Neden mutluluğa engel oluyorsunuz

17 Kasım Salı günkü köşeme, bir hanım okurumdan gelen tenkit yazısını almıştım.

Haberin Devamı

“Çocuklarımın evlilik kararını tek başına almasını istemem” diyen bir anneydi ve bana sitem ediyordu. Özetle şunları söylemişti:
“Bazen nedense kişileri yanlış yönlendiriyorsunuz gibi geliyor bana. Örneğin ‘Bırakın çocuklar kendi kararlarını kendileri versin’ başlıklı yazınızda ailelere seslenmiş, ‘gençleri evlilik kararları konusunda rahat bırakın’ demişsiniz. Ben de hayır diyorum. Evlilik gibi hayati önem taşıyan, gelecekte torunlarımın annesi-babası olacak, hatta akrabam olacak kişilerin seçimini aşk rüzgarıyla başı dönen, hiç hayat tecrübesi olmayan oğlumun veya kızımın tek başına almasını istemem.”
Bu düşünceye kesinlikle karşıyım. Hem de çok uzun zamandan beri. Çünkü bana gelen mektuplardaki acıyı içtenlikle yaşıyorum. Gençlerin asla baskı altında tutulmaması ve yaşamları, eşleri hakkında kendilerinin karar vermesi gerektiğini savunuyorum çoktandır...
ışte beni doğrulayan bir genç okurumun mektubu...

Haberin Devamı

Biz artık çocuk değiliz, kararlarımıza saygı gösterin

Merhaba ablacığım, seni çok seviyorum. Yazılarını her gün hayranlıkla okuyorum. “Çocuklar evlilik kararını tek başına almasın” diyen ve sana sitem eden okuruna, böyle bir olayı henüz yaşamış biri olarak cevap yazmak istedim.
Ben 24 yaşında, yeni avukat olmuş bir genç kızım. Babamı küçük yaşta kaybettim. Kardeşim ve annemle birbirimize sarıldık, her türlü güçlüğün üstesinden geldik.

Üç yıldır bir erkek arkadaşım vardı ve birbirimizi çok seviyorduk. Hâlâ da seviyoruz. Bana sevgisini söylediğinde, bunu parmak uçlarıma kadar hissederdim. Ama ne yazık ki ayrıldık.

Biz sevgimizle her şeyin üstesinden geleceğimizi sanıyorduk. Olmadı...

Evlenmek istedik ama onun ailesi yüzünden ayrılmak zorunda kaldık...

BEN OĞULLARINA BÜYÜ YAPMIŞIM

Ailesi beni istemeye geldi. Biz de onları çok güzel ağırladık. Ama beni gördüklerinde her şey bir anda değişti. Bahaneleri ise benim örtünmemem, modern, çalışan bir genç kız olmamdı.
Okumuş avukat olmuştum, kimselere boyun eğmezdim, gözüm çok açıktı. Kısacası onlara iyi bir gelin olamazdım.
Kimse kimseyi beğenmek zorunda değil sonuçta ama ailesi daha da ileri gidip o gece kavga çıkarmış. Nasıl bir tepkiyse bu, tartışma evin dışına kadar taşmış!
Erkek arkadaşım bir hafta evine gitmedi, otomobilinde ya da arkadaşlarında kaldı. Daha sonra barıştı ailesiyle.
Aradan aylar geçti, hâlâ beni istemediklerini söylüyorlar. Oğullarına büyü yapmışım, babasız büyümüş birinden onlara hayır gelmezmiş, maddi durumum çok iyi değil diye onlara yakışmazmışım...
Bu arada onların bizden daha zengin olduğunu düşünmeyin. O da işçi bir ailenin oğlu ama kibirleri boylarından daha büyük!

BİZ BİRBİRİMİZİ NASIL UNUTACAĞIZ

Çok kırgınım, çok yıpratıldım... Gururum yerle bir oldu. Bana ağza alınmayacak hakaretler ettiler.
Biz çocuk değiliz sonuçta ama kararlarımıza saygı göstermediler...
Erkek arkadaşımla birbirimize sarılıp birlikte ağladık çoğu zaman, çaresizlikten.
Ben sonunda dayanamayıp bu ilişkiyi bitirdim. şimdi sevdiğim de mutsuz, ben de mutsuzum.
Yeni avukat olmuştum, çok güzel hayallerimiz vardı. şimdi işten eve, evden işe gidip geliyorum.
Hiç kimseyle görüşmek istemiyorum, kimseyle konuşmuyorum.
Onun da haberini alıyorum arkadaşlarından. Hayata küsmüş, o da çok mutsuzmuş. şimdi onun sevgisini hissedebilen parmak uçlarım, her geçen gün biraz daha çok acıyor.
Hem kendi çocuklarını, hem beni hem de ailemi böylesine üzmekten başka ne geçti ellerine? Neden illa kendi isteklerine uygun biri olmalıydım? Nasıl unutacağız biz şimdi birbirimizi? Hem de gerçek sevgiyi bulmuşken!
Söyleyin şimdi bu mudur? Bu mudur ailelerin kararı? Ailelerin seçimi?
? Rumuz: Çok özledim

Yazarın Tüm Yazıları