Kylie Abla sen bizim her şeyimizsin

Her yıl bu zamanlar Kylie Minogue’la ilgili

düşüncelerim yoğunlaşıyor biliyorsunuz. Niçin?

Çünkü takvim olarak kullanıyoruz kendisini. ‘2005

takvimi çıkmış, gördüm’ dedi bir arkadaş. Ben de

‘Ultimate Kylie çıktı, sen asıl onu gördün mü?’ diye

cevap verdim. Kylie Minogue, ne söylediği, nasıl

söylediğiyle ilgilenmediğim şarkıların yanı sıra (I

Should Be So Lucy faciası mesela), çok beğendiğim

şarkılar da yapmış (Confide In Me, derim başka da

bir şey demem...) bir afet!.. Şu sıralar Best Of çıkarttı

bir tane. Bir de o Best Of’un DVD formatı var ki, üst

seviyede ilgiyle seyrettiğim ikinci müzik DVD’si oldu.

İlki nedir diye atlamaya hazırlananlara ‘Zahmet etmeyin’

diyor ve cevabı veriyorum: AC/DC Donnington konseri (Zabazabazaba... Büyüksün AC/DC!) Bütün kliplerini

toplamışlar bir DVD’ye. En güzel Kylie, kesinlikle en yaşlı Kylie

gibi tuhaf bir durum da var! Hastasıyız zaten, biliyorsunuz. Şimdi sessizce dağılın bakim!..

Big In Japan

Aslında köşe biraz bizim gazetenin ‘Bu hafta bitmeden...’ sayfalarına döndü ama Alphaville İstanbul’a gelecek ve bundan iki satır söz etmeyeceğim; mümkün değil!

15 Aralık’ta, 20’nci yıl kutlamaları gibi aslında düşününce insanı bunalıma sürükleyen bir sebeple Türkiye’ye geliyor Alphaville. Yeni Melek’te (Bu da Yeni Melek’teymiş ya, tesadüfe bak!) bünyeye ‘Sounds Like A Melody’, ‘Forever Young’ ve tabii ‘Big In Japan’ yükleyeceğiz.

‘Big In Japan’ı kaset formatında edinene kadar epey acı çekmişlerdenim. O kaseti çalacak aletin eve alınması için aileyi ikna etme hikayesini de anlatıp bir Kemalettin Tuğcu ortamı yaratmayayım...

Şimdi elemanlar İstanbul’da sahneye çıkacak ha!

Murat Beşer de DJ’lik yapıp 80’li yıllar şarkılarıyla kitleyi kopartacakmış.

Enteresan bir ortam olacağı kesin. Gidersem eğlenirim de, gitmek için evden çıkma aşamasına nasıl gelirim, bu tembelliği nasıl aşarım orası belli değil.

Küçük güzel filmler

Resfest, memleketin en taze film festivali. Memleketin derken, bize özgü bir festival demiyorum. Zaten her sene dünyada 30’dan fazla şehirde düzenlenen, gezici bir festival.

Dijital kısa filmler, video klipler, yönetmen retrospektifi gibi küçük güzel şeyler var festivalde.

Festival öncesinde birkaç tanesini seyretme şansım oldu. ‘Jo-Jo In The Stars’a vuruldum. Bugün ve yarın, soğuktan, kasvetli ortamdan daralacağınıza çok affedersiniz -poponuzu kaldırıyorsunuz- Beyoğlu Yeni Melek’e gidiyorsunuz ve ufkunuzu açacak, küçük ve güzel filmler seyrediyorsunuz.

Destek verin ki, kalıcı olsun. Aslında destek vermek filan da hikaye, saçmaladım. Gidip güzel bir şeyler görün işte.
Yazarın Tüm Yazıları