Dünyanın farklı yerlerinde çocuklar ne yiyor

Bu fotoğrafların bazılarına şaşkınlıkla, bazılarına ise hayretle bakacaksınız.

Fotoğrafçı Gregg Segal üç yılı aşkın süre boyunca 9 ülkeyi ziyaret ederek, buralarda yaşayan çocukların bir haftada neler yediğini fotoğraflamış. Segal’ın fotoğrafladığı çocuklar ABD, Hindistan, Malezya, Almanya, Fransa, İtalya, Senegal, Birleşik Arap Emirlikleri ve Brezilya’da yaşıyor.

Segal’ın dünya çocuklarının yeme-içme alışkanlıklarını belgelediği bu fotoğrafları o kadar etkili olmuş ki dünyanın dört bir yanında dergilerden, sergilere milyonlarca kişiye ulaşmış. “Daily Bread: What Kids Eat Around the World” başlığıyla aynı zamanda kitap haline de getirilen fotoğrafları tasarlarken yeme alışkanlıklarımızın daha çocuk yaşta tükettiklerimizle belirlendiği fikrinden yola çıkmış. İşte Segal'ın projesinden birkaç sevimli kare...

Fotoğrafta gördüğünüz Rosalie, Fransa’nın Nice şehrinde yaşıyor. Babası restoran sahibi olan Rosalie bu nedenle balık, krep, salata, mercimek gibi yemekleri pişirebiliyor. Ispanak ve salatalık yemeyen Rosalie boş zamanlarında Thai kickbox, kaya tırmanışı, jimnastik gibi birçok sporu bir arada yapıyor.

Prince ABD’de yaşıyor ama Jamaika asıllı. Jamaika’dayken tarım ve hayvancılık yaptıkları geniş bir çiftlikleri varmış ve Prince bu çiftliği çok özlüyor. Tabii o zamanlar çok daha sağlıklı besleniyormuş. Bugün ise daha çok fast-food ağırlıklı besleniyor.

Jesus da bir göçmen çocuğu. Ailesi Meksika’dan Los Angeles’a taşınmış. Çoğu zaman sadece akşam yemeğini doğru düzgün yiyebiliyor çünkü sabahları okul çok uzak olduğu için kahvaltıya vakti yok, öğlenleri okulda sunulan yemekten ise meyve dışında bir şey yiyemiyor. Annesi çoğu zaman tavuk ve pilav, özel günlerde ise tamale yapıyor.

Ayme Brezilyalı. Yediklerinin büyük bir çoğunluğu Brezilyalıların geleneksel yiyeceklerden oluşan Ayme’nin annesinin bir vegan restoranı var. Projedeki diğer çocukların fotoğraflarına baktığında Ayme diğer çocuklara kıyasla çok daha fazla taze sebze ve meyve yediğini fark etmiş.

Henrico Brezilya’nın başkenti Brasilia’da zengin bir mahallede yaşıyor. Annesi, büyük annesi ve evdeki yardımcıları yemek yapsa da Henrico kendi atıştırmalıklarını icat etmeyi seviyor. En sevdiği yemek pilavla birlikte yenen bir tür fasulye yemeği olan feijoada. Ancak asıl tatlılara özellikle de çikolataya bayılıyor.

Brezilya’nın Mato Grosso eyaletinin Upper Xingu bölgesinde yaşayan Kawakanih fotoğraf çekildiğinde 9 yaşındaymış. Bir yerli kabilesinin üyesi olan Kawakanih’in genelde meyve, balık, tapyoka ve yemişlerden oluşan çok basit ve doğal bir beslenme alışkanlığı var.

Thayla da Brezilyalı. Günlük beslenmesinde daha farklı lezzetler olmasını diliyor ve feijoada adı verilen fasulye-pilav yemeğini yiyebilecek kadar zengin olmayı diliyor. Yeterince parası olduğunda sokaklarda yaşayan çocuklar için giysiler almak istiyor.

Pasadena, Kaliforniya’da yaşayan Daria makarnaya, tereyağlı patlamış mısıra, sütlü çikolataya ve diğer tatlılara bayılıyor. Kesinlikle meyve ve sebze yemeyen Daria’nın doktoru, çok zayıf olduğu ve sadece birkaç çeşit yiyecekle beslendiği için endişe duyuyor.

Segal'ın kitabının kapağında da yer alan Altaf, Kuala Lumpur'un dışında bir köyde yaşıyor. En sevdiği yemek babasının yapıp sattığı tavuklu ve etli satay. Bol malzemeli salataları da, sebze meyveleri de çok seven Altaf bir de içi kremalı çikolatalı bisküvilere bayılıyor.

Sicilya’nın Catania şehrinde yaşayan Amelia, rengarenk sebze ve meyvelerle besleniyor. Bir pizza kutusu dışında Amelia’nın yediklerinin hiçbiri ambalajlı yiyecekler değil. Her şey evde yapılıyor ve doğa dostu.

10 yaşındaki Adveeta, Mumbai’de yaşıyor. Bir vejetaryen olan Adveeta’nın yemeklerinin çoğunu büyükannesi pişiriyor. Özellikle Güney Hindistan mutfağını çok seven Adveeta abur cubura da düşkün. Hatta bu durumu babası da bu fotoğraflar çekilirken fark etmiş.

Ademilson da Brezilya’da yaşıyor. Evlerinde televizyon, elektrik ya da akan su olmayan Ademilson’un ailesi pirinçten bamyaya, karpuzdan şeker kamışına çok sayıda ürünün tarımıyla uğraşıyor. Ademilson’un günlük menüsünü de genelde bu ürünler oluşturuyor. Bir kez sosisli sandviçin tadına bakan ve nefret eden Ademilson pizza da hiç yememiş.

12 yaşındaki Davi, Brezilya’da yaşıyor. Bir favela’da yaşayan Davi’nin günlük yemekleri genelde fasulye ve pilavdan oluyor. Davi ayrıca kendisine makarna, yumurta ve tahıl lapası yapabiliyor. Bazen de mısır patlatıyor.

Asma ve Fatima kardeşler Fas asıllı ama Dubai’de yaşıyorlar. Genellikle ev yemekleri, sebzeler ve meyvelerle beslenen kardeşler meyve suyunu da çok seviyor.

Dubai’de yaşayan Yusuf’un annesi İrlandalı bir pasta şefi. Her ne kadar annesinin yemeklerini çok sevse de Yusuf omletini ve kızarmış ekmeğini kendisi yapmayı tercih ediyor.

Tharkish ve Mierrai kardeşler Kuala Lumpur’da yaşıyor. Hafta içi annelerinin pişirdiği yemekleri yiyen Tharkish ve Mierrai, hafta sonu dışarıdan pizza, tavuk ya da Çin yemeği söylüyor. Mierra etten hoşlanmıyor, daha çok şeker ve çikolatayı tercih ediyor. Tharkish’in en sevdiği yemek iste bir tür şekerli pirinç lapası olan puttu.

Senegal’in başkenti Dakar’da yaşayan Meissa’nın en sevdiği yemekler keçi eti ve atlı tahıl lapası. Ancak hafta içi pek et yemiyor. Onun yerine ekmek arası makarna, bezelye ya da kızarmış patates yiyor.

Kuala Lumpur’da yaşayan Nur Zahra, abur cuburu çok seviyor. Özellikle patates cipsi ve kahvaltılık gevrekleri çok sık tüketiyor. Nur Zahra’nın günlük beslenmesinde bir-iki muz dışında hiç sebze ve meyve yok.

Sira da Dakar’da yaşıyor. Annesi ev kadını babası ise müzisyen olan Sira’nın evinde her zaman çok fazla yemek olmuyor. Annesi özel günlerde Sira’nın en sevdiği yemek olan tavuk pişiriyor. Onun dışında yedikleri şeylerin çoğunu kendi bahçelerinde yetiştiriyorlar.

Altadena, Kaliforniya’da yaşayan 8 yaşındaki Hank, projenin sahibi fotoğrafçı Gregg Segal’ın oğlu. Segal ailesi kendi bahçelerinde birçok sebze ve meyve yetiştiriyor. Hank de bunları yiyor. Hatta bir kez Lübnan restoranında balık yerken Anthony Bourdain’e özenip balığın gözünü bile denemiş.

Hindistan’ın Mumbai şehrinde yaşayan 10 yaşındaki Anchal’ın ailesi pek varlıklı değil. Babasının günlük geliriyle annesi genelde bamya ve karnabahar körisi, mercimek ve roti yapabiliyor. Anchal bakkalın önünde bulduğu renkli çikolata kağıtlarını biriktirmeyi seviyor.

Malezyalı Beryl’in yemekle ilgili en eski hatıralarında pasta ve tahıl lapası bulunuyor. En sevdiği yemek carbonara soslu makarna, yemeği kesinlikle reddettiği şey ise zencefil. Balkonunda ıspanak yetiştiren Beryl’in gazlı içecekler tüketmesi yasak.

Fransa’nın Nice şehrinde yaşayan Soulay, genellikle ev yemekleriyle beslense de çikolatalı dondurmadan da vazgeçemiyor. Bol bol süt ve sürt ürünleri tüketen Soulay’nin en sevdiği meybeler ise kivi ve şeftali.

Bir başka Fransız da Lily. Le Grimpeur’de yaşayan ve kaya tırmanışıyla uğraşmayı seven Lily, Akdeniz havzasındaki çocukların çoğu gibi sevze ve meyve ağırlıklı, ev yemeklerinden oluşan bir beslenme biçimine sahip. Lily’nin tek zaafı arada yediği şekerlemeler.

Siti Kuala Lumpur’da yaşıyor. Neredeyse her zaman annesinin pişirdiği yemekleri yiyen Siti’nin evinde yemekten önce su içilmez ve sofrada konuşulmaz gibi kesin kurallar var. En sevdiği yemek carbonara soslu makarna olan Siti kızarmış hazır noodle’ların kokusuna da bayılıyor.

Mumbai’de yaşayan Pranitha’nın günlük beslenmesi çoğu zaman ev yemeklerinden oluşuyor. Bol sebze ve bakliyat ile taze roti yiyen Pranitha ara sıra bisküvi atıştırmayı da seviyor. Pranitha’nın çok fazla meyve yediğini söylemek ise mümkün değil.

Chetan Menge boş zamanlarının çoğunu kriket oynayarak geçiriyor. Çok fazla yemek yemeyen Chetan Menge’nin yediklerinin önemli bir kısmını ev yemekleri oluşturuyor.