Maç oynanırken askere çağrıldı

“Issız adaya düşsen yanına alacağın 3 şey ne olurdu?'' sorusuna şimdiye kadar bir Allah'ın kulu "Sandal isterim..” dememiştir..!!

Futbolda da herkes fikir yürütür ama

Çok az kişi gerçek teşhisi koyar..!!

Yani, “Sandal” ister..

Manisa karşısındaki Beşiktaş’ı seyrediyorum da

Sezon başından bu yana ne oyuncular ne de Schuster “Sandal isterim” demedi..

Bu defa Beşiktaş sahaya siyah ağırlıklı forma ile çıkmış..

“Hah, işte böyle “ diyorum içimden “Kara Kartal bu..”

Ne o yok gri, yok beyaz..!!

Adamlar “Kara” giyip sizin karşınıza çıkıyorlardı.

Hayatın bir parçası olduğu için futbolun içinde de “Psikolojik Savaş” vardır..

Kara Kartal nedir, adı üstünde KARA.. Ve Kartal..!!

Eh, o zaman sahaya da SİYAH AĞIRLIKLI çıkacaksınız..!!

Neden?

Rakibe psikolojik üstünlük kurmak için..

Ki, “Ne yapalım Kara Kartal çıktı karşımıza..” desinler..

Öyle, gri mri ile kurulmaz Psikolojik üstünlük..

Light forma mı olurmuş..!!?

3 tane forma satacağım diye bu avantajı kaybedersiniz ama çoğu zaman..

 

Beşiktaş biraz daha derli toplu.. İlk yarının itibariyle..

Defansa önem vermiş gibi gözüküyor..

Sahanın her yerine ayak basan bir Simao var bu gece..

Elbette, bir de sürekli pas hatası yapan Guti var…!!

“Sakatlanmıştı” Guti, takıma son anda girdi..

Rahatsızlığı “Bel Spazmı..”

Sordum soruşturdum.

Bu rahatsızlığa, ani ve sert hareket neden olurmuş..

Kaslar kasılır kalırmış.. Ağrı kesicilerle kasın çözülmesi beklenirmiş..

Bu olay sahada olabileceği gibi arabaya binerken, yerden bir şey alırken

Evde, televizyonun kumandasını sehpadan alırken,

Mutfakta yere düşen domatesi alırken,

Banyoda, elden kayan sabunu yakalamaya çalışırken

Veya

Yatakta, ani ve sert hareketler yaparsanız

Uyurken yani, bel spazmı olabilirsiniz..

Geçen maçta, sahada, beline bi'şey olmadığına göre

Evde bel spazmı olmuş Guti.. 

İhtimal, yumurtanın sarısını yerken..!!

Ama, düzeldi.. takıma girdi..

En azından ilk yarıdaki gibi “Baldırında sivilce çıktı,  canı çok acıyordur zavallı çocuğun” diyerek Schuster tarafından kadro dışı bırakılmadı bu sefer..

Guti’nin, 51. dakikadaki ceza sahasını içindeki durumu, beni çok güldürdü doğrusu..

Ani bel hareketi yapamadığı için altı pasın önünde topu kaybetti Guti..

 

Hele hele, geçen hafta Quaresma’nın takıma alınmayış nedeni “bayılmıştım”(!!) doğrusu..

Kimileri “kaş aldırdı dese de resmi açıklama “bağırsak enfeksiyonu” idi..

Yani, cırcır olmuş..

Herkesin anladığı dilden ise İshal..!!

Oysa başarılar FEDAKARLIK ister..

Yersin sarı leblebiyi çıkarsın sahaya..

Üniversite yıllarında biz böyle yapardık..

Ama bu, oyuncuların değil, antrenörün adamım çok nasılsa anlayışındandır..

Bay Schuster’in kararı yani..!!

 

Hilbert’i çıkartıp Q7’yi aldı Schuster, 70. dakikada..

Hilbert kızdı bu duruma ..

Bu arada, Guti’nin tek güzel pası taktirimi aldı ama sonuç gelmedi..

75. dakikada öyle bir pozisyon oldu ki.

Hani ben, “Bobo Komando olmalı “ diyorum ya..

“İmkansızı başarmak” açısından..

Beni hiç yanıltmıyor..

Her maçta “İmkansızı başarıyor..”

Halk deyimi ile 75. ve 84. dakikada akıllara zarar gol kaçırıyor..!!

 

Bu arada kamera, Schuster’i gösteriyor..!!

Hani, herkesi küçümseyen “yiğidi”(!!) yani..

Gözleri yere bakıyor..

Elleri de cebinde..

Dişleri dudaklarını ısırıyor..

Sanki, Karadeniz’de gemileri batmış gibi..

Bana de öyle geliyor..

Evet evet, gemileri Karadeniz’de batmış..!!

Bakıyor öyle..

Issız bir adaya düşerlerse, 3 istek hakkı bulunmalarına rağmen

yanına “Sandal almasını unutanlar” gibi..

Unuttuğu belli..!!

Hagi’densonra tarihe geçiyor..

Takımı atakta,

Son 40 saniyede oyuncu değiştiriyor..

93 dakika Guti’ye tahammül eden adam son 40 saniyede ERNST’i aldı..

ERNST Süpermen ya..!!

Hadi be oradan..!!

Gerçek antrenör böyle bir şey yapmaz..!!

Üstelik yanında oturan Quaresma varken..

Onu da son 20 dakika oyuna soktu..

Pes.. Pes ki ne pes yani..

 

Bence bu takımı Reha Muhtar çalıştırmalı..!!

Öyle bağırır ki futbolcular sıkıysa oynamasın..

“Acı var mı acı” der, Guti topa bazuka gibi vurur..

Ben kefilim Reha Bey’e..!!

Eskiden sorardı, “Mahkumlar tüneli kaçmak için mi kazmışlar” diye..

Muhabir yanıt verirdi:

“Yok yok,

Hücrelerini, 2 oda 1 salon yapmak için genişletme çalışmaları yapmışlar”

Tak telefon çalıyor..

Bakıyorum Oğuz Güven yazıyor.

Oğuz Güven arıyorsa Fenerbahçe’nin ve Fenerbahçelilerin ta kendisi arıyor demektir.

Açıyorum, gülüyor tabii.. “Hagi’den sonra Schuster..” diyor..

O da yakalamış.. Gülüyor elbet..!!

Ben de gülüyorum...

“Yok yok” diyorum Oğuz’a “Bizim Schuster, Ernst’i  sahayı genişletme çalışmaları için oyuna sokmuş ve maçı 90 değil de 120 DAKİKA SANIYORMUŞ..”

Unutkanlık işte..

Mustafa, saha kenarında ısındırdığı oyuncuyu unuturdu, bu da maçın 90 dakika olduğunu, uzatmaların bir daha uzamayacağını unutuyor.

Çileli başım benim..

 

Neyse OC yine kaçar..

En Kalbi Muhabbetlerimle..

Ben CAN, Orhan Can.!!

Yazarın Tüm Yazıları