bulunuyorum:


Türkiye’de şu anda kurban kampanyası olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Mehmetçik Vakfı dışında hiçbir yere vekâletle kurban bağışı yapmasınlar. Afganistan, Somali diye kandırılmasınlar.”

 

Biliyor musunuz

 

* MHP Uşak İl Başkanı Metin Deniz Savaş’ın, 10 Kasım’da şehir içi yolcu taşımacılığı yapan 20 minibüsün arka camlarında yazan ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ yazısı ve Türk bayraklarının trafik polisleri tarafından 61’er lira para ceza kesilerek kaldırıldığını söylediğini...


* ‘UFUKTAN
güneş doğuyor’ sloganıyla kendilerini deklare eden ‘Ezilenlerin Sosyalist Partisi Girişimi’nin ocak ayında kurulacağını ve başkanının kadın, eşbaşkanının erkek olacağının açıklandığını...

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

“Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yoktur.”

(Sartre)

Yazarın Tüm Yazıları