Öde şu parayı Hoca

Yoksa Altınoluk’taki yazlığı mı ipotek ettirirsiniz...

Ya da...

Cemaatinize seslenip bir büyük cihat kampanyası mı başlatırsınız...

Bilemiyorum...

Ama bildiğim bir şey var:

Şu 11 trilyonu bir biçimde denkleştirip ödemeniz gerekiyor.

Çünkü:

Parayı öderseniz hapishaneye filan girmeden cezanızı evinizde çekeceksiniz.

Eski öğrencileriniz biraz da sizin durumunuzu düşünerek bir yasa çıkarmışlardı ya...

İşte ondan yararlanacaksınız.

Ayrıca...

Parayı ödemeniz ’suçu kabullenmek’ anlamına da gelmeyecek.

Çünkü:

Parayı öderken ’şerh düşme’ hakkınız var...

Yani...

"Ben bu parayı ödüyorum ama bana verilen cezaya itiraz hakkımı saklı tutuyorum" deme hakkınız olacak.

Böylece hukuki süreç devam edecek ve eğer haklıysanız 11 trilyonunuzu kurtarma şansınız saklı kalacak.

***

Sayın Hocam...

Altınlarınıza bir el atıverin.

Dünürlerinizi yardıma çağırın.

Biliyorum, "Mal canın yongasıdır"...

Ama unutmayın ki "Parayla saadet partisi olmaz".

Lütfen şu 11 trilyonu bir biçimde denkleştirip ödeyin.

Çünkü o 11 trilyon ödenmediği için 65 dava arkadaşınız perişan durumda.

"Kayıp trilyon" davasından ceza alan eski parti il başkanlarınız, il saymanlarınız filan...

Kimisi hapiste...

Kimisi hapse girmeye hazırlanıyor.

Kimisi çoluk çocuğunu bırakmış hapse girmemek için resmen polisten kaçıyor.

Eğer 11 trilyon ödenirse...

O 65 ’mücahit’ kurtulacak.

Yani...

Hem siz cezanızı evinizde çekeceksiniz...

Hem de dava arkadaşlarınız şu soğuk kış günü kuşlar gibi özgür kalacak.

***

Öde şu parayı Hocam...

Biliyorum, her fani gibi parayla ilişkiniz bir parça aşki bir mahiyet arz eder.

Yadırgamıyorum, suçlamıyorum: Parayı kim sevmez?

Ve fakat...

Savcılık savcılık dolaşıp yasaların boşluklarını aramak size yakışmıyor be Hocam!

Siz Mustafa Kamalak adlı hukuk profesörü adamınızın telkinlerine aldırış etmeyin.

Adam sizi resmen aldatıyor.

Hem unutmayın:

Bir yolunu bulup Edremit Savcısı’ndan 6 aylık özgürlük hakkı daha elde edebilirsiniz.

Peki sonra ne olacak?

Yine aynı belayla karşılaşmayacak mısınız?

6 ay sonra gazeteler yine "Erbakan bu kez kaçamayacak" diye başlık atmayacaklar mı?

Hem diyelim ki 6 aylık özgürlük hakkı elde ettiniz.

Peki ya yıllar boyunca size hizmet etmiş o 65 "gariban mücahit"in durumu ne olacak?

Yazık değil mi onlara? Çocuklarına... Eşlerine...

***

Yani demem o ki Sayın Hocam...

Şu ahir ömrünüzde bir kerecik inadı bırakın.

Hem parayı ödeyin, hem de aslanlar gibi şerhinizi koyun.

Bir de 65 dava arkadaşınızı düşünün...

Farz edin ki onların her biri evladınız Fatih gibidir.

Fatih’in perişan olmasına gönlünüz razı gelir miydi Hocam?

Hadi Hocam.

Ödeyin şu 11 trilyonu...

Haluk Ulusoy havaya girmesin

HALUK Ulusoy kazandı.

Ancak...

Kendisini buradan uyaralım:

Sakın "Ben Tayyip Erdoğan’ı yenmiş adamım" filan diye havaya girmesin.

Çünkü ortada böyle bir zafer yok.

Neden mi?

Eğer Erdoğan isteseydi, Haluk Ulusoy’un bir numaralı destekçisi Melih Gökçek’e ’dur’ derdi ve Gökçek’in durmak dışında bir şansı olmazdı.

Eğer Erdoğan isteseydi, Trabzonspor Başkanı Nuri Albayrak’a "Haluk Ulusoy’a destek olma" derdi ve Albayrak’ın desteğini çekmekten başka şansı olmazdı.

Yani Erdoğan, Ulusoy’a karşı "gizli kapaklı" bir çalışma içine girmedi.

Ama yiğidi öldürüp hakkını verelim:

Ulusoy, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’i açıktan mat etmiştir.

Şahin’in ’yanlış strateji’si ters tepmiştir.

Dolayısıyla Haluk Ulusoy, "Ben Şahin’i yenmiş adamım" diye hava atabilir.