Merkel Almanya’daki Türkler için kötü

DÜNKÜ haberlere bakılırsa, Almanya’ya ‘ilk kadın başbakan’ geliyor.

CDU Genel Başkanı Angela Merkel’in başbakanlık koltuğuna oturması için uzlaşma sağlanmış.

Dün Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Profesör Faruk Şen ile telefonda Merkel sohbeti yaptık.

Merkel’in Türkiye alehtarlığından vazgeçip vazgeçmeyeceğini konuştuk.

Şen’in söyledikleri ilginç.

Bir kere Merkel’in başbakanlığında Almanya’daki Türkler’in hayatı zorlaşacak.

Bunun iki nedeni var.

Birincisi Merkel göçmen politikasını sertleştirecek.

İkincisi sosyal yardımları kısacak.

Bundan da en fazla Türkler zarar görecek.

Zira Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin verilerine göre, Almanya’daki Türkler arasında işsizlik oranı yüzde 31.

Yine Türkler arasında yoksulluk sınırında olanların oranı yüzde 35.

Yani Merkel, işsizlik ve yoksulluk yardımlarında kesintiye gittiği takdirde Almanya’da en fazla etkilenenler Türkler olacak.

Peki Merkel’in Türkiye karşıtlığı devam edecek mi?

Şen’e göre, Angela Merkel, Türkiye aleyhtarlığının kötü puan getirdiğinin farkında.

Zaten 3 Ekim müzakereleri de başladığına göre fazla sorun yok.

Bu arada, Merkel’in Türkiye karşıtlığını vurgularken gözden kaçan bir nokta şu:

Merkel, aynen Fransız müttefiği Sarkozy gibi ABD’nin yanında yer alan bir politikacı.

Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen Washington’a ters düşen bir politika izlemesi pek de mümkün değil.

Şen’in yorumuna dönersek özetle diyor ki:

‘Merkel’in başbakanlığı Almanya’daki Türkler için zor olacak ama Türkiye için sorun olacağını sanmıyorum...’

Ekonomiyle ilgili bir öngörüsü de, önümüzdeki iki yılda Almanya’da borsanın hareketleneceği ve yatırımların artacağı.

Merkel’i günleri hep birlikte göreceğiz.

Abramoviç, en keyifli tatili Bodrum’da geçiriyor

KIYILARIMIZ dünyanın ünlülerine, zenginlerine alıştı.

Bill Gates’ten sonra, İngiliz Chelsea Kulübü’nun patronu, Rus işadamı Roman

Abramoviç
de Gökova’ya gelmiş.

Üzerinde helikopteri de olan 115 metrelik ‘Pelorus’ yatıyla o koy senin, bu koy benim geziyormuş.

Baktım gazetelerdeki resimlerinde Bodrum’da Barlar Sokağı’nda bir barda maç seyrediyor.

Bill Gates kadar rahatsız edilme kaygısı olmadığından karaya çıkmış.

Hem rahat, hem keyifli.

Rahat olduğu fotograflardan belli de, keyifli olduğuna ben karar verdim.

Nasıl olmasın?

Abramoviç, tatile çıkmadan bir hafta, on gün önce hayatının en iyi işini yaptı.

Patronu olduğu Sibneft’in yüzde 73’ünü Rus Hükümetine sattı.

Putin ile el sıkışıp 13.1 milyar doları cebine attı.

Ve teknesiyle tura çıktı.

Abramoviç’e 13.1 milyar dolar ödemeye razı olan Rus Hükümeti Sibneft’i 1996 yılında kaça satmıştı biliyor musunuz?

100 milyon dolara.

Dönemin Devlet Başkanı Boris Yeltsin, yeniden seçilme kaygısıyla kendisini destekleyen yeni Rus zenginlere jest diye birçok devlet şirketini yok pahasına gözden çıkarmıştı.

Dönemin zenginlerinden Berezovsky de Sibneft’i 1996 yılında 100 milyon dolara almıştı.

Aradan tam dokuz yıl geçmiş.

Rus Hükümeti 100 milyon dolara sattığını, bugün 13.1 milyar dolar verip geri almış.

Aradaki fark etkileyici değil mi?

Bu işten en kárlı çıkan Berezovsky’den Sibneft’i satın alan Abramoviç.

Chelsea’nin patronunun Sibneft için Berezovsky’ye ne kadar ödediğini bilen yok.

Ne kadar ödemiş olursa olsun herkes bu alışverişte onun ‘yüzyılın kárını’ yaptığı görüşünde.

Peki 13.1 milyar dolar ödeyen Rus Hükümeti zarar da mı?

Değil.

Zira uzmanların hesaplarına göre, Sibneft’in Kremlin’e yılda 10 milyar dolar ila 12 milyar dolar gelir getirecek.

Yani Putin, hem Sibneft için ödediğini bir yıl sonra geri alacak.

Hem Sibneft sayesinde Exxon, BP, Shell gibi şirketlerle rekabet edebilecek.

Bodrum’un mavi koylarında gününü gün eden Abramoviç işte böyle bir petrol hikayesinin kahramanı.
Yazarın Tüm Yazıları