Muharrem Sarıkaya: Cezaevi operasyonunda düğmeye kim bastı?

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

İÇİŞLERİ ve Adalet bakanları arasında tartışması hálá süren cezaevi operasyonunun kararı nasıl alındı. Birkaç gündür bu konuda Ankara kulislerinde ilginç anekdotlar aktarılıyor. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki, aslında cezaevlerine dönük operasyonun kararı tam bir yıl önce alınıyor.

Kararın alınmasına, Bayrampaşa Cezaevi'nde, adli suçlu çete mensupları arasında çıkan çatışmada 7 kişinin ölümü neden oluyor.

Eylül 1999'da Başbakan Bülent Ecevit, cezaevine silahların nasıl sokulduğu sorusu üzerinde duruyor.

İçişleri ve Adalet bakanları ile yaptığı toplantıda cezaevlerinin blokları hariç birçok koğuşta devlet hákimiyetinin bulunmadığı raporu veriliyor.

Hákimiyetin sağlanması için operasyonun yapılması kararı alınıyor.

Karar doğrultusunda jandarma cezaevlerine girmek için hazırlık yapıyor.

26 Eylül 1999 günü Ankara Ulucanlar, Çanakkale, İstanbul Ümraniye ve Bayrampaşa cezaevlerine jandarmanın girip hákimiyetin sağlanması görüşünde birleşiliyor.

* * *

Operasyon cezaevi savcılarına ve yönetimlerine bildiriliyor.

Ümraniye, Bayrampaşa ve Çanakkale Cezaevi savcıları jandarmanın girmesinin doğru olmayacağı yönünde karar veriyor.

Ulucanlar savcısı ise operasyona olumlu yaklaşıyor. Ulucanlar'da siyasi mahkûmların kaldığı koğuştan dışarı tünel kazıldığı belirtilip, operasyon gerçekleştiriliyor. Siyasi mahkûmlar ile jandarma arasında çıkan çatışmada 10 mahkûm ölüyor, jandarmadan yaralananlar oluyor.

Son olarak ölüm oruçlarının başlaması ve F tipi cezaevlerine dönük eylemlerin artması üzerine İçişleri Bakanlığı, cezaevlerinde operasyon önerisini yeniden getiriyor.

20 cezaevine birden gerçekleştirilen son operasyondan bir ay önce yapılan toplantıda Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, görüşmeler yoluyla ölüm oruçlarının bitirilebileceğini belirtiyor.

Türk, böyle bir dönemde operasyon yapılmasının uygun olmayacağını vurguluyor. Operasyonun sonraya bırakılmasını istiyor.

Tantan, operasyonun hemen olması konusunda ısrarlı davranıyor. Ancak Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da Türk'ün görüşüne katılıyor. Operasyondan vazgeçiliyor.

Bir ay içinde üç kez toplantı yapılıyor. Ölüm orucuna katılan siyasi mahkûmların ölüm aşamasına gelmesi üzerine 18 Aralık Pazartesi akşamı Başbakan'ın başkanlığında bir toplantı daha yapılıyor.

Toplantıya, İçişleri ve Adalet bakanlarının yanı sıra bu bakanlıkların üst düzey yöneticileri, Özkan ve jandarmadan da yetkililer katılıyor.

Önce Ecevit'e cezaevlerindeki durum hakkında bilgi veriliyor.

Ardından jandarma yetkilileri, operasyon hakkındaki hazırlıklarını bütün cezaevlerinin planları üzerinden aktarıyor.

* * *

Adalet Bakanı Türk, operasyon yapılmasına sıcak bakmıyor, ölüm oruçlarının sona erdirilmesi için girişimlerin devam ettiğini, bunun sonucunun beklenmesi gerektiğini söylüyor.

Tantan ise tam operasyonda ısrar ediyor. Ölüm oruçları bittikten sonra da cezaevlerinde hákimiyetin sağlanamayacağını vurguluyor. Türk ise konuya daha insancıl yaklaşıyor. Ölüm oruçlarının bitmek üzere olduğunu, bu konuda belirli bir mesafe alındığını, operasyonun ölüm oruçlarını sonuçlandırmak yerine, birçok yere yayılmasını da beraberinde getireceği görüşünü savunuyor.

Tartışmaya son noktayı Başbakan Bülent Ecevit koyuyor:

‘‘Tamam, operasyon yarın sabah yapılabilir, hayırlı olsun...’’

İki bakan arasında bir haftadır devam eden, karşılıklı basın toplantıları yapılmasına neden olan operasyonun özeti bundan ibaret...

Yazarın Tüm Yazıları