Kuğunun Ölümü'ne sadece göz yaşları

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Zehra Yıldız büyük bir sopranoydu. Bir operacımızın deyimiyle, operamızın tek umuduydu. Erken ölümü dinleyicileri için de, bizim opera dünyamız için de hüzünlü bir arya.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 18 ve 20 Aralık günlerindeki Tosca temsillerini onun anısına adayacak. Heidelberg Operası da, 25 Aralık'taki Fidelio operası, 10 Ocak'taki Beethoven'ın Dokuzuncu Senfonisi ile onu anacak.

Biliyorum, bir opera yıldızı çok güç yetişir. Operacı, sahnede; beynini, yüreğini, bedenini bir melodide yoğunlaştırır. Çok gerilimli bir meslektir. Bir yanlış nota, belki de bütün meslek hayatınızın son noktasıdır. Operacılıkta, virgül ve noktalı virgül yoktur, sadece nokta vardır.

Ölümünün arkasından döktüğümüz göz yaşları yavaş yavaş kuruyacak ve Zehra Yıldız'ın sesi, opera salonlarında bir hoş sada olarak bile kalmayacak. Onu seyredenlerin, tanıyanların anısında yaşayacak.

Türkiye'deki bir opera sanatçısının kötü kaderi. Yaşadığı müddetçe övülecek, öldükten sonra da törenle uğurlanacak ve unutuluşun öyksüne terk edilecek.

Övgüde, yaşayanlara cimri, ölülere cömertiz.

Zehra Yıldız, Kültür Bakanlığı'ndan ödül aldı. Peki, ardından devlet, hükümet onun için bir CD veya kaset yaptı mı? Çok başarılı temsillerini seyrettiğimiz bu sopranonun videokasedi var mı? Ardından, Shakespeare tiradlarını andırır övgülerde yarıştığımız bu uluslararası değerdeki sopranomuzun bir CD veya kasedini okurlarımıza tavsiye edebilecek miyiz?

Hayır. Ölüm acısı kadar utanç verici bir durum bu.

***

İSTANBUL Devlet Opera ve Balesi'nin elinde tek kamerayla kaydedilmiş, görüntü ve ses kalitesi yetersiz bir kaç kayıttan başka bir şey yok. Zehra Yıldız'ın ölümü bunu ortaya çıkardı. Kimin var ki, diyeceksiniz. Büyük kentler dışında onu dinleyen tanıyan yok ki, onlara sesi ulaşamayacak.

Kültür Bakanlığı ve TRT işbirliği ile operaların, önemli konserlerin çekimi yapılmalı. Göstermelik bir kamerayla değil hiç kuşkusuz üç kamerayla. Bu kayıtlardan da CD ve kaset yapılmalı.

Operadaki arkadaşları, Zehra Yıldız'ın sopranoların kaprisli oldukları kuralını yalanlayan bir kişiliği olduğunu söylüyorlar. 1982'den bu yana kadar bir gün rapor almamış, iş disipliniyle de örnek olmuş.

***

SAĞLIĞINDA onunla ilgili tek haber kullanmayan bir kısım medya da operayı arayıp, en iyi arkadaşı kimdi, hangi yemeği severdi gibi sorular soruyorlarmış.

Sözüm soran arkadaşlara: O, artık Yedi Tül Dansı yapmıyor, onun için de sizin ilginizi çekmez.

Yazarın Tüm Yazıları