Kütüphanelere farklı bakışlar

KÜTÜPHANELERLE ilgili “Kütüphaneler ders çalışmak için midir?” başlıklı yazım üzerine okurlarımdan değişik düşünceleri içeren, bizim koşullarımızı değerlendiren e-postalar aldım. Okurların görüşü hiç kuşkusuz yeni tartışmaları besleyecektir. Yerimizin elverdiği oranda e-posta yayınlayabildik, onları da özetlemek zorunda kaldık.

* * *
Şeref Kahraman isimli bir okurum yazıma şöyle bir itirazda bulunuyor:

Siz para kazanmak için çalışacaksınız diye, öğrenciler sınıf geçmek için (kütüphanede) ders çalışmasınlar diyorsunuz. Öğrecilerin ders çalışması bir çeşit araştırma, sizin araştırmanız da bir çeşit ders çalışmadır. İkisi arasında bir fark göremiyorum. Bu yüzden size katılmıyorum ve bu yazıyı size yakıştıramıyorum.”

Ebru Kır isimli bir okurum ise hak verdiği kadar, durumun sebeplerini detaylarıyla anlatıyor:

“Talebelerin de ders çalışabileceği, araştırma yapabileceği ortamlar maalesef bulunmuyor; var olan yetersiz ve sadece belli saat aralığında hizmet veriyor. Yurtdışında olduğu gibi sabaha kadar açık, tüm halkın hizmetinde olan üniversite veya devlet kütüphanesi bulamıyoruz. Hem öğrenci hem öğretmen hem de araştırmacı olarak ne kadar zorlandığımızı siz de tahmin edebilirsiniz. Bilimin, araştırmanın zaman kavramına hapsedilemeyeceğini ve eğlence mekânlarına istediğimizde ulaşabildiğimiz bu ülkede bilgiye de ulaşabilmemizin sağlanmasını ve böyle yerlerin çoğalmasını istiyoruz.”

Bir üniversitede öğretim görevlisi, Dr. Burhan Koloğlu mustarip olarak konuya değiniyor: “Ben de sizin gibi zaman zaman bu problemden mustarip oluyorum. Çok ciddi araştırma kütüphanelerinde masaların KPDSİ, TUS gibi sınavlara çalışan öğrenci veya memur adayları ile dolu olduğunu görüyorum. Kütüphanelerimiz, semt kütüphaneleri çok yetersiz. Bu konuda yazmak ve hem insanımızı hem de yöneticilerimizi bilinçlendirmek şart.”

Türk Kütüphaneciler Derneği Başkanı Ali Fuat Kartal ise meselenin bakanlık haricinde belediyelere de sorumluluk yüklediğinin altını çiziyor:

Sorunuzun en kestirme yanıtı, hayır. Kütüphaneler araştırma yerleridir, ancak bugün kütüphaneler ders çalışma yeri olarak kullanılmaktadır. Bu durum ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kütüphanelerde daha yaygın durumda.

Madem çocuklarımızın ders çalışacakları sıcak ve geniş mekânlara ihtiyaçları var, o zaman en akıllı çözüm, okuma salonları açmalıyız. Bu konuyu Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay ile de paylaştım, ancak bu görev sadece Bakanlığın değil belediyelerin de işi. “Kütüphane konusu Türkiye bütçesinden en az payı alan bir bakanlıkla çözülemeyecek kadar önemlidir.”

* * *

DİLERİM, kütüphaneler artar, bu yakınmalar da geçmişte kalır.
Yazarın Tüm Yazıları