Neden istifa ediyorlar?

HADİ Göksal Küçükali’yi anladık, yolsuzluk iddiasıyla sıkışmıştı; partiyi bırakıp gitmesinden başka çaresi yoktu.

Miraç Akdoğan’ı da anladık, Erkan Mumcu’nun kontenjanından partiye girmişti, Mumcu’nun gidişiyle onun gitmesine de kesin gözüyle bakılıyordu.

Peki ya diğerleri?

Diğerleri için ne deniliyor?

Mesela Mehmet Erdemir için, ‘O MHP kökenliydi, ayrılması ideolojik nedenlere dayanıyor’ mu deniliyor?

Mesela Reyhan Balandı için ‘Teşkilatla sorun yaşadı, zaten uyumsuz bir isimdi, gitmesi doğal’ mı deniliyor?

Tamam, bunlara da eyvallah...

Ya Serpil Yıldız?

Onun için ne denilecek?

DSP’den geldiği, Meclis Başkanlığı’na ‘izinsiz’ aday olduğu falan mı söylenecek?

Hadi Serpil Yıldız’ın kişisel tarihinden fevkalade işe yarar ‘uyumsuzluk’ gerekçeleri bulundu, peki ya AKP ileri gelenleriyle aynı siyasi çizgiden gelen Ömer Abuşoğlu’nun istifasına ne denilecek?

Erzurum’da kurucu il başkanlığı görevi verilen, yine AKP ileri gelenleriyle aynı çizgiden gelen İbrahim Özdoğan’ın istifasına nasıl bir yorum yapılacak?

* * *

Olayın özü şudur:

Bu zamana kadar ‘Biz bunları yanlış tanımışız, umduğumuzu bulamadık’ diye feryat eden ‘yabancı unsurlar’ partiyi terk ediyordu, şimdi ise ‘İmam-hatip sorunu bile çözülemedi, çiftçi perişan’ diyen sürpriz isimler...

Ve işte AKP’yi bekleyen en büyük tehlike buradadır:

Bir yandan farklı siyasi çizgilerden gelen ve ‘toplumsal mutabakatı’ temsil eden isimler kaçıyor, bir yandan da aynı siyasi çizgiden gelenler.

Ve hepsi müthiş şikáyetçi... Hepsi müthiş kızgın...

* * *

Şimdi AKP’de ne ‘Giderlerse gitsinler’ havası var, ne de ‘Oh ne güzel! Sepetteki çürüklerden kurtuluyoruz’ neşesi.

Yaşanan tam bir şaşkınlık hali.

AKP’liler arasında ‘Ne! Ömer Abuşoğlu da mı istifa etmiş? Olamaz’ ya da ‘İbrahim Özdoğan’ı bile istifadan vazgeçiremedik, neler oluyor?’ tepkileri yükseliyor.

İşin daha da vahimi olay kontrolden çıkmış durumda.

Partide hiç kimse yarın kimin istifa edeceğini bilmiyor.

Herkes sürprizlere sonuna kadar açık bir şekilde bekliyor.

* * *

Partide herkes ‘Neden istifa ediyorlar?’ meselesine kilitlenmiş durumda...

Kulislerde, özel görüşmelerde gerekçeler art arda sıralanıyor:

1- Teşkilatlarla sorunları var.

2- Parya muamelesi gördüklerine inanıyorlar.

3- Partide kendilerine bir gelecek görmüyorlar.

4- Başbakan’ın yakın çevresindeki bazı isimlere tepki gösteriyorlar. Yakın çevrenin elinde tuttuğu ayrıcalıklara isyan ediyorlar.

5- Tek başına iktidarda olan partinin ‘değersiz bir milletvekili’ olmaktansa, yeni bir açılım umudu taşıyan Erkan Mumcu liderliğindeki ANAP’ta ‘en değerli’ olmak istiyorlar.

6- Kendilerini bir ideal uğrunda bir araya gelmiş gibi hissetmiyorlar.

7- 2 Nisan’daki ANAP Kongresi’ne kadar istifa ederek, ANAP’ta önemli bir makam elde etmek istiyorlar.

8- Umutsuzlukları o kadar artmış durumda ki, AKP’nin Kızılcahamam toplantısına katılmak istemiyorlar. Kızılcahamam platformunun sorunları çözeceğine inanmıyorlar.

* * *

Sorun büyük ve önemli.

Ama tabii ki bu bir ‘tükeniş hali’ değil.

AKP gibi sandıktan çok güçlü çıkmış bir partinin ‘tükenişi’ tabii ki öyle birkaç milletvekilinin kopuşuyla gerçekleşmez.

Bu bir ‘alámet belirmesi’dir.

Ancak...

AKP liderliğini yönlendirenler, ‘ağır mağrur’ bir havayla, etraftaki herkesi ‘iktidar gücü karşısında eğilmek zorunda olan zavallı ve çıkarcı mahluklar’ olarak görmeye devam ederlerse, tükeniş kaçınılmaz olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları